Diyarbakır’da Uzman Diyetisyen İrem Akpolat, karaciğer yağlanmasının en aza indirilmesi için doğru ve düzenli beslenmenin yanı sıra su tüketiminin de önemli bir faktör olduğunu, omega-3 destekleri açısından da balık yağı, keten tohumu, ceviz gibi yağ kaynaklarından tüketilmesi karaciğer yağlanmalarını azaltmaya destek olacağını söyledi.
Karaciğer yağlanmasının sağlıksız beslenme ve hareketsizlikle geliştiğinin altını çizen Dicle Memorial Hastanesinde görev yapan Uzman Diyetisyen İrem Akpolat, doğru yağ kaynaklarından özellikle bitkisel kaynaklı yağlardan tüketildiği takdirde karaciğer yağlanmasının azalabileceğini belirtti.
Karaciğer problemlerinin günümüzde çok yaygın olduğunu belirten Akpolat, 'Özellikle karaciğer yağlanması beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle beraber çok fazla görülmekte. Karaciğer yağlanması sağlımızı olumsuz etkileyen bir sağlık problemidir. Doğru beslenmeyle yönetilebilir. Bunun için en güzel yöntemlerin başında doğru yağ kaynaklar tercihidir. Doğru yağ kaynaklarından özellikle bitkisel kaynaklı yağlardan; zeytinyağı, avokado yağı gibi yağ tercihlerinde bulunabiliriz. Bunun dışında omega-3 destekleri açısından da balık yağı, keten tohumu, ceviz gibi yağ kaynaklarından tüketirsek karaciğer yağlanmamızı azaltmaya destek olacaktır” dedi.
Karaciğer yağlanmasının en aza indirilmesi için yeterli proteinin de tüketilmesi gerektiğine dikkat çeken Akpolat, “Aynı zamanda yeterli protein tüketmeliyiz. Protein kaynaklarından özellikle düşük yağlı olan beyaz et sınıfından balık, tavuk, hindi gibi yağ protein kaynakları tercih edilebilir. Bunun yanı sıra bol lif içeren besinler tüketmeliyiz. Bol lif içeren besinlerden tüketirsek eğer sindirim sistemimiz desteklenir. Bu sayede de karaciğer yağlanmamız azalacaktır. Liften zengin besinler; sebze-meyve, kuru baklagiller, tam tahıllı ürünler sindirim sistemimizi düzenlemeye yardımcı olur. Böylelikle karaciğer yağlanmasını azaltmaya destek olacaktır” ifadelerine yer verdi.
Sebze tüketirken çiğ veya az pişmiş şekilde pişirmeye özen gösterilmesini ifade eden Akpolat, şunları kaydetti:
“Böylelikle maksimum derecede minarelerden faydalanmış olalım. Su tüketimi de özellikle karaciğer yağlanması konusunda çok önemli bir faktördür. Su, toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olur, karaciğer sağlığını korumayı destekleyecektir. Bunların yanı sıra egzersiz de karaciğer sağlığımızı korumayı destekleyecektir. Tüm bunları yaparsak, beslenme alışkanlıklarımızı gözden geçirirsek, bir diyetisyen kontrolünde de sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanırsak karaciğer sağlığımızı korumamız mümkündür.”