Döviz kurunu belirleyen ülkeler arasında, enflasyon oranları arasındaki farklar önemli.
Enflasyon oranı daha yüksek olan ülkenin parası, konvertibilite olan diğer ülkenin parası karşısında değer kaybediyor.
Bu değer kaybı normalde enflasyon oranları arasındaki farktan daha düşük oranda gerçekleşiyor.
Bu sürecin Türkiye'de farklı gerçekleştiğini ifade eden ekonomist Prof. Dr. Mahmut Demirbaş, yaşanan tabloyu şöyle açıklıyor:
Gerek 2022 yılındaki yüzde 64,27 oranındaki, gerekse 2023 ilk 4 aylık yüzde 39,59 oranındaki enflasyonun içinde; son 18 aylık süreç de yaşanan devalüasyonun, pandemi sonrasında gerçekleşen uluslararası emtia fiyatlarındaki artışın, uluslararası piyasadaki emtia fiyatlarının yaratmış olduğu enflasyona ek olarak ülkelerin faiz oranlarını artırması, dünyanın bütünündeki ekonomik çevredeki sert esen rüzgarların, bu rüzgarlarla Türkiye’nin yakın bir seçim ortamında yakalanması, radikal kararlar alınamaması ve sonucunda gerçekleşen fiyat davranış kalıplarındaki değişiminin önemli payı var.Demirbaş'a göre, 2022 yılında başlayan ABD Merkez Bankası (Fed) kaynaklı ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) kaynaklı sıkılaştırma politikaları Türkiye’de süreli kur artacak algısının oluşmasına ve yüksek oranda dolarizasyona neden oldu. Yine aynı görüşe göre, ticari amaç dışında tasarruf saikiyle de talep edilen yabancı para aşırı değerlenmeye devam ediyor ve enflasyonun ana unsurlarından biri haline geliyor.
Enflasyonla dolarizasyon arasında sıkı bağlar var.
Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2023 yılı birinci çeyreğinde yüzde 4 arttı. Büyümenin pozitif olması ve beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi pozitif bir durum olmasına rağmen bireysel vatandaş üzerindeki dolarizasyon algısının hala önüne geçilemiyor.
Ayrıca 2023 yılında ilk 4 ayında, uluslararası emtia fiyatlarından özellikle enerji alanındaki petrol ve doğalgaz fiyatlarında 2022 yılı fiyat ortalamalarına ciddi azalışlar mevcut.
2022 yılında 9,987 vadeli işlem kontrat değerini gören doğalgaz, bugün itibarıyla 2,177 vadeli işlem kontrat değerinden işlem görmekte olup bir yıllık değişimi eksi yüzde 74,46.
Ham petrolde eksi yüzde 39,54, Brent petrolde eksi yüzde 36,18 oranında değerlerinde azalış yaşandı.
Petrol fiyatları özellikle 14 Haziran 2023 tarihinden sonra daha azalma eğilim içinde olabilir.
Demirbaş, bu veriler ışığında şu değerlendirmede bulundu:
Türkiye’nin Nisan 2023 itibariye bu enerji grubunda varlıkların ithalatı bir önceki döneme göre yaklaşık 3 milyar dolar azalmıştır. Miktar belki aynıdır. Fakat değerdeki düşüş ithalat değerlerini de düşürmektedir. Bu şekilde yaklaşık 14 milyar dolar Türkiye’nin 2023 yılında tasarrufu olacaktır, 2022 yılı verilerine göre. Bu tasarruf, enerji fiyatlarının, dış ticaret açığına baskısını önemli oranda azaltacaktır. Ayrıca sanayicinin ucuz enerji kaynağı kullanmasına imkan sağlayacak ve rekabet gücünü artıracaktır.Demirbaş, ekonomi alanında alınacak yolda sahada olan işçi, memur, çiftçi ve sanayiciye de çok iş düştüğünü belirterek, seçim sürecinde tespit ettiği bir gözlemini dile getirdi:
Bu süreçte tek sorun vatandaşta yer alan 'Dolarizasyon' algısıdır. Bu algı ile mücadele edilmelidir. Zira gerek 14 Mayıs 2023 gerekse 28 Mayıs 2023 tarihlerinde yapılan seçimler öncesinde insanlara dövizde yükseliş olacağı algısı yüklenmiş ve hatta basına yansıdığı gibi valizlerle insanlar İstanbul Kapalıçarşı’dan yabancı para almaya koşturmuşlardır. Bu davranış kalıbı gerçekte bir 'Ekonomik Terör'dür. Aynı zamanda kayıtlı ekonomi üzerinde soru işareti önemli bir konudur.Demirbaş, açıklamasını 'Dolarizasyon algısının ortadan kaldırılması insanların fiyatlama alışkanlıklarını da belirli bir düzeyde tutmasına da imkan sağlayacaktır.' diyerek noktalandırdı.