11151,20%-1,99
41,53% 0,20
48,63% 0,36
5028,37% 0,57
8280,99% 0,98
Köklü Değişim öncülüğünce çok sayıda STK'nın desteğiyle "2 Yıl Geçti, Söz Değil İcraat Bekliyoruz" sloganıyla gerçekleştirilen yürüyüş, Fatih Camii'nde kılınan öğle namazının ardından başladı.
Ellerinde tevhid bayrakları ile kortej eşliğinde yürüyüşe geçen binlerce kişi, Gazze lehine, işgal rejimi ve destekçileri aleyhine sloganlar atarak Beyazıt Meydanı'na kadar yürüdü
Mahmut Kar
Burada gerçekleştirilen programda STK'lar adına basın açıklamasını okuyan Köklü Değişim Medya Genel Koordinatörü Mahmut Kar, Aksa Tufanı'nın üzerinde 2 yıl geçtiğini hatırlatarak yaşanan vahşet karşısında yöneticilerden söz değil icraat beklediklerini söyledi.
Geçen 2 yıllık süreçte insanlığın her gün farklı bir vahşete tanık olduğunu, işgalcilerin hedef gözetmeksizin çocukları, bebekleri, yerleşim alanlarını, okulları, camileri ve hastaneleri vurduğunu belirten Kar, yaşanan katliamlar karşısında yalnızca kınamakla yetine Müslümanların sessizliğinden cesaret alan siyonistlerin katliamlarını daha da arttırdığını ifade etti.
"Siyonistlerin bu kadar küstahlaşması, elinde güç olanların caydırıcı adımlar atmamasındandır"
Kar, "Bu vahşi soykırım karşısında tüm dünya ayağa kalktı. Tüm meydanlar doldu. Yüreği Gazze için atan herkes bu zulmün durdurulmasını, somut ve caydırıcı adımların atılmasını istedi. Ancak buna rağmen yöneticiler, güç ve karar sahipleri hiçbir şey yapmadı. Sadece konuştular, kınadılar, lanetlediler ve yerlerine oturdular. Her kınama yeni bir katliamı ve daha cüretkâr saldırıları getirdi. İşgalci Siyonistler öyle azgınlaştı ki aylarca Gazze'ye bir lokma ekmeğin, bir yudum suyun girmesine izin vermedi. Gazze'de taş üstünde taş bırakmadı. Sadece Gazze'ye değil Suriye'ye, Lübnan'a, İran'a, Yemen'e, Katar'a ve son olarak Tunus'ta Sumud filosuna saldırdı. İşgalci siyonist varlığın bu derece azgınlaşması ve bu derece küstahlaşmasının en büyük sebebi, elinde güç ve imkân olan iktidar sahiplerinin bir türlü harekete geçmemesi, somut ve caydırıcı adımlar atmaması, konuşmaktan ve kınamaktan başka bir şey yapmamalarıdır." dedi.
"Uluslararası kuruluşlar Batı'ya hizmet etmektedir"
Siyonist işgalin laftan anlamadığını, somut ve caydırıcı adımların atılması gerektiğini yüzlerce kez meydanlardan haykırdıklarını vurgulayan Kar, "Birleşmiş Milletler, Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi kurumların alacağı kararlar siyonist varlık için hiçbir şey ifade etmez. Çünkü bu kurumlar sadece sömürgeci Batı dünyasının çıkarlarına hizmet etmektedir. Müslümanların kanları, canları ve namusları bu Batılı devletler ve kurumlar için değersizdir ama sizler bu gerçeğe rağmen iki yıl boyunca Gazze'yi bu devletlere ve kurumlara havale ettiniz. Onların hiçbir adım atmayacaklarını bildiğiniz halde sırf bir şeyler yapıyormuş gibi görünmek için Birleşmiş Milletleri göreve çağırdınız. Göreve çağırdığınız Birleşmiş Milletler ise bebek katillerini değil direnişçileri terörist ilan etti. İşgalci israili değil direnişçileri silah bırakmaya davet etti. Şimdi ise işgalci siyonistlerin en büyük destekçisi, soykırımda en büyük payı olan, kardeşlerimizin üzerine yağan bombaların asıl sahibi, Kudüs'ü israilin başkenti ilan eden, Gazze'yi tatil beldesi yapacağım diyen küstah Trump'tan medet umuyorsunuz. Gazze'nin ve tüm Müslümanların düşmanı olan katil Trump'a dostum diyorsunuz." diye konuştu.
Hükümete Gazze için somut adım atılması çağrısı
Yapılan kınamaların, atılan tweetlerin soykırımı durdurmaya yetmediğini, liderlerin daha somut adım atmaları gerektiğini hatırlatan Kar, hükümet yetkililerine atılması gereken adımlarla ilgili şu çağrılarda bulundu:
1- İncirlik ve Kürecik Amerikan üsleri, bir terör yuvası olma görevini hala devam ettiriyor. Bu topraklar üzerinde böyle bir şey asla kabul edilemez. Bu üslerin hâlâ açık olması ve işgalci varlığa destek vermesi bizler için bir utanç unsurudur. Bu üslerde gerçekleştirilen tüm faaliyetleri durdurun ve bu şer yuvalarını kapatın.
2- Türkiye'den soykırım ordusuna giderek oradaki işgale ve katliamlara katılan, işgal ordusunda yer alan çifte vatandaşlara yönelik hâlâ bir adım atmadınız. Bu caniler Gazze'de insanları katledip gelip burada tatil yapıyorlar. İşledikleri cürümleri ve soykırımı sosyal medyada pervasızca savunabiliyorlar. Bu terör varlığı askerlerini derhal vatandaşlıktan çıkarıp, soykırım suçundan yargılayın.
3- Bebek katilleri ile doğrudan ya da dolaylı tüm ticareti şüpheye yer bırakmayacak şekilde durdurun ve yasaklayın. Limanları ve hava sahasını, işgalci Siyonist varlığı ile ticari bağlantısı olan tüm şirketlere ve devletlere kapatın. Azeri petrolünün sevkiyatına aracılık edilmesini durdurun.
4- Bu azgın Siyonistlerin sözde elçilik ve diplomatlarının halen daha topraklarımızda bulunması büyük bir utançtır. Bu sözde elçilikleri derhal kapatın. İşgalciler ile tüm diplomatik ilişkileri kesin.
5- Filistin kutsal bir İslâm toprağıdır ve Müslümanların ortak değeridir. Oradaki işgalci Yahudi varlığına, ordusuna ve eli silahlı fanatik yerleşimcilerine yönelik her türlü saldırı, meşru müdafaadır, yurt savunmasıdır ve cihattır. Bu direnişi "terör" olarak yaftalamak kimsenin haddine değildir. Bilakis asıl terörist yıllardır Gazze ve Filistin'de her türlü katliamı yapan işgalcilerdir. Altında imzanız bulunan, direnişe terör yaftası vurmaya çalışan ve işgali meşrulaştıran her türlü BM kararlarını yırtıp atın ve hükümsüz olduğunu açıklayın.
6- Gazze'de aylardır bombalardan kurtulanlar açlıkla yüz yüze bırakılarak ölüme terk edilmektedir. Yiyecek, temiz su ve ilaç gibi en hayati ihtiyaçları bile karşılanamamaktadır. Topyekûn bir halkın karşı karşıya kaldığı bu insanlık dışı duruma derhal müdahale edilmeli ve acil insani yardım koridoru açılmalıdır.
7- Gazze'deki ablukayı kırmak için Sumud filosu yoldadır. Aralarında sizin vatandaşlarınız da bulunmaktadır. Yükü insanlık ve vicdan olan bu filonun Gazze'ye ulaşması için her türlü desteği vereceğinizi açıklayın. Şayet bu filoya yönelik bir saldırı girişimi ve müdahale olursa askeri seçeneğin devreye sokulacağını en net şekilde deklare edin. Akdeniz'de yapılan deniz tatbikatında sergilediğiniz donanma gemilerini bu filoyu korumak için yönlendirin. Sumud'a Barbaros olun.
8- "Filistin Sorunu", "Gazze Sorunu" diye bir sorun yoktur. Ortada tek bir sorun vardır ki o da sizin de ifade ettiğiniz gibi bir terör varlığı "İsrail" sorunudur. O halde hem Filistin hem de tüm dünya için en büyük sorun olan "İsrail"i resmî olarak "terör devleti" ve "düşman devlet" statüsüne alın.
9- Başkenti Doğu Kudüs olan iki devletli çözüm planı işgalci siyonist varlığına meşruiyet kazandırmak için ABD tarafından ortaya atılmış bir ihanet planıdır. Gazze, Kudüs ve tüm Filistin toprakları her karışıyla Müslümanların ve İslam ümmetinindir. Bırakın Mescidi Aksa'nın da içinde bulunduğu Batı Kudüs'ten vazgeçmeyi, Filistin'in bir çakıl taşından bile vazgeçmek büyük bir ihanet ve siyonist işgali meşru görmektir. Bu Amerikan söylemini ve planını bir daha dillendirmeyin. Sizin söylemeniz gereken tek söylem; işgal tamamen son bulana ve Filistin'de tek bir işgalci kalmayana kadar Filistin direnişinin yanında olacağız söylemi olmalıdır."
Ahmet Varol
"Filistin'deki direniş tüm Müslümanlar tarafında sahiplenilmeli"
Basın açıklamasının ardından bir konuşma yapan Gazeteci-Yazar Ahmet Varol, "Ümmetin birliğinin, bütünlüğünün ve gücünün, bir arada olmasının ne kadar önemli olduğunu Filistin gerçeği çok net bir şekilde karşımıza koydu. Eğer ümmetin birlik ve beraberliğini temsil eden bir güç olsaydı siyonist katiller bu vahşeti gerçekleştirme cesaretini asla gösteremezdi. Şunu unutmayalım ki, küresel emperyalizmin Batı kanadı, özellikle İngiliz emperyalizmi, İslam ümmetinin yeniden bir araya gelmesini, birlik oluşturmasını engellemek amacıyla siyonist işgal rejimini İslam coğrafyasının kalbine bir bekçi gibi koymuştur ve bundan dolayı da desteklemektedir. Filistin topraklarında sürdürülen savaş sadece bir topluluğun savaşı değil tüm dünya Müslümanlarına karşı yürütülen küresel emperyalizmin, Batı kanadının, İngiliz emperyalizminin, Amerikan emperyalizminin bir savaşıdır. Bu savaş karşısında sürdürülen direniş de tüm dünya Müslümanları adına sürdürülen bir direniştir. Bu direnişi böyle algılamamız ve tüm dünya Müslümanları adına sahiplenmemiz gerekir. Bu vahşet, ümmetin birliğinin önünde bir engeldir. Bu engelin ortadan kaldırılması tüm dünya Müslümanları ilgilendiren zorlu ama zorunlu bir mücadeledir. Bu zorlu mücadeleyi Filistin halkı büyük bedeller ödeyerek sürdürüyor ama bu mücadele sadece Filistin halkının değil tüm dünya Müslümanlarının görevidir." dedi.
Enes Yelgün
"İnsanlık Gazze'de enkazın altında kaldı"
Tevhid Dergisi adına bir konuşma yapan Enes Yelgün, "Gazze'de olanlar insan takatini çoktan aşmıştır. Tüm kırmızıçizgiler çiğnendi. Her gün yeni bir katliam yaşanıyor. Gazze'de enkazın altında kalanlar sadece Gazzeliler değil insanlıktır. Gazze'de işgalcilerin ağababalarının askeri üslerini açık bırakanlar, çifte vatandaşlıkla alakalı adım atmayanlar, ticaret gemilerine izin verenler kaldı."
Gazze'de yaşanan soykırım işgalcilerin güçlü olmasından değil Müslümanların birlik olamayışından kaynaklandığını aktaran Yelgün, Gazze'deki sorun bitse de yarın bir başka yerde aynı sorunun yaşanabileceğini, bunun çözümünün Müslümanların tek çatı altında toplanmasından geçtiğini ifade etti.
Ahmet Turgut Ulucan
"Batılı ülkelerin Filistin'i tanıma şartları kabul edilemez"
Kur'an ve Davet Derneği adına bir konuşma gerçekleştiren Ahmet Turgut Ulucak, gelinen süreçte Batılı ülkelerin Filistin'i tanıma ile bazı sinsi planlar yaptıklarını, Gazze'de direnişi bitirmek istediklerini, yönetimin Mahmut Abbas'a devredilmesini istediklerini ve bunun kabul edilemeyeceğini söyledi.
Program yapılan dua ile son buldu. (İLKHA)