9044,64%-7,81
37,64% 0,04
40,49% -0,51
3679,50% -0,62
5959,84% 0,14
İtikâf, sözlükte, hapis olmak, yerinde kalmak, bir şey üzerinde devam etmek, ısrar etmek gibi manalara gelir. Şer'i örfte ise Allah'ın rızasını kazanmak düşüncesiyle belli şartlar ve adap çerçevesinde mescitte kalmaya denir.
Cizre Müftülüğü İlçe Vaizi Abdullah Gökalp, Ramazanın son günlerinde Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselamın sünneti olan itikâf ibadetinin nasıl yapılması gerektiği konusunda İLKHA muhabirine açıklamalarda bulundu.
“İtikâfa girerken, 'nefsimi ve zihnimi dünyevî düşüncelerden arındırarak Allah’a yöneliyorum' bilinciyle hareket etmeli”
İtikâfın geçerli olabilmesi için belirli şartları olduğunu ifade eden Vaiz Gökalp, “İtikâf, kişinin ibadet niyetiyle belli bir süreyi camide geçirmesidir. Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselâm, Ramazan ayının özellikle son on gününü itikâfta geçirmeye özen göstermiştir. Efendimizin itikâfa bu denli önem vermesi, bu ibadetin ne kadar büyük bir sevaba vesile olduğunu bizlere açıkça ifade etmektedir. Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselâm bir hadisi şerifinde, 'Kim Ramazan ayında itikâfa girerse, iki hac ve iki umre sevabına nail olur' diye müjdelemiştir. İtikâfın geçerli olabilmesi için belirli şartları vardır. Bunlardan birincisi, ibadet niyetiyle itikâfa girmektir. Örneğin: 'Niyet ettim Allah rızası için itikâfa girmeye.' denilerek niyet edilir. Bu süreç içerisinde camiden veya mescitten çıkmamaya dikkat edilmesi gerekmektedir." dedi.
İtikâf süresince insanların özellikle Kur’an'ı Kerîm okumalı, zikir, dua ve salavat ile vaktini değerlendirmesi gerektiğini belirten Gökalp, "Ayrıca, mecburi bir mazeret olmadıkça camiden çıkmamaya özen göstermelidir. Bunun yanında dünyevî meşgalelerden uzak durması da gerekmektedir. İtikâfa giren kişinin telefonla vakit geçirmesi veya başka dünyevî işlerle meşgul olması, itikâfın amacına ters düşmektedir. Bu yüzden kişi, itikâfa girerken, "Nefsimi ve zihnimi dünyevî düşüncelerden arındırarak Allah’a yöneliyorum." bilinciyle hareket etmelidir.” ifadelerini kullandı.
"Kadınlar, evlerinde bir odayı ibadete tahsis ederek itikâfa girebilirler"
Kadınların da itikâf ibadetini yapabileceğini aktaran Gökalp, “Hanefî mezhebinde kadınlar, evlerinde bir odayı ibadete tahsis ederek itikâfa girebilirler. Ancak, kadınlara uygun bir mekân belirlenmişse, örneğin bir mescit bu amaçla tahsis edilmişse, kadınların burada itikâfa girmesi de mümkündür. İster camide ister evde olsun, itikâfa giren kişinin, ihtiyaç dışında bulunduğu mekândan çıkmaması, dünyevî işlerden uzak durması ve bu süreci ibadet, dua ve Kur’an okumakla değerlendirmesi gerekmektedir. Bununla beraber itikâfa girerken mutlaka niyet edilmelidir.” diye ekledi.
“İtikâf sevabı bolca belirlemiş bir ibadettir”
Açıklamasının devamında Gökalp, “İtikâf ibadeti, Peygamber Efendimiz aleyhissalâtü vesselâm tarafından uygulanmış sünnet-i müekkededir; yani sevabı bol bir ibadettir. Efendimizin Ramazan ayının son on gününü özellikle itikâfla geçirmesinin sebebi, Kadir Gecesi’ni yakalama arzusudur. Nitekim Kadir Gecesi’nin faziletini hepimiz biliyoruz. Bu mübarek gece, seksen yıllık bir ibadete denk sevap kazandırmaktadır. 80 yıllık bir ömre bedel ibadetle geçmiş bir ömrü yakalamak adına peygamber efendimiz aleyhissalatü selam Ramazan ayının son 10 gününü itikâf ile geçiriyordu.” dedi. (İLKHA)