“Yaşanılan acıyı depremzedelere ‘acıma’ olarak yansıtmamalıyız”

Tarih: 23.02.2023 09:05
“Yaşanılan acıyı depremzedelere ‘acıma’ olarak yansıtmamalıyız”
  • Dinle
  • A+
    Büyüt
  • A-
    Küçült
Haberi Sesli Oku

“Yaşanılan acıyı depremzedelere ‘acıma’ olarak yansıtmamalıyız”

Deprem sonrası yaşadıkları bölgelerden zorunlu olarak göç eden insanlarla karşılaşanlara uyarıda bulunan Prof. Dr. Ulaş Sunata, “Yaşanılan acıyı depremzedelere ‘acıma’ duygusu olarak yansıtmamalıyız” dedi. İki hafta önce tüm ülkeyi yasa boğan ve 11 ili etkileyen deprem sonrası imkânı olan vatandaşlar, depremin etkilerinin azalacağı zamana kadar Mersin, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlere göç etmek durumunda kaldı. Zorunlu göçlerle birlikte depremi birebir yaşayan insanlarla, yaşayamayanların bir araya geldiği bir sürece girildiğini söyleyen Bahçeşehir Üniversitesi Göç ve Kent Çalışmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ulaş Sunata, depremzedelere karşı iyi niyetli bir duygu bile olsa acıma hissi ile yaklaşılmamasını söyledi. Prof. Dr. Ulaş Sunata ayrıca depremi birebir yaşayan insanlara hassas davranılması ve kişilerin yaşadıklarını kendi anlatmadıkları müddetçe anlattırılmaya çalışılmaması gerektiğini vurguladı. Hepimizin farklı ama bir şekilde etkilendiği deprem sonrası asıl acıyı ve kayıpları özellikle depreme birebir maruz kalan insanların yaşadığını unutmamak gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ulaş Sunata, “Şu anda depremzedelerle depremi doğrudan yaşamamışların karşılaştığı bir dönemdeyiz. Hepimiz çok etkilendik. Hepimiz toplum olarak depremi doğrudan yaşasak da yaşamasak da bu acıyı yaşıyoruz. Fakat bu acı depremzedelere karşı acıma duygusu ile ilerlenmemesi gereken bir süreç. Yaşadığımız acıyı karşılaştığımız kişilere yansıtarak yeniden devam etmemeliyiz. Depremi birebir yaşayan kişiler çok daha büyük acılar yaşadılar, bu acıyı onlar size verdikleri sürece almalısınız. Acı ve yas süreci uzun sürecektir. Buna hazırlıklı olmak lazım. Karşımızdakini anlamaya yönelik davranmak gerekiyor. Acılarımızı yaşamak için onları kullanmamamız gerekiyor. Bu çok önemli ve ahlak açısından da çok değerli bir şey. O yüzden birlikte yaşamı yeniden inşa edeceğimiz bir süreçteyiz ki bu kolay bir süreç değil. Bunun farkında olarak hayatımızı birlikte devam etmeyi sürdürmeliyiz” dedi. “Kişinin acısını bize yansıttığı sürece dinlememiz gerekiyor” Depremi yaşayan insanları anlama ve dinleme odaklı olmamız gerektiğini de ifade eden Ulaş Sunata, “Anlamakla başlamak gerekiyor aslında. Kişinin acısını bize yansıttığı sürece dinlememiz gerekiyor. Bizimle konuştuğu sürece dinlemeliyiz, konuşmadığı zaman da onu zorlamak doğru değil. Hiç yokmuş gibi davranmak imkânsız elbette ki süreç devam ediyor. Hepimiz aynı acıyı paylaşıyoruz. Fakat çok daha fazla yaşayanı, büyük kaybı olanı var. Bunun bir hiyerarşisi de yok herkes farklı yaşıyor olabilir” şeklinde konuştu. “Plansız bir zorunlu göç oldu” Daha güvenli olması açısından insanların zorunlu olarak göç ettiğini de hatırlatan Sunata, “Deprem büyük bir travmaydı. Depremi doğrudan yaşayan kişilerin bir kısmı aynı zamanda yerinden oldu. Yani bir yersiz-yurtsuz kalma sürecinden bahsediyoruz. Bu da tabi büyük bir zorunlu göçe dönüştü. Özellikle Mersin başta olmak üzere diğer büyük illere ciddi bir göç oldu. Göçün kendisi de ayrı bir değişimdir ve şoktur. Elbette ki bu şokun üstüne bir de göç yaşamak kolay değil. Tabi sonrasında geri dönüşler de olacaktır. Lakin burada kaldıkları süreçte sonuçta farklı bir coğrafyaya geliyorlar ve farklı insanlarla karşılaşıyorlar. Bu yüzden göçün oluşturduğu ayrı bir denklem olacaktır” dedi. “Göç ettikleri yerlerde ve geri dönüklerinde de bir adaptasyon süreci olacak” Gerek göç ettikleri yerde gerekse geri döndüklerinde ayrı bir adaptasyon sürecinin olacağını da söyleyen Sunata açıklamalarını şöyle sonlandırdı: “Zorunlu göçü biz ikiye ayırırız. Her ne kadar zorunlu desek de planlı olanı da vardır. Fakat bu göçte bir plan yok. Plansızlık içerisinde, anlık çözümlerle ilerleyen bir durumda göç etmiş kişiler gerçi yerinde kalmışlar da göç etmiş gibiler çünkü evlerinden oldular. Bu süreç bir süre devam edecek. Çok kolay değildir bir yere adaptasyon. Eğer yeni yerlerinde yaşamaya devam edeceklerse de bu uzun bir serüven olacaktır. Yeniden geri dönmeyi planlayacaklarsa da o da başka bir serüven olacaktır. Çünkü aslında bıraktıkları yere tam olarak geri dönmeyecekler. Bunun da ayrı bir adaptasyon sürecini beraberinde getireceğini unutmamak gerekiyor.”

Avrupa Gökyüzü Kalkanı devreye alınıyor

Şinmoe Yanardağı'nda patlama

Doğu Asya'da gerilim tırmandı

Tayland'da görevden alınan başbakanın yerine yardımcısı getirildi

Bulgaristan'da silah fabrikasında patlama: 1 ölü

Siyasiler ve STK temsilcileri "Muharrem Ayı İftar Programı"nda buluştu

Beton mikseri ile trambüs çarpıştı: 4 yaralı

İstanbul için sıcak hava uyarısı

Rusya, Afganistan İslam Emirliğini tanıyan ilk ülke oldu

Putin ile Trump Ukrayna'yı görüştü

İstanbul Silivri'de ormanlık alanda çıkan yangın söndürüldü

Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da hükümet karşıtları yine sokaklara çıktı

Çin Şıyan sınıfı uydusunu uzaya gönderdi

ABD'den İran'a yeni yaptırımlar

Guterres: Gazze'de son can damarları kesilmek üzere

Siyonist işgalciler Lübnan'a saldırdı

Yozgat'ta feci kaza: 3 ölü, 2 yaralı

Çin'de şiddetli yağış ve su baskını

Silivri'de ormanlık alanda yangın

HÜDA PAR Mersin Milletvekili Dinç: Dini değerlere yönelik saldırılar karşısında sessiz kalınmamalı

İran hava sahasını yeniden kapattı

Gaziantep'te uyuşturucu ele geçirildi: 2 gözaltı

Sürekli elektrik kesintileri Aydın ailesinin hayatını tehdit ediyor

Araç tavanında yolculuk yapan şahsa ceza kesildi

Gaziantep'te siber dolandırıcılık operasyonu: 15 gözaltı

Okkalı: Camiler sadece yazın değil, yıl boyunca çocuklarla dolmalı

Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta'dan orman yangını uyarısı

HÜDA PAR’dan emekli maaşı hakkında kanun teklifi: Asgari ücretin altında olmasın

Kutsal topraklardan dönen hacılar: Başta Filistin olmak üzere tüm İslam âlemi için dua ettik

Demir: Bu olay (Hz. Muhammed'e hakaret) teklifimizin ne kadar gerekli olduğunu ortaya koydu

Yükleniyor