• BIST 100

    10372,00%-0,10
  • DOLAR

    41,38% 0,05
  • EURO

    48,53% -0,09
  • GRAM ALTIN

    4845,44% 0,01
  • Ç. ALTIN

    7890,79% 0,00

Uzmanlar uyarıyor: Üniversite ve bölümleri aile değil öğrenci tercih etmeli

29 Temmuz 2025, Salı 16:05
29 Temmuz 2025, Salı 16:05
Uzmanlar uyarıyor: Üniversite ve bölümleri aile değil öğrenci tercih etmeli
  • Dinle
  • A+
    Büyüt
  • A-
    Küçült

Üniversite tercihlerinde dikkat edilmesi gereken hususlara ilişkin konuşan Eğitimci Yazar Erkan Haras, ailelerin çocuklarını kendi istedikleri bölüme tercih etmeye zorlamamaları, çocuğun başarılı olabileceği, sevdiği mesleği tercih etmesine olanak sağlay

Milyonlarca öğrencinin ter döktüğü Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarının açıklanmasının ardından bu kez hem aileleri hem de öğrencileri tercih heyecanı sardı.

Üniversite yerleştirme sürecinde en kritik adımlardan biri olan tercih işlemleri, 1 Ağustos tarihinde başlayacak ve 13 Ağustos tarihinde sona erecek.

Hayatının geri kalanının şekillendirmede büyük rol oynayacak olan üniversite tercihlerine ilişkin İLKHA muhabirine konuşan Eğitimci Yazar Erkan Haras, ailelerin çocuklarına kendi istedikleri bölümleri dayatmamaları, çocuğun başarılı olabileceğini düşündüğü, sevdiği bölümleri tercih etmesine fırsat vermeleri ve eğitim hayatında kendisini desteklemeleri gerektiğini ifade etti.

"Öğrenci okuyacağı okulu ve bölümü kendi seçmeli"

Sınav maratonunun sonuna geldiğini ve artık tercih sürecinin başladığını belirten Haras, "Artık tercih dönemleri başladı. Çocuğun tercih edeceği bölümle ilgili öncelikle kendisinin bilgi sahibi olması gerekiyor. Hangi bölümü seçeceğiyle, hangi okula gideceğine kendisinin karar vermesi gerekiyor. Bu durumda öğrencilerin kafa olduğunu görüyoruz ve kafaları karışık olan bu öğrencilerin velileri devreye giriyor. Gelen öğrencinin yanında anne ve babası çocuğun hangi okula ve hangi bölüme gideceğini bizden ısrarla tercih etmemizi istiyor. Bu konuda biz her zaman çocuğun tercihinin yapılması noktasında çocuğun yanındayız." dedi.

"Öğrenciler, tercih edecekleri okulları ve bölümleri iyi bilmeli"

Artık puanla değil başarı sırasına göre tercih yapıldığını hatırlatan Haras, "Son birkaç yıldır bazı bölümlere baraj engeli geldi. Mesela 800 bin barajı, 300 bin barajı var. Çünkü bazı bölümler var ki çok fazla yığılma oluyor. Mesela hukuk fakültesi çok fazla tercih edilen bir bölüm olduğu için şişmeler olmaya başladı ve yığılmalar oldu. Bu kadar mezun olan öğrenciyi de istihdam edemedikleri için belli bir baraj ortaya koymaya başlandı. Yeni açılan bölümler şu an için pek yok ama daha çok medyayla ilgili görsel sanatlarla ilgili veya görsellikle ilgili, radyo televizyon ilgili bazı bölümler açıldı. Kimi bölümler ilk mezunlarını verdi. Fakat bu noktada öğrenciler, tercih edecekleri okulları ve bölümleri kendileri iyi bilmeli. Bana sorarsanız bir öğrencinin tercih edeceği üniversitenin bulunduğu şehir, tercih edeceği okulun kampüsünün güzel olup olmadığı, üniversitenin adının duyulup duyulmadığına, başarıların ön planda olup olmadığına bakması gerekir. Başarıları ile ön plana çıkmış bir üniversitenin tercih edilmesi gerekir." diye konuştu.

"Öğrenci, kişisel gelişim ve özgüven için farklı şehirlerde okumalı"

Öğrencinin yaşadığı şehrin dışında bir şehirde okumasının kişilik gelişiminde olumlu katkı sağlayacağını belirten Haras, "Yaşadığı şehrin dışında başka bir şehirde okuması, psikolojik olarak, özgüven olarak, şahsiyetinin gelişimi noktasında olumlu sonuçlanır. Ben İstanbul'da oturan bir öğrencinin İstanbul'da okuması taraftarı değilim. Fakat tercih yaparken öğrenciler genellikle, 'Ankara'ya, Bursa'ya gidip yurt bulamasam, bir ev kiralayıp arkadaşlarımla beraber kalsam, yapacağım masraf yerine burada özel bir üniversitede okurum' diyor. Aile de, 'çocuğum en azından yanımda, gözümün önünde olur' diye düşünüyor. Yıllarca anne babasının yanında büyümüş, annesi yemeğini yapmış, elbisesini ütülemiş, baba harçlığını vermiş bir çocuk sosyal beceri kazanamaz. Ancak bulunduğu şehirden farklı bir yerde okusa, iletişim sağladığı yeni insanlar sayesinde özgüveni gelişir. İstanbul'da, ailesinin yanında kalırsa bu eksikliğini gideremeyecek." şeklinde konuştu.

İyi üniversite ile birlikte iyi ortam ve arkadaş çevresi de önemli

Haras, "Şu an mesleklerde insanların girişken olamamaları ve mesleklerdeki kişilerin başarısız olmalarının en büyük nedenlerinden biri de farklı bir ortamda bulunmamalarıdır. Bence bir çocuğun başarısı, okuldaki aldığı eğitimin dışında dışarıda dahil olduğu sosyal aktivitelerdir. Mesela kaç tane tanımadığı insanla tanışmış, kaç tane mail biriktirmiş, kaç tane telefon numarası almış? Kaç tane sosyal yardımlaşma derneğinde, vakıfta faaliyet göstermiş, kaç insana yardım götürmeye çalışmış? Mesela yaşanan depremlerde, yangınlarda ne kadar etkin rol oynamış? Bunlar bir öğrencinin sosyal gelişimini, zihinsel gelişimini, psikolojik gelişimini olumlu yönde etkiler. Ancak ailesinin dışında hiçbir yerde bulunmamış, akrabalarının dışında hiç kimseyle diyaloğu olmamış, sadece ilkokul, lise arkadaşıyla beraber olmuş bir öğrencinin akademik olarak gelişeceğini düşünmüyorum. O yüzden bir öğrencinin hangi kampüste, hangi üniversitede ve hangi çevrede bulunması gerektiğini kendisi belirleyecek. İyi insanlarla, iyi kişilerle beraber olmak yetmiyor, iyilerden olmak da gerekiyor. İyi olmak yetmiyor, iyilik de yapmak gerekiyor. O yüzden iyi insanlarla, iyilik yaparak, iyi ortamlarda bulunan bir öğrencinin her türlü başarısı artacaktır." dedi.

"Ya sevdiğiniz işi yapacaksınız ya da işinizi severek yapacaksınız"

Ailelerin çocuklarının üniversite tercihlerinde büyük rol oynadıklarını, bunun ileride bazı sorunlar da beraberinde getireceğini vurgulayan Haras, son olarak şu ifadeleri kullandı:

"Biz bu sorunu hep yaşıyoruz. Ailelerle beraber gelen öğrencilerin tercihlerinde yüzde 95 rol oynuyor. Çocuğun sayısalı, matematiği çok iyiyse, aile tıp okumasını istiyor. Oysa çocuk yazılım mühendisliği istiyor. Aile yazılım mühendisliğini beğenmeyip 'bizden bir doktor çıksın' diyerek aslında kendi gururlarını tatmin ediyorlar. Bu, çocuğun değil ailenin gurur duyduğu bir şey oluyor. Çocuğun becerisi hangi noktadaysa ona göre yönlendirmeliyiz. Fakat aile burada ket vuruyor. Mesela çocuk, 'Ben Boğaziçi Üniversitesi'nde şu bölümü okumak istiyorum. Çünkü üniversitenin bir adı var ve bu bölümde de çok başarılı olacağımı düşünüyorum' diyor. Aile ise çocuğun seçtiğini değil kendi istediğini ona seçtiriyor. Veya çocuk İstanbul dışında, örneğin İzmir'de belirlediği bir bölüm okumak istiyor ama aile hem istediği şehre hem de istediği bölüme gitmesini engelliyor. Çocuğa engel olmak tüm yaşantısını olumsuz etkileyecektir. Bugün hepsi için değil ama bir doktora gidip ilgi görmemenin, bir öğretmene gidip ondan verim alamamanın sebeplerinden birisi de budur. Bu tür şikâyetlerle sıkça karşılaşıyoruz. Muhtemelen bu tür insanlar mesleklerini severek yapmıyorlar. Ya sevdiğiniz işi yapacaksınız ya da yaptığını işi seveceksiniz. Parmakları çok uzun ve büyük ele sahip bir öğrenciyi basketbol bir koçuyla tanıştırdığımızda bu çocuk iyi bir basketbolcu olabilir. İleride de ülkesini olimpiyatlarda başarıyla temsil edebilir. Ancak bu çocuğun matematiği iyi diye tıp okumasını istersek ileride çocuğun geleceğini de olumsuz etkileriz ve mesleğinde ulaşabileceği zirveyi de engellemiş oluruz." (İLKHA)

Siyonist rejimin Gazze'ye saldırılarında şehit sayısı 64 bin 905'e ulaştı

Cezayir cumhurbaşkanı yeni hükümeti atadı

Adana'da "Hayat Namazla Güzeldir" etkinliğinin final programı yapıldı

Pakistan'da askerlere saldırı: 5 ölü

Malatya'da 12 kilo 800 gram esrar ele geçirildi

Malatya'da korkutan ev yangını

Adana’da eşek sayısı yok olma noktasına geldi

Kazakistan, insanlığın ilk uzay üssünü turistlere açıyor

Siyonist rejim, İbrahim Camii'nin çatısını işgal etti

Battalgazi Belediyesi çocukların mektuplarını karşılıksız bırakmadı

Direniş Filosu Tunus'tan Gazze'ye yola çıktı

Belediye Başkanı Geçit: Vatandaşların ihtiyaç duyduğu her alanda yanlarında olmaya devam edeceğiz

OSTİMTECH’te mesleki eğitimin geleceği masaya yatırıldı

Üroloji Uzmanı Gül: Prostat kanserinde erken teşhis, başarıyı artırıyor

Sumud Filosu'na Avrupa Parlamentosundan 4 üye katıldı

1,4 milyar TL tutarındaki SED ödemesi hesaplara yatırıldı

Batman'daki silahlı saldırıda gözaltı sayısı 24'e yükseldi

İşgal basını: Katar'a saldırı Tel Aviv için stratejik fiyasko

Bursa'da 10 yaşındaki çocuk markette yangın çıkardı, kameralara yakalandı

Hasankeyf'te Şaab Vadisi ve Küçük Saray ilgi çekiyor

Doha'da Arap-İslam Zirvesi başladı: Katar'a yönelik siyonist saldırı gündemde

Çocuğa hijyen kurallarını öğretmek, ebeveynlerin en önemli görevi

Bingöl’de 91 kilo esrar ele geçirildi

Bingöl’de uyuşturucu hap ele geçirildi: 2 kişi tutuklandı

Balıkesir’de Sumud Filosu'na destek yürüyüşü

Hasankeyf'te doğalgaz çalışmaları başladı

Batı Şeria'da evler basıldı, gençler esir alındı

İşgalciler, Batı Şeria'da öğretmenlerin okullara ulaşımını engelledi

Prof. Dr. Tarhan: Beyin, umudunu kaybetmeyene yardım ediyor!

Batı: Namaz hayatımızın merkezinde olmalı

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

ŞEHİR HABERLERİ


Siyonist rejimin Gazze'ye saldırılarında şehit sayısı 64 bin 905'e ulaştı

Cezayir cumhurbaşkanı yeni hükümeti atadı

Adana'da "Hayat Namazla Güzeldir" etkinliğinin final programı yapıldı

Pakistan'da askerlere saldırı: 5 ölü

Malatya'da 12 kilo 800 gram esrar ele geçirildi

Malatya'da korkutan ev yangını

Adana’da eşek sayısı yok olma noktasına geldi