9150,79%0,42
38,61% 0,11
43,79% 0,27
4191,50% 1,40
6785,64% 1,89
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Genel Başkan Yardımcısı Mesut Doğan, Genel Sekreter Cafer Güneş ve TBMM Grup Başkanı Bülent Kaya'dan oluşan heyetle birlikte HÜDA PAR Genel Merkezini ziyaret etti.
Ziyarette HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Parti Sözcüsü Serkan Ramanlı, Genel Başkan Yardımcısı İshak Sağlam ve Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin İmir tarafından karşılanan heyet, makamda gerçekleştirilen hediyeleşme ve kısa görüntü alınmasının ardından basına kapalı bir görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmenin ardından iki parti genel başkanı kameralar karşısına geçerek ortak basın açıklaması düzenledi.
HÜDA PAR'ın yeni Genel Merkez binasına hayırlı olsun ziyareti gerçekleştirdiklerini belirten Arıkan, Yapıcıoğlu ve heyetine misafirperverlikleri için teşekkür etti.
Arıkan, "Bu binada ülkemiz için, insanlık için en hayırlı hizmetleri yapmalarını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum." dedi.
Siyasi partiler arasındaki bu görüşmelerin çok verimli olduğuna, ne kadar sık ziyaretler gerçekleşirse ülke için, insanlık için hayırları getireceğine inandığını ifade eden Arıkan, "Özellikle Türkiye'de son dönemde yaşanan siyasetteki şiddet hadiseleri siyasi partiler arasındaki sert söylemlerin sona ermesi için bu tip ziyaretleri önemsediğimi tekrar ifade etmiş olayım." dedi.
"Siyasi partiler arasında diyalog kanallarının açık olması son derece önemlidir"
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise siyasi partiler arasında diyalog kanallarının açık olması ve memleket meseleleriyle ilgili fikir alışverişinde bulunmasının son derece önemli olduğunu vurguladı.
Yapıcıoğlu, "Medya üzerinden elbette her parti her siyasi parti kendi görüşünü açıklar. Hatta bazen memleketin bazı meseleleri ilgili görüşler taban tabana zıt da olabilir ama bu hiçbir zaman bizi kutuplaşmaya ya da kutuplaştırıcı sözler sarf etmeye sevk etmemelidir." dedi.
Arıkan'la verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyleyen Yapıcıoğlu, "Ben de ziyaretleri için kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Genel başkan olarak seçildikleri kongreden sonra hayırlı olsun ziyaretinde bulunmuştuk. Bir anlamda hem iade-i ziyaret oldu hem de yeni genel merkezimizin buraya taşınmış olması dolayısıyla da bir hayırlı olsun ziyaret oldu. Tabii bu arada hem Meclis çalışmaları hem memleket gündeminde olan meselelerle ilgili konuştuk. Bizim kanun tekliflerimiz var. Onlar için destek talep ettik kendilerinden… Gençlikle ilgili, aile ile ilgili ve Gazze ile ilgili gündemi konuştuk. Bu fikir alışverişleri bu görüş alışverişleri inşallah devam edecek. Bizim diğer siyasi partilerle bir araya geldiğimizde sürekli tekrar ettiğimiz bir dua vardır: 'Diliyoruz ki inşallah iyilik ve takva üzere yardımlaşanlardan ve hayırda yaraşanlardan olalım' diye. Ben bu duamı burada bir kez daha tekrar ediyorum. İnşallah her iki siyasi partimiz arasında memleketin faydasına milletimizin menfaatine gördüğümüz her türlü konuda yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olacağımızı buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum." ifadelerine yer verdi.
Soykırıma destek olan çifte vatandaş siyonistlerin yargılanmasına yönelik HÜDA PAR'ın kanun teklifi önerisi
Açıklamaların ardından gazetecilerin sorularına geçildi. Bir gazetecinin HÜDA PAR'ın "Soykırıma destek olan çifte vatandaş siyonistlerin yargılanmasına" yönelik kanun teklifi önerisini hatırlatması üzerine Yapıcıoğlu, şunları söyledi:
"2023 yılının aralık ayının sonunda Meclis Başkanlığına sunduğumuz bir teklifimiz vardı. Soykırım suçuna iştirak etmiş çifte vatandaş siyonistlerin, en azından Türkiye vatandaşı olanların Türkiye'de yargılanması, eğer yargılanmak üzere çağrıldıklarında yargı makamlarının huzurunda ifade vermeye yanaşmazlarsa vatandaşlıkların iptal edilmesi, kaybettirilmesi ve mal varlıklarına el konulması yönünde birkaç maddelik bir kanun teklifimiz vardı. Belki çok uzun bir süre Meclis tarihinde görülmemiş bir şey yaşandı. Muhalefet partilerinden birisi tarafından verilen bir kanun teklifi komisyonlarda görüşülmeden doğrudan doğruya Genel Kurulun gündemine alınmasına dair önerge 8 partinin desteğiyle kabul edildi. Fakat bir türlü sıra gelmedi.
İktidar partisi grubuyla son bir ay içerisinde birkaç defa temasımız oldu. Bize söyledikleri şey şudur; 10. Yargı Paketi yakında Meclis'e gelecek. Bu sonucu doğuracak ya da o kanun teklifimizdeki önerilerimizi kapsayacak şekilde 10. Yargı Paketine bir ilave yapılabileceğini ifade ettiler. Biz de onu bekliyoruz. Eğer olmazsa bu kanun teklifimizin Meclis Genel Kuruluna bir an önce inmesi için bazı çabalarımız olacak. Umarım kanunlaşır.
Aslında bazı görüşlere göre kendi vatandaşımız olan yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanların yargılanmasının önünde hiçbir engel yok şeklinde hukuki görüş beyan edenler de var. Ama bize göre 13. maddeye sonradan ilave edilen ikinci fıkra bunun önüne bir set çekmiş. Çünkü vatandaş yabancı ayrımı yapmaksızın yurt dışında bu suçların işlenmesi halinde Adalet Bakanlığı'nın talebine bağlamış bu yargılamayı yapabilmek için… Umarım geçer ama biz hâlâ bekliyoruz. Fakat bu bekleyişin de bir limiti olur."
Sapkınlığın suç sayılmasına yönelik HÜDA PAR'ın Kanun Teklifinin hatırlatılması ve bunun ne aşamada olduğunun sorulması üzerine Yapıcıoğlu, "17 Nisan'da Meclis’e sunmuş olduğumuz ve 18 Nisan tarihi itibariyle komisyonlara sevk edilen kanun teklifimizin yazılı bir örneğini bu ziyaretlerini de Sayın Genel Başkana sunduk. Onu inceleyecekler, ona göre nasıl bir tavır takınacakları konusunda herhalde açıklamayı onlar yaparsa daha münasip olur. Biz kanun teklifimizi yazlı olarak bugün kendilerine sunduk." cevabını verdi.
"Gazze sadece Müslümanların değil, 'Ben insanım' diyen herkesin meselesidir"
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcoğlu, Gazze'de devam eden soykırım ve ablukaya ilişkin bir soruya da şu yanıtı verdi:
"Gazze'ye 2 Mart'tan bu yana hiçbir insani yardım girmiyor. 3 bin tırı aşkın yardım malzemesi yüklü vaziyette bekliyor. Fakat bütün dünya seyrediyor. İnsanlıktan ve merhametten zerre kadar payı kalmayan siyonistlerden merhamet bekliyoruz, merhamet dileniyoruz. Onlar da zinhar bunları içeriye sokmayacaklarını söylüyorlar ve açlıktan ölümler de 60'a yaklaştı. Aslında Sayın Genel Başkanın da ifade etti; bu sadece İslam ülkelerin sadece ben Müslümanım diyenlerin meselesi değil ben insanım diyen herkesin meselesidir. Orada insanlık katlediliyor. Sadece insanlar değil; insanlığın değerleri ne varsa, insanlık tarihi boyunca ortaya koyduğu ne değer varsa hepsi birden ayaklar altına alınıyor. Bütün uluslararası hukuk kuralları çiğneniyor ve orada insanlar, sivil insanlar açlıktan ölüyorlar. Hiçbir savaşta sivil insanların su ve gıda ihtiyaçlarını temin edecek depolar ya da konvoylar ya da malzemeler vurulmaz ama israil vuruyor ve bunu pervasızca yapıyor."
Yapıcoğlu, ablukayı kırmak için Gazze'ye doğru yola çıkan bir geminin Malta açıklarında işgal rejimi tarafından vurulduğunu hatırlatarak, "Bin kilometrenin üzerinde bir mesafe var, orada bile vuruyor. Eğer Mavi Marmara'da yapmış oldukları vahşet ve haydutluk cezasız kalmasaydı belki Malta açıklarındaki o gemiyi vuramayacaklardı. Fakat dünya sessiz… Orada yaşanan vahşete, orada yaşanan soykırıma karşı çıkmak sadece şu veya bu ırka mensup, sadece şu veya bu inanca mensup insanların vazifesi değildir. Ben insanım diyen herkesin ama insanlıktan istifa etmiş olanların 'bizi ilgilendirmez' demelerini biz normal karşılıyoruz. Onların da insanlıkla ilgisi kalmamıştır diye düşünüyoruz." diye konuştu.
Gazze'ye insani bir koridor açılması ve oraya insani yardım malzemelerinin bir an önce ulaştırılması için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyleyen Yapıcıoğlu, "Konuştuğumuz konulardan birisi de oydu. İnşallah, önümüzdeki günlerde buna yönelik de bazı adımlar hatta belki ortak adımlar atma ihtimali de vardır. Kimin elinden ne geliyorsa oradaki insanların insani ihtiyaçlarını karşılamak için mutlaka bir harekete, bir aksiyona, bir eyleme geçmek gerekir. Sadece kınamalarla sadece protesto gösterileriyle bu işin olacağı yoktur. Orada insanlar açlıktan ölmeye başlamışsa, gıda maddelerini oraya ulaştırmak aslında uluslararası toplumun da birinci derecede sorumluluğudur, görevidir. Çünkü çok açık bir soykırım işleniyor ve soykırım suçunun önlenmesi ya da insanların açıktan ölümünün önüne geçilmesi aynı zamanda uluslararası hukukun herkese bütün kurumlara yüklediği bir sorumluluktur. Bu sorumluluğu yerine getirmeleri için bütün ülkelere burada sözlü olarak çağrıda bulunuyoruz. İnşallah yakında eylemli bir şekilde de bu konuda da adımlar atacağız." şeklinde konuştu. (İLKHA)