10804,59%0,72
36,68% 0,20
39,85% 0,12
3532,30% 0,41
5670,61% 1,26
HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığı, her yıl geleneksel olarak gerçekleştirdiği iftar programında, çok sayıda sivil toplum kuruluşu yetkilisi, hukukçu, eğitimci, gazeteci, yazar ve İslam dünyasından birçok alim ile kanaat önderiyle buluştu.
Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda davetlilere hitap eden HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, "Türkiye'deki siyasi gündemin başında uzunca bir süredir 'Terörsüz Türkiye hedefi ve iç cephenin tahkim edilmesi' var. Ancak yanı başımızda Suriye meselesi var. Emperyalistlerin başta İslam coğrafyası olmak üzere tüm dünyada kendi çıkarlarını sağlama almak için gücü elinde bulunduranların, gücün tek geçerli kural olduğunu tüm dünyaya kabul ettirme çabaları bir taraftan hızlı bir şekilde ilerliyor." dedi.
"Irkçı emperyalizm hiçbirimize dost değildir ve asla dost olmayacaktır"
Yapıcıoğlu, "Dün İstiklal Marşı'nın milli marş olarak kabul edilmesinin 104'üncü yıl dönümüydü. Bundan 110 yıl kadar önce, o dönem Osmanlı idaresi altında olan toprakların çok büyük bir kısmı işgal edilmiş, Osmanlı idaresinin dışındaki diğer İslam beldeleri de neredeyse tamamen işgal altındaydı. Bir asır önce tüm İslam beldelerinde Müslümanlar İslam'dan aldıkları cihat ruhuyla ayağa kalktılar, milyonlarca şehidin kanı pahasına kendi topraklarını birer birer işgalden kurtardılar. Kazanılan istiklal maalesef masa başında kurulan oyunlar ve emperyalist tuzaklarla öyle bir hale geldi ki, pek çok memlekette emperyalistlerin çıkarları ile kendi çıkarlarını örtüştüren içimizdeki hainler başa geçtiler ve büyük bir zihni işgal süreci başladı. O gün aramıza suni sınırlar koyan emperyalistler bugün zihinlerimizi işgal etmek suretiyle yüzyılı aşkındır yaptıkları sömürüde yeni bir merhaleye geçip aramıza çizdikleri suni sınırları değiştirip yeni sınırlar çizmek için kolları sıvamış durumdalar. İslam ümmetinin her bir unsuruna, her bir evladına şu hakikati bir kez daha hatırlatmak isterim. Irkçı emperyalizm hiçbirimize dost değildir ve asla dost olmayacaktır." diye konuştu.
"Toptan bir zarara uğramamak için küçük menfaatleri bir kenara bırakıp ümmet çerçevesinde tavır almalıyız"
Menfaate dayalı siyasetin canavarlık olduğunu söyleyen Yapıcıoğlu, "Kendi menfaati için canavarlaşabilen bir insanın esfeli safiline yuvarlanmaktan başka yapabileceği bir şey yoktur. Bizi parçalamak, bizi birbirimize düşürmek, kendi menfaati için kanımızı dökmek, memleketlerimizi işgal etmek isteyen bu canavara tahammül onun merhametini değil iştahını arttıracaktır. Madem öyle İslam ümmetinin evlatları olarak kendi içimizde var olan sorunları sulh ve sükûnet içerisinde Allah'ın ve Peygamberinin bize gösterdiği yoldan gitmek suretiyle adalet temelinde bir an önce çözmek fert olarak her birimizin, her topluluğun menfaatine olacaktır. Belki her bir unsurun ya da her bir topluluğun her bir kavmin her bir partinin her bir ailenin kendi menfaatini öne almak suretiyle 'ben ne kazanacağım?' diye bir hesap yapması durumunda Allah muhafaza hep beraber kaybedebiliriz. Toptan bir zarara uğramamak için küçük menfaatleri ya da şahsi menfaatleri bir kenara bırakıp meseleye bütüncül bakmak, ümmet ve memleket perspektifinden bakmak, küçük çıkar hesaplarından uzak durmak gerekir. Bu hem Türkiye içerisindeki meselelerimizi halletmek açısından hem de ümmet coğrafyasının farklı, Suriye, Filistin, Sudan, Mısır gibi bugün emperyalistlerin baskıları, kuşatmaları ve zulümleri altındaki tüm kardeşlerimize el uzatma konusunda ya da oradaki zorlukları aşma konusunda her bir ülkenin milli menfaatleri dışında geniş manada İslam ümmetinin bir uzvu olarak o manadaki milli menfaatlere odaklanarak meseleleri değerlendirip bir tavır almak gerekir. Birbirimize rahmet, merhamet nazarıyla bakmak, birbirimizin yardımına koşmak ve rahmet nazarıyla bakmak, birbirimizin yardımına koşmak, Allah'u Teala'nın birbirimizi kardeş kıldığını hatırlamak durumundayız." şeklinde konuştu.
"Ancak İslam ile gerçek adaleti sağlayabiliriz"
"Suriye'den on yıllardır devam eden Baas Rejiminin sona ermiş olması, zalim rejimin yıkılması inşallah Suriye'deki mazlumların acılarının son bulacağına kuvvetli bir işarettir" diyen Yapıcıoğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Müslümanların bu konudaki ümitlerinin de yıkılmaması için orada da belki küçük bazı hesaplar içerisinde girip şu veya bu grubun değil Suriye'nin Müslüman halkının gerçekleştirdiği bir devrim bilinciyle oradaki kardeşlik iklimini sağlamak ve bir daha inşallah benzer zulümlerin yaşanmaması için herkesin kendisini huzur ve adalet şemsiyesi altında bulmaya, güveneceği bir sistem, Allah'ın razı olduğu bir sistem kurmak gerekir. Bu sistem de ancak İslam'dır. Ancak İslam ile gerçek adaleti sağlayabiliriz. Allah'u Teala kâmil manada İslam'a ittiba etmeyi ve topraklarımıza İslam'ın adalet güneşinin doğduğunu dünya gözüyle görmeyi nasip etsin."
"İslam kardeşliği bin yıldır bizi bu topraklarda kardeşçe, huzur içinde yaşattı"
Son dönemde Türkiye'de terörün bitmesi adına atılan adımlara da değinen Yapıcıoğlu, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye'de terörün bitmesi, silahın ve terör eyleminin bir hak arama olmadığının herkes tarafından anlaşılması ciddi bir adımdır ve inşallah o hedef bir an önce gerçekleşir. Terörsüz Türkiye hedefinden başka iç cephenin tahkim edilmesi için söz söyleyen herkes bin yıllık kardeşlikten bahsediyor ama maalesef pek çok kişi bu kardeşliğin temelinin ne olduğunu, neyin bizi kardeş kıldığını ya söylemiyor ya söylemek istemiyor ya tamamen sukut ediyor veya etrafından dolanıyor. Bin yıldır bu topraklarda Türk ile Kürt'ü kardeş kılan İslam'dı. Bizleri kardeş ilan eden bizatihi Allah'tı ve İslam kardeşliği bin yıldır bizi bu topraklarda kardeşçe, huzur içinde yaşattı. Ne zamanki bu topraklarda yönetimi ele geçirenler İslam ile aralarına mesafe koydular, ne zamanki İslam'dan uzaklaştılar işte o gün kardeşliğimiz zedelendi, yara aldı ve o açılan yaralar derinleşti, iltihap kapladı ve son 50 yıldır yaralarımızdan iltihap akmaya başladı. Şimdi o iltihabı sadece sıkmak ama yarayı olduğu gibi açık bırakmak uzun süreli bir çözüm olamaz. O halde o yaraya bir neşter atmak ve bir daha iltihap bağlamaması için de tedbirler almak gerekir. Yaranın tamamen iyileşmesi, kardeşliğin yeniden tam anlamıyla tahakkuk etmesi için hepimizin bu kardeşliğe sımsıkı sarılmamız, onu kendi aramızdaki ilişkilerin terazisi yapmakla mümkün olur. Sadece silahların susması ile bu meselenin tamamen hallolmuş olması zehabına kapılmadan bizi bir arada tutacak olan İslam'a yapılan her saldırının da aslında bu kardeşliği bozan bir şey olduğunu hatırımızdan çıkarmadan bu temeli sağlamlaştırmak, Allah'ın razı olacağı şekilde kardeşler olmak ve kardeşlerimize adaletle davranmak zorundayız." (İLKHA)