10-16 Mayıs Engelliler Haftası vesilesiyle İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan Türkiye Sakatlar Derneği Mardin Şube Başkanı Hasan Anuk, engelli bireylerin sabır ve azimle hayata tutunduklarını vurguladı.
Engelliliğin bir sabır ve teslimiyet meselesi olduğunu ifade eden Anuk, ‘Allah sizin şekillerinize değil, kalplerinize bakar’ Hadis-i Şerifi doğrultusunda; engelliliğin imtihan boyutu, sabır, teslimiyet ve sosyal sorumluluk konularında engelli bireyler azmettiğini ve şükrettiğini vurguladı.
Anuk, engellilere yönelik altyapı eksikliklerine de dikkat çekerek, toplumun farkındalığının artması gerektiğini söyledi.
Dernek olarak amaçlarının engelli bireyleri topluma kazandırmak olduğunu belirten Anuk, “Amacımız, engellileri topluma kazandırmak, bireyin toplumun arasına katılıp engelliliğini hissettirmesini engellemek ve engelliyi dilenmekten kurtarmaktır. Sosyal bir hayat yaşamasını sağlamaya çalışan bir kurumuz.” ifadelerini kullandı.
“Sakatlığımdan hiç gocunmadım, her zaman şükrettim”
Kendi hayatından kesitler aktaran Anuk, “Ben, 40 günlük bir bebekken yanlış bir tedavi sonucu sağ ayağımı kaybettim ve elhamdülillah, çok şükür ki hiçbir zaman için ben sakatlığımdan gocunmadım. Her zaman şükrettim. Çünkü Allah isterse beni dünyanın en yakışıklı adamı, en kuvvetli adamı veya en sevilen insanı yapar ama beni öyle bir duruma münasip gördü ki demek ki bir bildiği var. Çok şükür ki ben bu halimle binde bir, milyonda bir insana faydam dokunuyorsa ne mutlu bana. Hayatımda sadece bir sefer sitem ettim ve şu an 60 yaşındayım, hâlâ yüce Allah’a istiğfar ediyorum ki Allah beni affetsin diye. Elhamdülillah, çok şükür ben ve benim gibi tüm arkadaşlar sakatlığımızdan rahatsız değiliz. Çünkü Allah’ın takdiridir. Allah’ın takdiri olan her şey bizim başımızın üstünde yeri var. İnsan hangi halde olursa olsun her zaman şükretmelidir ki Allah onu daha güzel yerlere getirebilir. Ancak biz sitem ettikçe, yerimizden memnun olmadıkça daha kötüye gideriz. Çünkü diğer dünya da var. Bize öbür dünyada sakat olmayacağız, ama bizim bir alacağımız olacak; sağlam olanların ise hesap vereceği olacak.” şeklinde konuştu.
Anuk, engellilerin karşılaştığı fiziki sorunlara da değinerek, “Eskiden yol ve bina yapıların hepsi bize uygun değildi. Ailemiz de bizi oraya çıkartmaları için bayağı bir sıkıntı yaşıyordu. 2005 yılında engelli kanunu çıkarıldı. Bu konuda 7 yıl bir süre tanındı. Bu 7 yıl içerisinde her tarafın kamu veya özel sektörde engellilere uygun yapılması gerektiği belirtilmişti. Şu an 2025’teyiz, hâlâ bazı yerleri yapılmamış. Çoğu yerler yapılıyor ama hâlâ eksik kalan yerler var. Elhamdülillah, çok şükür şu anda araçlarımız engellilere göredir. Mardin’de engelliler dairesi mevcut değildi. Vali ile yapılan bir görüşmeden sonra yakında dairenin açılışı olacak.” ifadelerini belirtti.
Engelliler Haftası’nda toplumdan beklentilerini de dile getiren Anuk, “10-16 Mayıs Engelliler Haftası’nda ‘çok şükür sakatız’ demiyoruz. İnsanlarımızın bir haftalığına da olsa farkımıza varmalarını istiyoruz. Bizim bu halimizle ibretlik açısından insanlara birer örneğiz. Siz kendi halinize şükretmiyorsanız biz ne yapalım? Bizim halimize bakılarak şükredilmelidir. Ancak biz engelliler şükrediyoruz, sağlamlar şükretmekte zayıf.” diye konuştu.
“Engelli bireyler azim ve şükür noktasında vücutları sağlam olan insanlardan daha fazla ilerdedir”
Engelli bireylerin meslek edinme çabalarına da değinen Anuk, “Allah’a binlerce şükür, Mardin’deki engelli arkadaşlarla uzun uğraşlar sonucunda telkari işlerini yapmaya başladık. Arkadaşlar bu konuda çok azim ve sabırlılık gösteriyor. Ayrıca Türkiye’de ilk defa engelli bir bayan telkari ustasına sahibiz. Bizler sabırlı insanlarız. Çünkü bu telkari sabır işidir. Eli üzerinden yürüyen bir arkadaşımız her gün sabahleyin Kızıltepe’den kalkıp Mardin’e telkari işi için geliyordu. O kadar azimli ve şükretmeyi biliyordu. Dolayısıyla benim ayağım, kolum sakat diye hiçbir şey yapmadan hayata mı küseyim? Engelli bireyler azim ve şükür noktasında vücutları sağlam olan insanlardan daha fazla ilerdedir.”
Anuk, “Bizler asla kendi hayatımız ve şeklimizden utanmıyoruz. Ancak bazı insanlar var ki aileleri ondan utanıyor. Şu an Mardin’de 87 bin civarında engelli birey var. Türkiye’de 11 milyonun üzerinde engelli var, aileleriyle beraber 36 milyon insan yapıyor. Bu da Türkiye’nin yarısı demek. Biz bu dertle muzdaripiz. Sahip olduğumuz bazı şeylere çok lüks gözüyle bakılıyor. Bir engelli için araba lüks değil, ihtiyaçtır. Şu anda bir protez 70 bin TL civarında. Devletin karşıladığı ise 10 bin liradır. Dar gelirli bir birey bunu nasıl karşılayacak?” şeklinde konuştu.. (İLKHA)