Sivil toplum kuruluşları adına açıklama yapan dönem sözcüsü İbrahim Coşkun, işgal rejiminin Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarında yürüttüğü saldırılar ile son olarak İran’a düzenlediği operasyonlara sert tepki gösterdi.

Coşkun “Kurulduğu günden bu yana dünyaya acı, zulüm, kan ve gözyaşından başka bir şey getirmeyen siyonist çete devleti siyonist rejimin Gazze’ye reva gördüğü büyük soykırım, artık göğüslerimizde kalbimizi durduracak seviyelere ulaşmıştır” ifadelerini kullandı.

siyonist rejimin son olarak Suriye, Lübnan ve Gazze’nin ardından İran’a da saldırı düzenlediğini hatırlatan Coşkun, devletlerin yalnızca kınamakla yetinip somut bir adım atmamasının, siyonist rejimi daha da azgınlaştırdığını belirtti.

siyonist rejimin Müslüman coğrafyalarda mezhep ve ırk farkı gözetmeden herkesi hedef aldığını ifade eden Coşkun “Kurulduğu günden bu yana dünyaya acı, zulüm, kan ve gözyaşından başka bir şey getirmeyen siyonist çete devleti siyonist rejimin Gazze’ye reva gördüğü büyük soykırım, artık göğüslerimizde kalbimizi durduracak seviyelere ulaştı. İnsanlıktan nasibini almamış bu çetenin durdurulması için devletlerin kınamadan öteye geçmeyip aksiyon alamamaları, siyonist rejimi daha da azgınlaştırmış ve Filistin, Gazze, Suriye ve Lübnan’ın ardından dün gece İran’a saldırı düzenlenmiştir. Bu da gösteriyor ki siyonist çete için Müslüman’ın ırkının, mezhebinin hiç önemi yok. Hal böyleyken biz hâlen sığ tartışmalarla birbirimizi suçlayacak zamanda değiliz. Sonuç itibariyle egemen devletlerin suskunluğu, tavırsızlığı, sivil insanları kendi başlarına adım atmaya zorlamıştır. Bu manada daha önceden ülkemizden yola çıkarak uluslararası sularda siyonist rejimin saldırısına uğrayan Mavi Marmara’nın başlatmış olduğu sivil eylemler, Vicdan Gemisi’nin vurulması ile devam etmiş; en son Medleen Gemisi Gazze’ye ulaşamadan müdahale edilmiştir. Bunun ardından dünyanın birçok bölgesinden sivil insanlar hava yoluyla, deniz yoluyla ve kara yoluyla Gazze ablukasını kırmak için vicdanlarının sesini dinlemişler ve bu alçak Siyonist devletin yaptıklarına karşı başkaldırmışlardır. Bu manada ilimizden Mısır’a giderek ablukayı delmek için yürüyüşlere katılmak üzere yola çıkmış arkadaşlarımız havaalanında gözaltına alınmış ve daha sonradan sınır dışı edilerek Türkiye’ye geri gönderilmişlerdir. Bu utanç hepimize yeter! Küçücük bir devletin bütün dünyayı içine sürüklediği bu karabasandan kurtulmak, eğer devletlerin alacağı önlemlerle mümkün değilse, bunu sivil inisiyatiflerin vicdanına terk etmenin zamanıdır. Bu manada daha önceden siyonist rejim askerleri tarafından şehit edilen hemşehrimiz Hasan Saklanan ve Mavi Marmara şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. İradelerini ortaya koyup belki de her şeyi göze alarak Mısır’daki yürüyüşler için yola çıkan arkadaşlarımızın ecirlerini alacaklarına inanıyoruz. Hamas’ın kahraman mücahitlerini selamlıyor ve bu yürüyüşlerle eşzamanlı olarak yürüyüşe katılamayanlar adına tüm Şanlıurfa halkını, pazar günü Rabia Meydanı Gazze çadırı önünde saat 18.00’de başlatacağımız açlık grevine davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Coşkun, tüm Şanlıurfa halkını, Gazze halkıyla dayanışma amacıyla pazar günü saat 18.00’de Rabia Meydanı Gazze çadırı önünde başlatılacak açlık grevine davet etti ve Hamas’ın “kahraman mücahitlerini” selamladığını ifade etti.

“Manevi olarak bizlere yapılan işkence kabuledilemez”

siyonist rejimin son iki yılda bölgede yaktığı ateşin acılarını dindirmek ve Gazze’deki kardeşlerimizin yaşadığı zulmü dünyaya duyurmak için dünyanın dört bir yanından aktivistlerin katılımıyla düzenlenen sivil hareketin bir parçası olarak Şanlıurfa’dan yola çıkan gönüllüler, Mısır’da gözaltına alındı. Grupta yer alan Günyüzü Derneği Başkanı Veysel Toprak, yaşadıklarını kamuoyuyla paylaştı.

Toprak, Gazze’ye ulaşmak için birçok gönüllüyle birlikte Mısır’a hava yoluyla gittiklerini, ancak havalimanında daha önce organize edilmiş izlenimi veren bir muameleyle karşılaştıklarını belirterek “Filistin için gelen insanları doğrudan gözaltına alıp pasaport işlemlerinde zorluk çıkardılar. Mısırlı yetkililerin bize çıkardığı sorun ve sıkıntı, Gazze'deki mazlumlara uygulanan zulümden en ufak bir fark taşımıyordu,” dedi.

Dünyanın dört bir yanından gelen vicdan sahibi insanların ve Batılı aktivistlerin de aynı muameleye maruz kaldığını ifade eden Toprak “siyonist rejimin son 2 yıldır yakmış olduğu bu ateşte Gazze'deki kardeşlerimizin acısını dünyaya duyurmak ve orada uygulanan zulmü durdurmak için dünyanın dört bir yanından birçok aktivistle birlikte Gazze için Mısır’a doğru karadan ve denizden gitmeye başladık. Bizler de bir inisiyatif alıp Şanlıurfa'dan hava yoluyla Mısır'a ulaştık. Sanki daha önceden haberleri varmış gibi, Filistin için gelen insanları doğrudan gözaltına alıp pasaport işlemlerinde zorluk çıkardılar. Mısırlı yetkililerin orada bize çıkardığı sorun ve sıkıntı, şu anda Gazze'deki mazlumlara uygulanan zulümden en ufak bir fark taşımıyordu. Evet, belki fiziksel bir müdahale olmadı ama manevi olarak bizlere yapılan işkence; 18 saat boyunca 35-40 kişiyi, ancak 10-15 kişinin kalabileceği bir hücreye koyup aç ve susuz bir şekilde o daracık alanda bırakmaları ve elimizden iletişim kurabileceğimiz telefonlarımızı alarak dünya ile bağımızı koparmaları... Yani biz, sadece burada siyonist rejimi değil, siyonist rejime destek verenlerin de yüzlerini aşikâr bir şekilde görme fırsatını elde ettik. Bu vesileyle, Gazze’deki kardeşlerimizin yaşadığı acıların belki milyonda birini hissetmek adına, o zulmü orada görmemiz; sadece siyonistlerin değil, siyonistlere destek verenlerin de o vahşeti uyguladığını bize gösterdi. Biz buna rağmen diyoruz ki: Mescid-i Aksa için, Kudüs davası için, oradaki şerefli kardeşlerimizin davası için bizlerin çekmiş olduğu bu acılar onlara feda olsun, inşallah diyoruz. İnşallah yeni fetihlerin kapısını bu kardeşlerimizin mücadelesi açacaktır. Dünyada sadece Müslümanların değil, bütün vicdan sahibi insanların, Batılı aktivistlerin bizimle aynı hakarete uğramasına da şahit olduk. Dolayısıyla, Allah’ın izniyle siyonist rejim ve siyonist rejime destek veren kim varsa, hepsi kendi elleriyle sonlarını hazırlıyorlar ve biz onların sonunu yakın olarak görüyoruz.” şeklinde konuştu.

“Siyonistlerin uşaklığını yapan Mısır”

Mavi Marmara gazisi Eyyüp Yaşar, Gazze’ye yönelik sivil yürüyüşü engelleyen Mısır yönetimini eleştirerek, siyonist rejim zulmüne karşı gösterilen barışçıl direnişin tüm baskılara rağmen süreceğini vurguladı.

Gazze ablukasını kırmak amacıyla dünyanın dört bir yanından yola çıkan sivil aktivistlerin Mısır'da maruz kaldığı insanlık dışı uygulamaların insanlık dışı olduğunu Söyleyen Yaşar “Daha önce 2010 yılında Mavi Marmara'ya da katılım göstermiştim, Allah bize nasip etmişti. O dönemde siyonist rejim askerleri bizi çevirip gemiye bir baskın yapmışlardı. Bu sene giden diğer gemiler de durduruldu, baskın yapıldı. Bu sefer de onların, Siyonistlerin uşaklığını yapan Mısır bizi engellemiş oldu. Tamamen barışçıl olan, 54 ülkeden katılım sağlanan ve Müslüman olmayan ülkelerin de yer aldığı bu yürüyüşü maalesef hazmedemediler; bunu bile engellemeye çalıştılar. Üzerimizde hiçbir suç unsuru olmamasına rağmen çok berbat bir şekilde arama yaptılar, çantalarımızı ve içindekileri yere döktüler. Hiçbir şey bulamadılar, hiçbir yanlış hareketimiz olmadığı halde, "Biz buraya gezmeye geldik, daha önce de bu ülkeye ve Filistin'e insani yardım dağıtmak için geldik" dememize rağmen bizi alıkoydular. İnsanlık dışı bir muameleyle bizleri tutuklayıp hücreye attılar. Şu anda Gazze'de yaşananlara hiç kimse kayıtsız kalamaz; buna gayrimüslimler bile kayıtsız kalmadı. Gönül isterdi ki dün gece İran'a saldırı olmasaydı. Bu durum çok manidar... Her Müslüman ülke kurbanlık koyun gibi sırasını bekliyor. Bu durumda Müslüman ülkelerin, İslam ülkelerinin birleşmesi gerekiyor. Şunu söylemek istiyorum açıkçası: Eğer dün akşamki İran saldırısı olmasaydı, şu anda gündem Filistin'e yapılan yürüyüş olacaktı. On binlerce, yüzbinlerce insan şu anda Refah Sınır Kapısı'na doğru yürüyüp o Gazze ablukasını kırmak istiyor. İnşallah başarılı olurlar. İran saldırısından dolayı şu an gündemden de düştü. İnşallah vicdanlı insanların hareketiyle Gazze kazanacak, inşallah.” dedi. (İLKHA)