10004,36%-0,77
35,86% 0,25
37,22% -0,26
3238,48% 0,73
5153,04% 0,97
Ölüm korkusunun kaynağını bilmenin, kaygıyı azaltmada önemli bir rol oynadığını ifade eden Psikolojik Danışman Fatma Kaya, manevi açıdan hayatın değerini anlamanın da bu süreci hafifletebileceğini belirtti.
Ölüm korkusu, insanların yaşadıkları en temel ve evrensel korkulardan biridir. Psikolojik açıdan, ölüm korkusu thanatofobi olarak da bilinir ve bireylerin ölümü düşünmeleriyle birlikte yaşadıkları kaygı, korku ve panik duygularını içerir.
Bu korku, sadece kişinin kendi ölümüne değil, sevdiklerini kaybetme, acı çekme ve ölüm sonrası bilinmezlik gibi birçok farklı faktöre bağlı olarak da ortaya çıkabilir.
Psikolojik Danışman Fatma Kaya, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, ölüm korkusunun genellikle bilinmezlik, kontrol kaybı ve varoluşsal kaygılarla ilişkili olduğunu belirtti.
Manevi açıdan hayatın değerini anlamanın önemine değinen Kaya, ölüm korkusunun kaynağını anlamanın kaygıları azaltmada etkili olabileceğini ifade etti.
Ölüm korkusunun psikolojik etkileri nelerdir?
Kişinin ölüm düşüncesi karşısında yoğun kaygı, korku ve panik hissetmesi durumunun, genellikle bilinmezlik, kontrol kaybı ve varoluşsal kaygılarla başa çıkamama ile ilişkili olduğunu belirten Kaya, "Ölüm korkusu bazen doğrudan ölmekle ilgili olabilir. Bazen ise sevdiklerini kaybetmek, acı çekmek ve ölüm sonrası bilinmezlik gibi düşüncelerle bağlantılıdır. Ölüm korkusu hafif düzeyde olduğunda, kişi bilinçli ve dikkatli olmaya yönlendirilebilir. Ancak yoğun bir şekilde yaşandığında, ciddi psikolojik ve fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Anksiyete ve panik ataklar, sosyal izolasyon, sağlıklı ilişkilerde kaygılar, uyku problemleri, iştah sorunları, risk almaktan kaçınma, iş performansının etkilenmesi ve depresyon gibi etkiler görülebilir." diye belirtti.
Ölüm korkusu günlük yaşamı nasıl etkiler?
Ölüm korkusunun, herkesin bir noktada karşılaştığı, doğal bir duygu olduğunu kaydeden Kaya, " Ölüm korkusunun kaynağını bilmek faydalıdır. Korku tam olarak ölüm mü? Yoksa ölüm anında hissedilen acı mı? Sevdiklerini kaybetmek mi? Ölüm sonrası bilinmezlik mi? Bunun tanımlanması gerekir. Ölüm derken tam olarak neyden korktuğumuzu anlamak önemlidir. Bu konuda farkındalık ve kabullenme oldukça değerlidir. Ölüm gerçeğini kabul etsek de etmesek de bu gerçekle karşılaşacağız; bundan kaçamayız ve bu durumu değiştiremeyiz. Bu durumu analiz edip tanımlayarak kendi içimizde fark ettiğimizde, kabullenmeye yöneliriz ve kaygılarımızın yoğunluğu biraz azalabilir." dedi.
"Manevi açıdan, hayatın değerini anlamak oldukça önemli"
Manevi açıdan, hayatın değerini anlamanın oldukça önemli olduğunu ifade eden Kaya sözlerini şöyle tamamladı:
"Hayatın amacı nedir? Hayattaki yerim nedir? Hayatta neden varım? Bu soruları anlamaya çalışmak, ölümle ilgili düşüncelere bağlantı kurmamıza yardımcı olabilir. Bir konu hakkında ne kadar bilgiliysek, o kadar az kaygı duyarız. Bilgi edinmek ve buna dayalı hazırlık yapmak, insanı güvende hissettirebilir. Ölüm korkusu, güvende hissetmeme ile ilişkilidir, bu nedenle bu yönde yapılacak girişimler faydalı olabilir." diye konuştu. (İLKHA)