11109,39%-0,99
41,61% 0,11
48,99% 0,43
5194,19% 0,55
8519,01% 0,24
Gazze'de yürüttüğü katliam ve Suriye'deki saldırılarıyla tepki toplayan siyonist rejim ile Türkiye arasındaki gerilim giderek tırmanıyor.
Ankara'nın sert tepkileri, ticari ilişkileri kesmesi ve limanlarını kapatmasının ardından, iki taraf arasında olası bir askeri karşılaşmanın ne yönde gelişebileceği tartışılıyor.
Askeri güç dengesi
Uluslararası askeri veri platformu Global Fire Power'a göre 2025 yılı itibarıyla Türkiye dünya askeri güç sıralamasında 9. basamakta yer alırken, siyonist rejim 15. sırada bulunuyor.
Türkiye'nin savunma bütçesi 47 milyar dolar, siyonist rejimin ise 30 milyar dolar.
Nüfus ve insan kaynağı açısından da Türkiye açık ara önde. 84 milyonluk nüfusu ile 9,4 milyon nüfusa sahip işgal rejimini kat kat geride bırakıyor.
Türkiye'nin aktif asker sayısı 355 bin iken, siyonist rejimin 170 bin civarında.
Kara kuvvetlerinde Türkiye, tank, zırhlı araç ve topçu sistemlerinde bariz bir üstünlük sergiliyor.
Deniz gücünde de Türkiye 182 savaş gemisiyle 62 gemiye sahip siyonist rejimi geride bırakıyor.
Ankara'nın 13, siyonist rejimin 5 denizaltısı bulunuyor.
Hava kuvvetlerinde ise siyonist rejim, özellikle F-35 ve F-16 gibi gelişmiş savaş uçaklarıyla öne çıkarken; Türkiye daha geniş bir hava filosuna, modern SİHA'lara ve S-400 gibi güçlü hava savunma sistemlerine sahip.
Nükleer faktör
Siyonist rejim, resmi olarak açıklamasa da 200'den fazla nükleer başlığa sahip olduğu biliniyor. Bu, "Samson Seçeneği" olarak bilinen olası bir topyekûn saldırı kapasitesi anlamına geliyor.
Türkiye'nin ise nükleer silahı bulunmuyor, ancak NATO üyesi olması ona başka stratejik dengeler kazandırıyor.
Askeri uzmanlar, olası bir çatışmanın kara savaşından çok hava ve deniz unsurlarına, uzun menzilli füzeler ile SİHA'lara dayanacağını belirtiyor.
Türkiye'nin insansız hava araçlarındaki üstünlüğü, rejimin ise gelişmiş hava kuvvetleri belirleyici unsurlar olabilir.
Bununla birlikte analistler, NATO üyeliği nedeniyle Türkiye ile siyonist rejim arasında doğrudan bir savaş ihtimalini düşük görüyor. Ancak Suriye sahası gibi üçüncü bölgelerde "dolaylı çatışmaların" yaşanabileceği vurgulanıyor. (İLKHA)