Ankara'da "Soykırıma İsyan" sloganıyla Filistin'e destek yürüyüşü için on binlerce Kudüs sevdalısı toplanıp yürüyüş yaptı.
Filistin'in Gazze şehrinde ve Lübnan'da bir yıldır okullar, hastaneler, camiler, kiliseler, evler işgalci siyonistler tarafından bombalanıyor. Çocuk, kadın, yaşlılardan oluşan 41 binden fazla Gazzeli Müslüman şehid edilirken binlercesi de halen enkaz altında.
Ankara'da bir araya gelen onbinler, siyonist işgal rejiminin zulmüne karşı ortak tepki vermek amacıyla "Soykırıma İsyan, Filistin'e Destek Yürüyüşü" gerçekleştirdi. Saat 13.30'da Kurtuluş Parkı'nda toplanan 7'den 70'e tüm vicdan sahipleri, okunan Kur'an-ı Kerim'in ardından Anadolu (Tandoğan) Meydanına kadar yürüdü. Yürüyüş sonrası program, basın açıklamasıyla devam etti.
"Soykırıma İsyan" sloganıyla Filistin'e destek yürüyüşüne birçok milletvekili, siyasi ile STK temsilcileri, toplumun tüm kesiminden on binlerce Kudüs sevdalısı katıldı. Kilometrelerce uzanan yürüyüşte sık sık tekbirler getirilip sloganlar atıldı. Sık sık boykotun tüm yönleriyle devam etmesi gerektiği hatırlatıldı.
Yürüyüş tertip komitesi tarafından hazırlanan basın açıklaması metnini Ankara Filistin Dayanışma Platformu adına İcra Kurul Üyesi Nevzat Oylek, okudu.
Oylek, "Medeniyetlerin beşiği Anadolu’dan, bütün farklıklarını, mensubiyetlerini, unvanlarını bir tarafa bırakarak, vicdan ortak paydasında, yaşanan vahşete karşı isyanını ifade etmek için bir araya gelen, değerli Filistin dostları! Bugün, toprakları gasp, halkı yok edilmeye çalışılan Filistin’de yaşanan acımasız soykırıma tepkimizi gösterme üzere, Yapılan insanlık yoklamasında 'ben de varım' demek için buradayız. Soykırımcı israilin kanlı tarihine yeni bir sayfa olarak eklenen son bir yıllık felaket bir kez daha göstermiştir ki İsrail hiçbir değeri ve sınırı bulunmayan mutlak bir kötüdür. Sabıkası, katliamlarla dolu katil israil, Filistin’de soykırım suçunu en vahşi şekilde işlemektedir." dedi.
"Gazze’de 365 günde 42 bin kişi terörist israil tarafından vahşice katledildi."
"Filistin'de 365 gündür hastaneler, okullar, camiler, kiliseler, evler, pazar yerleri, su depoları, fırınlar, aşevleri ve mülteci kampları bombalanıyor." diyen Oylek, "Bebekler, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, sağlıkçılar, yardım görevlileri ve gazeteciler katlediliyor. Gazze’de 365 günde 42 bin kişi terörist israil tarafından vahşice katledildi. Binlerce Filistinli ise hala enkaz altında. israil, saldırgan tutumunu Gazze, Batı Şeria ve tüm Filistin’den sonra Lübnan’a da taşıdı. Aynı vahşeti Lübnan’da sergileyerek binerce masum Lübnanlıyı katletti. Siyonist rejimin bu azgın tutumu bölge halkları için açık bir tehdit olmaya devam ediyor. Kıbrıs’a ve Türkiye’ye doğru sıçrayacağı açık olan bu cüretkâr tehdidin tüm dünyayı kaosa sürükleyeceği ortadadır. israil terörü karşısında BM ve AB gibi uluslararası örgütler, engelleyici bir rol üstlenmedikleri gibi, israili koruyup kollamaktadırlar. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve Hindistan gibi ülkeler israile asker, silah ve para desteğinde bulunarak Siyonist soykırımın ortağı olmuşlardır. Filistin söz konusu olduğunda onlarca yıldır ürettiği insani ve hukuki birikimini göz ardı eden Batı, bu çifte standartçı barbar yüzüyle insanlığa sunacağı hiçbir şeyinin kalmadığını bir kez daha göstermiştir." ifadelerine yer verdi.
"Amerika ve işbirlikçileri son 20 yıl içerisinde Irak’ta Suriye’de Afganistan’da, Libya`da milyonlarca insan öldü"
Açıklamasının devamında Oylek, şunları söyledi:
"Amerika ve işbirlikçilerinin sosyal ve siyasal mühendislikleriyle yaşanan iç savaşlar ve derinleşen insani krizler neticesinde dünyada 60’ı aşkın ülke, savaş ve çatışma alanına dönmüştür. Son 20 yıl içerisinde Irak’ta Suriye’de Afganistan’da, Libya`da milyonlarca insan öldü. Emperyalist güçler benzer ihlalleri Doğu Türkistan, Myanmar ve Keşmir başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde devam ettirmektedirler. Katil israil başta olmak üzere gözünü kan bürümüş bu ifsat çetesini en çok cesaretlendiren durum ise İslam İşbirliği Teşkilatına üye ülkelerin caydırıcı hiçbir irade ortaya koymamalarıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı, yaşananlara sessiz ve seyirci kalarak bu vahşetin büyümesinde pay sahibi olmuştur. Yaşanan benzersiz katliamlara karşı uyanan küresel vicdan ise insanlığın umudu olmuştur. Yöneticilerinin aksine dünyanın birçok coğrafyasında vicdan sahibi herkes meydanlara döküldü. Artık herkes anlamaktadır ki İsrail dünyanın kayıtsız kalamayacağı bir sorundur. Yüz yıldır yaşananlar göstermiştir ki israil yargılanıp mahkûm edilmedikçe, ceza ve yaptırımlar tatbik edilmedikçe sorun gerçek anlamda çözülmeyecektir. israilin saldırganlığını durdurmak için uluslararası örgütlere, devletlere, kurumlara ve fert fert her birimize sorumluluk düşmektedir."
"Ey israil, ABD ve işbirlikçileri! zulmünüz, adım adım sonunuzu getirecek"
Oylek, "Bugün, buradan tarihe not düşmek ve insanlığa karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek adına çağrıda bulunuyoruz. İlk sözümüz siyonist israil, katil Amerika ve işbirlikçilerinedir! Ey israil, ABD ve işbirlikçileri! Zulmünüz, adım adım sonunuzu getirecek. Sonunuz, enkazların altından kurtulan bebeklerin elinden olacak. Bundan kaçamayacaksınız. Askerlerinizle, donanmanızla, üslerinizle, diplomatlarınızla, firmalarınızla ait olmadığınız coğrafyamızdan defolup gideceksiniz. Dünya ülkelerinin devlet başkanlarına ve uluslararası örgütlere sesleniyoruz! Bir avuç sapkının tüm insanlığı sömürdüğü, dünyayı üçüncü dünya savaşına sürüklediği gerçeğini görün. Dökülen kanlara engel olmazsanız, o kanlar bir gün mutlaka sizin kapınıza kadar gelecek. Bu suça ortak olmaktan vazgeçin, Filistin’in yanında olun." şeklinde belirtti.
"Kuduz bir köpek gibi her tarafa saldıran israilin ancak güçten anladığı gerçeğini görün"
Dünya halklarına ve Müslüman ülke yöneticilerine seslenen Oylek, "İşgalci siyonistler; ülkelerin yöneticilerini kontrolleri altına alarak halklarından kopuk, insani değerlerden nasipsiz devletler hedefliyor. Yönetimlerinizin, sizden aldıkları yetkiyi kötüye kullanarak mazlumları öldürmek için silah, para ve lojistik destek olmalarına izin vermeyin. Tüm dünyada başlayan küresel bilinci canlı tutun. Siyonist yöneticiler, enselerinde haklı öfkemizi hissetsinler. Müslüman ülkelerin yöneticilerine sesleniyoruz! Gazze’ye yönelik abluka ve ambargoyu kaldırmak üzere fiili durum oluşturun. israille ilişkilerinizi kesin. Kuduz bir köpek gibi her tarafa saldıran israilin ancak güçten anladığı gerçeğini görün. Birlik olun, somut ve caydırıcı tedbirler alın ve hayata geçirin." dedi.
"Türkiye, israilin devlet değil terör örgütü olduğu gerçeğinden hareketle, siyonist çeteyi devlet olarak tanıma kararını iptal etmelidir"
İlk günden itibaren tavrını Filistin’den yana koyan yöneticilerimize de seslenen Oylek, şunları aktardı:
"Ülkemizin HAMAS’ın yanında yer alınması, katillerle ticari ilişkilerin kesilmesi kararı, Filistin’e yapılan insani yardımlar, Uluslararası platformlarda Filistin için diplomatik girişimlerde bulunulması ve Adalet Divanında açılan davaya müdahil olunması gibi olumlu adımlar milletimizin hassasiyetiyle örtüşen adımlar olmuştur. Ancak bu çaba israilin azgınlığını durdurmaya yetmemiştir. Bu soykırımı durdurmak için toplumun tüm kesimlerinin kenetlenmelerini ve ortak bir cephe oluşturmalarını bekliyoruz. Bunun için milletimizin beklentisi olan taleplerden bazılarını bu tarihi günde paylaşmak istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, israilin devlet değil terör örgütü olduğu gerçeğinden hareketle, Siyonist çeteyi devlet olarak tanıma kararını iptal etmelidir. Çifte vatandaş statüsünde, soykırımcı terör çetesiyle iltisaklı herkes, milli güvenliği tehdit eden unsur olarak tanımlanmalı ve yargılanmalıdır. Bu bağlamda TBMM Genel Kurulunda görüşülmeyi bekleyen kanun teklifi oy birliği ile kabul edilerek millet iradesinin tecelligahından dünya kamuoyuna net bir mesaj verilmelidir. Adalet Bakanlığı, soykırım suçunu işleyen Siyonist yöneticilerin yargılanmalarına yönelik hukuki sürecin önünü açmalı, Ayşenur Ezgi Eygi'yi katleden teröristlere karşı başlatılan soruşturma ivedilikle sonuçlandırılarak katillerin yargılanması sağlanmalıdır. Siyonist çeteye, ABD ve Batı bloğuna hizmet sunan başta Kürecik olmak üzere tüm askerî üsler kapatılmalıdır. Bakü-Ceyhan Boru Hattı üzerinden soykırıma enerji desteği kesilmelidir. Belediyeler dâhil tüm kamu kurumlarında Siyonizm’e destek veren ürünlere karşı boykot uygulanmalıdır. israile yönelik yaptırım kararını delen iş adamları, 'soykırıma destek olmak' suçundan yargılanmalı, bu yönde caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Yükseköğretim Kurulu, Siyonist odakları akredite eden akademik mekanizmalar konusunda duyarlı olmalı, Siyonistlerin küresel akademik hegemonyasıyla mücadele etmelidir. Dijital sektörler başta olmak üzere, gıda, tıp, teknoloji ve savunma sektörlerinden başlanarak, her alanda siyonist terör tehdidine karşı atılan yerli ve millî adımlar hızlandırılmalıdır. Kültür, sanat ve spor, barış içindeki bir dünyada anlamlıdır. Bu nedenle sahneden, kürsüden ve tribünden yükselen 'soykırıma isyan' çağrısına herkes destek vermelidir. Özellikle kültür ve sanat camiası, bir avuç Siyonist uşağının mahalle baskısından kurtularak vicdanların sesine kulak vermelidir."
"Boykot, sadece bir ekonomik eylem değil; yaşanan zulme karşı koymanın bir yoludur"
Son olarak Oylek, "Dünyanın çok kritik bir dönemden geçtiğini bildiğimiz bugün, hepimizin çok önemli sorumlukları bulunmaktadır. Bizi ilgilendiren önemli bireysel sorumlulukların başında, israile destek olan firmaları boykot gelmektedir. Boykot, sadece bir ekonomik eylem değil; yaşanan zulme karşı koymanın bir yoludur. Boykotlu ürünü almak katille iş birliği yapmaktır. Katilleri finanse değil, boykot edelim. Alışveriş listemizin başına 'vicdanı' eklemeyi unutmayalım. Son olarak 'ya şahadet ya zafer' şiarıyla destansı bir mücadeleye imza atan ve Aksa Tufanıyla özgürlük fitilini ateşleyen Şehit İsmail Heniye başta olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet diliyoruz. Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. Bağımsız Filistin ve esenlik yurdu özgür Kudüs’ü göreceğimiz günlerin yakın olduğuna inanıyor, kahraman Filistin halkına Ankara’dan selam gönderiyoruz. Ayaklarındaki Kudüs gücüyle adımlarını zorbalara isyan için atan siz vicdan sahibi Ankaralılara, duyarlılığınız ve katılımınız için teşekkür ediyoruz. Yaşasın, nehirden denize özgür Filistin. Kahrolsun ırkçı, terörist, siyonist israil ve işbirlikçileri." diye konuştu.
Program, Ankara Filistin Dayanışma Platformu adına İcra Kurulu Üyemiz Mehmet Fatih Serenli'nin yaptığı dua ile son buldu. (İLKHA)