Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uz. Dr. Selçuk Opan, 29 Eylül "Dünya Kalp Sağlığı Günü" dolayısıyla kalp ve damar hastalıkları hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Kalp ve damar hastalıklarının, dünyada her 3 kişiden birinin ölümüne neden olduğunu vurgulayan Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Uz. Dr. Selçuk Opan, sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesinin bu hastalıkların önlenmesinde büyük rol oynadığını belirtti.
Dolaşım sisteminin merkezi organı olan kalbin korunması için sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik, alkol ve tütün kullanımının engellenmesi gerektiğini ifade eden Dr. Opan, 40 yaş ve üstü bireylerin yılda en az bir kez kardiyovasküler risk değerlendirmesi yaptırmalarını önerdi.
Opan, kalp sağlığı için aile hekimine başvurmanın, sağlıklı beslenmenin ve düzenli hareket etmenin önemine dikkat çekti.
“Çalışkan ama kırılgan organımızı korumak adına birkaç basit önlem almamız gerekmekte”
Opan, “Dolaşım sisteminin merkezi organı olan kalp, 300-350 gram ağırlığında ve kabaca bir yumruk büyüklüğündedir. Kalbi besleyen ana damarların genişliği ise en geniş yerinde 3-3.5 mm arasında değişmektedir. İşte bu 3-3.5 mm genişliğindeki damarların ani tıkanıklığı kalp krizi olarak adlandırılır ve dakikalar içerisinde ölümle sonuçlanabilir. Bir yumruk büyüklüğünde olan ve birkaç mm'lik damarlarla beslenen bu çalışkan ama kırılgan organımızı korumak adına birkaç basit önlem almamız gerekmektedir. Sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik, alkol ve tütün kullanımı, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol, diyabet, obezite ve böbrek hastalığı gibi kronik hastalıklar, kalp sağlığını tehdit eden en önemli risk faktörleri arasındadır. Ayrıca aile geçmişi, stres, etnik köken, cinsiyet ve yaş da kalp ve damar hastalıklarının gelişimini etkileyebilmektedir.” dedi.
“Risk faktörleriyle mücadele etmek, kalp ve damar hastalıklarından korunmada birincil korunma yöntemidir”
Yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle 30-70 yaş arasında görülen kalp ve damar hastalığı kaynaklı ölümlerin yüzde 80’inin önlenebileceğini aktaran Opan, “Risk faktörleriyle mücadele etmek, kalp ve damar hastalıklarından korunmada ya da ilerlemelerini durdurmada birincil korunma yöntemidir. Yapılan araştırmalar, yaşam tarzında yapılacak değişikliklerle 30-70 yaş arasında görülen kalp ve damar hastalığı kaynaklı ölümlerin yüzde 80’inin önlenebileceğini ortaya koymaktadır. Kalp ve damar hastalıklarının erken teşhisi, etkili tedavisi ve izlenmesi yoluyla söz konusu hastalıkların ilerlemesini durdurmak ve bu hastalıklara bağlı yeni hastalık oluşumunu engellemek en önemli mücadele basamaklarından biridir. Özellikle ülkemizde aile hekimlerince verilen birinci basamak sağlık hizmet sunucularının kronik hastalıkların erken teşhisi, etkili tedavisi ve izlemlerinde daha aktif bir rol üstlenmesi hedeflenmektedir. Kalp ve damar hastalıklarının erken tanısı ve risk içeren bireylerin belirlenmesi ile fonksiyon kaybı ve engellilik hallerinin önüne geçilebilir.” diye konuştu.
"Kalbimizi koruyalım, çünkü içinde sevdiklerimiz var"
Opan son olarak şu önerilerde bulundu:
“40 yaş ve üstü bireylerin yılda en az bir kez aile hekimlerince kardiyovasküler risk değerlendirmesi yapılması önerilir. Kardiyovasküler risk değerlendirmesi sonucuna göre hastaların gerekli tedavileri düzenlenmekte, yaşam tarzı değişiklikleri konusunda danışmanlık yapılmakta ve gerekli hallerde ileri tanı ve tedavi gereksinimlerinin karşılanması adına uzman hekimlere yönlendirilmektedir. Sağlıklı bir kalp için; aile hekimine başvur, kardiyovasküler risk değerlendirmeni yaptır. Sağlıklı beslen, hareket et, sigaradan uzak dur. Kalbimizi koruyalım, çünkü içinde sevdiklerimiz var.” (İLKHA)