• BIST 100

    11280,79%-0,06
  • DOLAR

    41,11% -0,07
  • EURO

    48,17% 0,21
  • GRAM ALTIN

    4586,49% 0,56
  • Ç. ALTIN

    7300,98% 0,68

"Son Kale: Aile" panelinde aile hakemliği talebi: Türkiye'de aile arabuluculuğuna ihtiyaç var!

01 Eylül 2025, Pazartesi 08:20
01 Eylül 2025, Pazartesi 08:20
  • Dinle
  • A+
    Büyüt
  • A-
    Küçült

HÜDA PAR Kadın ve Aile Başkanlığı tarafından Van'da düzenlenen "Son Kale: Aile" panelinde aile arabuluculuğu sisteminin hayata geçirilmesi önerisi ön plana çıktı.

HÜDA PAR Kadın ve Aile Başkanlığı tarafından Van'da düzenlenen "Son Kale: Aile" Panelinde sunum yapan Fulya Okur, "Türkiye'de aile arabuluculuğuna gereksinim olduğuna dair bulgular var." dedi.

Panelde, HÜDA PAR Kadın ve Aile Başkanı Aynur Sülün açılış konuşması, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı İshak Sağlam ise selamlama konuşması yaptı.

Panelin moderatörlüğünü Arş. Gör. Dr. Aytekin Çelik yaptı. Panelde; Dr. Ebuzer Dalga, "Aileyi korumaya yönelik tedbirler ve aile içi iletişim", Fulya Okur ise "Aile bütünlüğünü koruma tedbirleri ve arabuluculuk" başlıklı birer sunum yaptı.

"Aile; merhamet, sabır, yardımlaşma ve edep gibi değerlerin ilk öğretildiği mekândır"

Ailenin bireyin hem maddi hem de manevi gelişimini güven içinde tamamlandığı önemli bir ortam olduğunu belirten Dalga, erken çocukluk döneminin önemine vurgu yaptı.

Dalga, "Aile; merhamet, sabır, yardımlaşma ve edep gibi değerlerin ilk öğretildiği mekândır. Bir huzur ortamıdır. En tehlikeli durumlarda sırtımızı dayayabileceğimiz bir dayanak noktasıdır, sığınılacak bir limandır. Yine ayet-i kerimelerin ifadesiyle ailenin varlığı, Allah'ın varlığının delillerindendir." dedi.

"Her birimizin cebinde ahlaki yozlaşmaya sebebiyet verecek düşmanlar var"

Modern hayatın getirdiği bireyselleşme sürecinin aileyi olumsuz manada etkilendiğinden söz eden Dalga, "Medya aracılığıyla ahlaki yozlaşma. Hepimizin cebinde, çocuklarımızın cebinde. En başköşeye oturttuğumuz televizyon... Artık o bile masum. Her birimizin cebinde ahlaki yozlaşmaya sebebiyet verecek düşmanlar var." ifadelerini kullandı.

"Allah aileyi korumayı isteğe bırakmıyor, kesin emrediyor"

Evlilik kurumunun hafife alınmasının da aile bağlarını zayıflattığını ifade eden Dalga, "İslam bize ne öneriyor? İslam, iman, takva, sabır ve karşılıklı sorumluluk bilinciyle aileyi korumayı öğütlüyor. Peki, biz bu aileyi niye koruyoruz, niye böyle bir ihtiyaç hissediyoruz? Tek bir cevap var Allah emrettiği için. Allah aileyi korumayı isteğe bırakmıyor, kesin emrediyor. Tahrim Suresi 66. ayet-i kerimede Cenab-ı Allah mealen şöyle buyuruyor: 'Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.' Bu ayette hem dünyevi hem de uhrevi anlamda aile bireylerinin korunmasının önemi vurgulanıyor. Diğer boyut ne? Yani bu programların yapılmasının amacı, Cumhurbaşkanı tarafından bu yılın aile yılı ilan edilmesinin sebebi, boşanma oranlarının çok fazla artması... Bizi ancak ölüm ayırır diyen bireylerden, çok kısa bir süre sonra artık birbirlerine tahammül edemeyen bireyler artmaya başladı. Bu yüzden bizim aileyi koruma yükümlülüğümüz var." şeklinde konuştu.

Boşanmaları artıran 6 neden!

Dalga, ahlaki yozlaşma, sorumluluk bilincinin olmaması, toplum ve aile içinde değişen kadın rolleri, refah seviyesinin artması, boşanma olanaklarının kolaylaşması, hukuki prosedürlerin ve polisiye tedbirlerin artması gibi konuların boşanma oranlarını artırdığına değindi.

"Etkili iletişim için aile bireylerinin ihtiyaçları giderilmelidir"

"Peki, biz aileyi nasıl koruyacağız?" diyen Dalga, şöyle devam etti:

"Sevgi, saygı ve merhamet olmazsa olmazdır. Eşlerin birbirine karşı sadakat, güven ve dürüstlük içerisinde olması gerekir. Her aile içerisinde herkesin kusuru vardır. Bu kusurları mümkün mertebe gizlemek, suçlamadan kaçınmak gerekir. Maalesef bugün aile sırları gündüz kuşağı programlarına meze edilmiş durumda. Televizyonlarda bütün halkın önünde ifşa ediliyor. Burada çok kötü bir algı oluşuyor. Sanki Türkiye'deki bütün aileler böyleymiş gibi. Bu, iyi örnekleri gölgede bırakıyor. Artık zamanla kötü örnekler normalleştiriliyor. Etkili iletişim için aile bireylerinin ihtiyaçları giderilmelidir. Her birey kendisinin değerli olduğunu hissetmek ister. Aile içinde bu değer verilmezse kendisine değer verilen başka bir ortam aramaya başlar. Aile bireyleri arasında yakınlık ve dayanışma da gereksinimlerden biridir. Bu olmazsa sorunlar dışarıya taşınır. Çocuklarımıza iki yaşından itibaren yapabilecekleri sorumlulukları yükleyelim. Biz bazen şefkatimizi çok kötü yönde kullanıyoruz. Dolayısıyla sorumluluk bilincini çok erken yaştan kazandırmamız gerekir."

"Etkili iletişimde etkin dinleme çok önemlidir"

Sağlıklı manevi hayatın temelinin ailede atıldığını belirten Dalga, "İletişim çift yönlüdür. Tek taraflı nasihat, iletişim değil iletim olur. Mesela eşinize veya çocuğunuza bir nasihatte bulunacaksınız. Çok iyi bir hatip olabilirsiniz. Konuya çok vakıf olabilirsiniz. Çok süslü cümleler kurabilirsiniz. Ama bunu kendi davranışlarınız ile desteklemiyorsanız vermek istediğiniz masajın ancak yüzde 35'ini karşı tarafa iletebiliyorsunuz. Etkili iletişimde etkin dinleme çok önemlidir." dedi.

"Kitap okuma alışkanlığı olsun istiyorsanız siz de kitap okumalısınız"

Empatinin iletişimdeki önemine değinen Dalga, "Aile fertlerimizle beraber zaman geçireceğiz. Beraber zaman geçirmekten kastımız şu: Oturup televizyon seyretmek filan değil. Yani böyle çocukların da müdahil olduğu, güzel bir sohbet değil; paylaşım. Yani yaş farkı ne olursa olsun o paylaşım önemli. Yani herkesin fikir sunabileceği, katkı sunabileceği, eğlenebileceği, konuşabileceği, söz hakkı alabileceği konular oluşturmak. Eşinize, çocuğunuza doğru bir model olun. Kitap okuma alışkanlığı olsun istiyorsanız siz de kitap okumalısınız. Sigaranın zararlarını anlatarak değil, sigara içmeyerek, sigara kullanmayarak bu konuda doğru örnek olabiliriz." şeklinde konuştu.

"Sürekli olumsuz alışkanlıklara odaklanmayalım"

Evin kuralları olması gerektiğini ifade eden Dalga, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Hani eskiden vardı, keşke şimdi de olsa... İşte akşam yemeğinde herkes bir arada olacak, akşam ezanı okunmadan önce tüm çocuklar evde olacak, akşam yemeğinde herkes bir arada olacak, gün içerisinde yaptıklarını anlatacaklar. Bu tür kurallarımız olsun. Ama bunu belli sınırlarla, kurallarla yapalım ve sürekli olumsuz alışkanlıklara odaklanmayalım. Yani çözümle, olumlu davranışlarla… Aile bireylerinin olumlu davranışlarının da farkında olalım. Onları da ödüllendirelim ki olumsuz davranışlarının sayısında bir azalma olsun. Sürekli hata yaptıklarında yüzlerine vurmayalım. Doğruyu öğretmek için yanlarında olalım."

"Mutlu bir anne babanın çocukları sağlıklı ve mutlu olur"

Çocukların başkalarının yanında eleştirilmemesi gerektiğini belirten Dalga, "Çocukların olumlu yönlerini öne çıkartıp onları cesaretlendirelim. Evet, aile fertlerine sevdiğimizi göstermenin yanında o fiziksel yakınlık da önemli. Yani bedensel temas kurmak da önemli. Şefkatle dokunmak hem fiziksel hem psikolojik gelişim açısından da önemli. Anne babalar birbirlerine karşı saygılı olmak, sevgiyle davranmak zorundadır. Özellikle çocukların önünde tartışmak, kavga etmek çocukları çok kötü etkiliyor. Yani mutlu bir anne babanın çocukları sağlıklı ve mutlu olur. Aileyi korumak, imanı korumaktır. İletişimi güçlendirmek, nesli güçlendirmektir." ifadelerini kullandı.

"Türkiye'nin kültürel yapısına uygun bir modelin geliştirilmesi daha olumlu sonuçlar doğuracak"

Aile içi anlaşmazlıkların ve boşanma oranlarının artmasının sadece Türkiye'de değil tüm dünyada bir sorun olduğunu belirten Fulya Okur ise, "Bu sorunları çözmek için kullanılan yöntemlerden biri olan aile arabuluculuğu, farklı kültür ve inançlara göre şekillenen bir çözüm yolu olarak günümüzde önem kazanmaktadır. Türkiye'de de arabuluculuğun alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak uygulanması planlanmaktaydı ve bu süreçte Avrupa ülkeleri kendi çözüm yöntemlerini kullanabileceği yönünde bir anlayış öne çıkmaktadır. Diğer yandan, Avrupa ile Türkiye arasındaki kültürel farklılıklar göz önünde bulundurulduğunda, Avrupa uygulamaları yerine Türkiye'nin kültürel yapısına uygun bir modelin geliştirilmesinin Türk toplumu için daha olumlu ve faydalı sonuçlar doğuracağına dair bir yönelim de mevcuttur." dedi.

"İslam hukukunda arabuluculuk, çekişmelerin sonlandıracak bağlayıcı bir çözüm üretmeyi hedefler"

Aile bütünlüğü tehlikeye girdiğinde hangi yöntemler kullanacağına dair önerilerde bulunan Okur, aile arabuluculuğu pratiklerine dair bir araştırmadan örnekler verdi.

Arabuluculuk, hakemlik (tahkim) ve arabulucu-hakemlik, yöntemlerinin bazı ülkelerde uygulandığını belirten Okur, "İslam Hukuku'nda aile arabuluculuğunun dayanağı Nisa Suresi 35. ayettir. İslam Hukuku'nda bu bağlamda ayet çerçevesinde gelişen arabuluculuğun sulh ve hakemlik süreçlerinin birbirini takip eden arabuluculuk-hakemlik tarzı bir karma yöntem olduğu temelde taraflar arasında barışın amaçlandığı ve çekişmelerin sonlandıracak bağlayıcı bir çözüm üretmeyi hedeflediği söylenebilir." dedi.

"Boşanma süreçleri arabuluculuk kapsamına dâhil edilmiyor"

Konuşmasında Türkiye'deki arabuluculuk uygulamalarına da yer veren Okur, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye mevzuatına dâhil edilmesi beklenen ve önerilen arabuluculuk avukatların rehberliğinde hazırlanan anlaşmalı boşanma protokolü benzeri bir uygulama değildir. Avukatlar sadece taraf vekil ve danışmanı olarak süreci kolaylaştırır. Bağımsız/nesnel bir üçüncü kişi rolünde değildir. Türkiye'de arabuluculuk kapsamı daralmaktadır. Özellikle boşanmanın kendisi ve çocuğa karşı sorumluluklar arabuluculuk kapsamına dâhil edilmemektedir."

Diyanet İşleri Başkanlığı'na gelen sorularda İslamî arabuluculuk talebi var

Toplumun İslam Hukuku bilgisine ve İslamî arabuluculuğa ihtiyaç duyup duymadığını araştırdıklarını belirten Okur, "Bunun için Diyanet Aile ve Dini Rehberlik Büroları'nın verilerini inceledik. İl Müftülükleri bünyesinde 2003 yılında 6 büro ile başlayan bu kurum, 2024 itibariyle 493 büroya ulaşmıştır. 2013–2021 yılları arasında 16 bin soru yöneltilmiştir. Sorular aile anlaşmazlıklarında dini kurumlara yönelimin tespiti için analiz edilmiştir. Sonuç olarak İslam Aile Hukuku normlarına dair bilgi ihtiyacı ve İslamî arabuluculuk talebinin varlığına dair belli tespitlere ulaşılmıştır. İslam Hukuku bilgi talebi bağlamındaki sorular boşanma süreci, velayet, mal rejimi, eş ve çocuk nafakası başlıklarında başvuru yapıldığı görülmüştür. Özellikle boşanma en çok sorulan konudur. Türkiye de nüfusun yüzde 98'den fazlası dini nikâh akdetmektedir. Bu esasen bireylerin evliliklerinde dini normları önemsediklerini gösteriyor. Boşanma sürecinde de dini normları önemsemekteler. Bu nedenle dini kurumlara yönelim fazladır." şeklinde konuştu.

Sorulan sorularda arabuluculuk talebinin görüldüğünü ifade eden Okur, "Her halükârda arabuluculuk talebini, boşanma süreci içerisinde boşanma sürecinin kendisinin daha fazla sorulara konu olduğunu görebiliyoruz. Bunu takiben velayet, rehberlik talebi, mal rejimi, eş ve çocuk nafakası gelmektedir. Soruların tarihlere göre dağılımına baktığımızda da 2013'ten 2021 yılına kadar sürekli artış olduğunu görüyoruz." dedi.

"Süresiz nafaka İslam Hukuku'na göre hukuksuzdur"

İslam hukukunun uhrevi bir yaptırım gücü olduğunu ve bu özelliğin bireyler üzerinde etkili olduğuna değinen Okur, "Örneğin aile içi şiddet tehlikesinde uhrevi cezanın hatırlatılması bireylerin böyle bir eyleme yönelmelerini engelleyebilir. Zira hukuk her türlü şiddete yetişemiyor. İnsanların vicdani sorumlulukları içerisinde bunun kendilerine hatırlatılması lazım. Bu konuda bilgilendirildiklerinde yaptırım gücünün etkili olabileceğini söyleyebiliriz. Malumunuz ülkemizde süresiz nafaka mağduriyetlere sebebiyet verdiği için tartışılmakta. Hala kesin bir sonuca varılmış değil. Süresiz nafaka İslam Hukuku'na göre hukuksuzdur. Yani bireylerin bu konudaki tartışmaların hatırlatılması bu çerçevedeki bir anlaşmazlığı sulha doğru yönelmesi için yardımcı olabilir. " ifadelerini kullandı.

"Türkiye'de de aile arabuluculuğuna gereksinim olduğuna dair bulgular var"

Aile birliğinin korunmasında İslamî arabuluculuğun önemli katkılar sunacağını ifade eden Okur, "Bazı halkı Müslüman olan ülkeler, geleneksel uygulamalarını modern yöntemlerle entegre etmede başarılı olmuştur. Türkiye'de de böyle bir gereksinim olduğuna dair bulgular vardır. Bazı seküler hukuk sistemlerinde yaşayan Müslüman azınlıklar bile aile davalarını dini hukuka göre çözme imkânı bulabilmektedir." dedi. (İLKHA)

Ege Denizi'nde 3.5 büyüklüğünde deprem

Gazze’de insanlık onuru katlediliyor: Sessizlik suç ortaklığıdır!

AB, Ukrayna'ya çok uluslu askeri birlik konuşlandırmak için çalışıyor

Mardin’de kontrolden çıkan otomobil takla attı: 1 yaralı

ABD ile Venezuela arasındaki gerginlik tırmanıyor

BM: 850 bin Suriyeli mülteci ülkelerine geri döndü

Gana'da M çiçeği virüsü vakalarında artış

Batman’da pikap şarampole yuvarlandı: 1 yaralı

"Son Kale: Aile" panelinde aile hakemliği talebi: Türkiye'de aile arabuluculuğuna ihtiyaç var!

Afganistan'daki depremde can kaybı 1000'i aştı

Manisa'da zincirleme kaza: 3 yaralı

Ağrı'da "Hayat Namazla Güzeldir" programında çocuklar saf tuttu   

Gazze'deki Hükümet: 3 bin yardım kamyonundan sadece 534'ü 5 günde Gazze'ye girebildi

Erbaş: Her Müslüman, Peygamberimizin söz ve fiillerini hayatının merkezine almalıdır

Türkiye'den Yapıcıoğlu'nun aralarında bulunduğu parlamenterler, devlet başkanlarına Gazze için "acil mektup" gönderdi

ABD Büyükelçiliği önündeki Gazze nöbeti 12. günde de devam ediyor

Malatya'da dağda mahsur kalan keçiler kurtarıldı

Gazze açlıktan ölüyor: 9 kişi daha açlıktan hayatını kaybetti

Alibaba, yeni yapay zekâ çipi geliştiriyor

Endonezya’da devam eden protestolarda 6 kişi öldü, ordu sokakta

Siyonist Ben Gvir, 100 bin Yahudi yerleşimciye silah ruhsatı çıkardı

Nijerya'da tekne kazası: 13 ölü, 22 kayıp

Okul alışverişinde çocuk sağlığına dikkat!

Gaziantep’te uyuşturucuyla mücadelede 203 kişi tutuklandı

Bursa Adliyesi’nde yeni adli yıl başladı

Umut Kervanı’nın Van’da açtığı ‘Yaz Okulu’ tamamlandı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze’deki vahşeti durduramamanın izahı yok

Midyat’ta “Hayat Namazla Güzeldir” etkinliği finalinde Gazze’ye vurgu yapıldı

Nusaybin’de “Hayat Namazla Güzeldir” etkinliğinin finali yapıldı

Malatya'da kayıp şahıs için barajda arama çalışması başlatıldı

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

ŞEHİR HABERLERİ


Ege Denizi'nde 3.5 büyüklüğünde deprem

Gazze’de insanlık onuru katlediliyor: Sessizlik suç ortaklığıdır!

AB, Ukrayna'ya çok uluslu askeri birlik konuşlandırmak için çalışıyor

Mardin’de kontrolden çıkan otomobil takla attı: 1 yaralı

ABD ile Venezuela arasındaki gerginlik tırmanıyor

BM: 850 bin Suriyeli mülteci ülkelerine geri döndü

Gana'da M çiçeği virüsü vakalarında artış