10605,60%0,18
41,29% 0,06
48,37% 0,16
4807,44% -0,48
7824,20% -0,51
Malatya'da yaklaşık yarım asırdır berberlik yapan Sabri Ölmez, mesleğine olan bağlılığı, çalışma disiplini ve hayat tecrübeleriyle hem gençlere hem de esnaf camiasına örnek oluyor.
Sanayi sitesinden şehir merkezine uzanan meslek yolculuğunu İLKHA muhabirine anlatan Ölmez, gençlere önemli tavsiyelerde bulunarak, sabahın bereketine ve alın terinin kıymetine dikkat çekti.
Mesleğine olan sadakatini dile getiren Ölmez, "Yaklaşık 50 senedir her gün sabah namazından sonra saat 6'da gelir dükkanımı açarım. Yıllardan beri bu mesleği yapıyorum. Bununla ekmeğimizi kazanıyoruz. Bu meslekle 3 çocuğumu okuttum. Ev aldım, dükkan aldım. Bu meslekten emekli oldum." ifadelerini kullandı.
"Yaşım 72, Rabbime şükür daha doktor yüzü görmedim"
Sabri Ölmez
Mesleğinde hiçbir zaman taviz vermediğini belirten Ölmez, halen aktif olarak çalıştığını ve sağlığının yerinde olduğunu vurgulayarak, "Yaşım 72, Rabbime şükür daha doktor yüzü görmedim. Allah kimseye acı, keder vermesin. Kimseyi sağlığından etmesin." dileğinde bulundu.
"Eskiden çırak ve kalfaları tıraş etmeye yetişemiyordum, şimdi sanayide kimse çırak bulamıyor"
Geçmişle bugünü kıyaslayan tecrübeli berber Ölmez, çıraklık kültürünün yok olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirerek, "Eskiden nüfus bu kadar kalabalık değildi. Bundan 40 sene önce Türkiye’de 67 vilayet vardı, nüfus 68 milyondu. Şimdi vilayet sayısı 81, nüfus 86 milyona dayandı. O dönemde dükkanım sanayi sitesindeydi. Cumartesi günleri çırak ve kalfaları tıraş etmeye yetişemiyordum. Şimdi sanayide kimse çırak bulamıyor." dedi.
"Okumayan insan muhakkak bir sanat erbabı olmalı"
Sanatın ve emeğin değerine dikkat çeken Ölmez, gençlere iki temel yol göstererek şunları söyledi:
"Okumayan insan muhakkak bir sanat erbabı olmalı. Dünyada iki iş var: biri okuyup mevki sahibi olmak, diğeri sanatkâr olmak. Şimdi çıraklık dönemi bitti. Okulu var ama okuyacak çırak yok. Bizim zamanımızda çırak ustasından önce dükkanı açar, esnaf olurdu. Sonra usta olup mükellef olurdu. Büyüğe saygı, küçüğe sevgi vardı. Mesleğe değer verilirdi."
"Rızık sabah namazından sonra dağılır"
Gençlerin sanattan uzaklaştığını ve dijital dünyaya yöneldiğini belirten Ölmez, bu değişimi şöyle yorumladı:
"Şimdi gençler eve gitmiyor, çıraklığı nasıl yapacak? Okulu terk ediyor, sokakta gezmeyi öğrenmiş. Cep telefonunda internetle uğraşıyor. Adamın kafası sanata, ekmeğe değil ki. İslam'da rızık sabah namazından sonra dağılır. Hadis-i Şerif'te de var. Ben bir gün dahi sabah 6'dan sonra dükkanımı açmış değilim."
"Sabah erkenden dükkanımı açtığım gibi müşteri gelir"
Sabah erken açtığı dükkânında müşteriyle buluştuğunu belirten Ölmez, tembelliğe karşı uyarıda bulunarak, "Sabah erkenden dükkanımı açtığım gibi müşteri gelir, tıraş ederim. Ama öğleye kadar yat, git çarşıda dolaş… Kimse bize ekmek vermez." şeklinde konuştu.
"Maalesef şimdilik gençlik bitmiş!"
Gençliğin değerini ve kendi yaşam tarzını anlatan Ölmez, geçmişin disiplinini özlemle hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Maalesef gençlik bitmiş. Gençlik bizim zamanımızdaydı. Ben okul okumuş bir insanım. 50 senedir esnafım. Malatya’nın köyünü, dağını, taşını bilirim. Ama bir gün ne kahveyi gördük ne sinemayı ne maçı ne interneti ne dövmeyi ne sokakta gezmeyi…"
"Kendi bileğinle kazan, alın terini sil, kimseye muhtaç olmazsın"
Son olarak gençlere tavsiyelerde bulunan Ölmez, alın teriyle kazanmanın önemini vurgulayarak, "İşine dört elle sarıl diye bir tabir var. Her zaman baban sağ olmaz ki sana para verecek. Kendi bileğinle kazan, alın terini sil, kimseye muhtaç olmazsın. O zaman başın dik yürürsün." dedi. (İLKHA)