• BIST 100

    9184,82%2,67
  • DOLAR

    34,38% 0,47
  • EURO

    36,84% -0,60
  • GRAM ALTIN

    2969,82% -0,20
  • Ç. ALTIN

    4932,75% 0,96

Yaşlılık döneminde gözden kaçabilen sinsi hastalık hidrosefali!

SAĞLIK 5.09.2024 18:08:45 0
Yaşlılık döneminde gözden kaçabilen sinsi hastalık hidrosefali!

Uzmanlar, ileri yaşlarda görülen yürüme zorlukları, ufak tefek idrar kaçırmalar ve zihinsel işlevlerin zayıflaması gibi sorunların toplumda genellikle olağan karşılandığını ancak bunların “Yetişkin hidrosefalisi” hastalığına işaret edebildiğine dikkat çe

Dolayısıyla bu sorunlar ya geçiştiriliyor ya da her biri için ayrı branşlardaki hekimlere başvurularak çözüm aranıyor.

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Acka, yaşam kalitesini ciddi boyutlarda etkileyen, “beyinde sıvı birikmesi” anlamına gelen “Yetişkin hidrosefalisi” hastalığı hakkında bilgi verdi.

Yetişkinlerde gelişen hidrosefaliye tanı konulmasında güçlük çekildiğine dikkat çeken Acka, "Hastalığa uzun süre tanı konulamamasının en büyük sebebi, hastanın yaşıdır.  Hastalar mevcut yakınmaların yaşlılığa bağlı doğal bir süreç olduğunu düşünerek tablo ağırlaşmadan hekime başvurmazlar. Bir diğer olası nedeni ise sorunların ileri yaşlarda  yaygın görülen sistemik hastalıklardan kaynaklandığının  düşünülmesidir. Yürüme güçlüğü, baş ağrısı ve idrar kaçırma gibi yakınmaların tek bir hastalık nedeniyle gelişebileceği bilinmediği için her soruna yönelik farklı branşlardaki doktorlara gidilir." dedi.

Böylece hidrosefalinin yıllarca sinsi sinsi ilerleyerek hastanın konforlu bir yaşam sürmesinin önünde ciddi bir engel oluşturabildiğine işaret eden Acka, bu tür yakınmalarda mutlaka bir nöroloji veya beyin ve sinir cerrahisi uzmanlarına başvurulması gerektiğine belirterek, “Günümüzde tedavinin ardından sorunlar genellikle tümüyle ortadan kalkmakta ve hastalar kaliteli bir yaşam sürebilmektedir.” ifadelerini kullandı.

Halk arasında “beyinde su toplanması” olarak biliniyor                                             

Acka, "Beynin iç tarafından salınarak, omurilik çevresi dahil sinir sistemi etrafında dolaşan sıvı, beynin dış yüzeyince emiliyor. Beyinde sıvı içeren boşluklarda veya ventrikül adlı su keselerinde aşırı miktarda beyin omurilik sıvısı birikmesine tıpta 'hidrosefal'; halk arasında 'beyinde su toplanması' deniliyor. Hidrosefali her yaşta ortaya çıkabilse de en sık bebeklerde ve 65 yaş üzeri yetişkinlerde görülüyor. Sıvı birikmesi yüksek basınca sahip olabiliyor veya basınç yüksekliği olmadan ve 'Normal Basınçlı Hidrosefali' olarak adlandırılan şekilde gelişebiliyor. Normal Basınçlı Hidrosefali ileri yaştaki popülasyonda en yaygın görülen formu oluşturuyor. Öyle ki hastalık 80 yaş üstündeki her 100 kişiden yüzde 6’sını etkiliyor. Beyin omurilik sıvısındaki dolaşımın bozulması, emilimin azalması ve beyin dokusundaki bazı değişiklikler hidrosefaliye yol açıyor. Ancak bu değişimlere hangi faktörlerin neden olduğu ise henüz bilinmiyor." diye konuştu.

Hastalık ilerlediğinde 3 temel belirti görülüyor

Hastalığa ilişkin fiziksel ve bilişsel pek çok farklı belirtinin bulunduğunu ifade eden Acka, "Bu belirtilerin hepsi her hastada aynı anda gözlemlenmese de genellikle birkaçı bir arada görülüyor. Başlıca belirtiler arasında; baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma, yürüme zorluğu veya yürüyüş bozuklukları, denge veya koordinasyon kaybı, artan uyku eğilimi, idrar kaçırma, görme bozukluğu, bozulmuş bilişsel beceriler, hafıza kaybı ve hafif bunama yer alıyor. Ancak hastalık ilerledikçe yürüme zorluğu, idrar kaçırma ve bilişsel sorunlar olmak üzere 3 temel belirti klinik tabloya hakim oluyor: Koordinasyon kaybı, yavaş, titrek ve dengesiz yürüme tarzıyla karakterize olan 'yürüme zorluğu' bu belirtilerden birini oluşturuyor. 'Ani ve istemsiz idrar kaçırma' ikinci temel belirti olurken; hafıza sorunları, dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü ve zihinsel işlevlerde azalma gibi 'bilişsel sorunlar' da 3’üncü temel belirti arasında yer alıyor." şeklinde konuştu.

Diğer nörolojik hastalıklarla karışabiliyor!

Normal Basınçlı Hidrosefali hastalığına tanı konulmasında güçlük yaşanmasının bir başka etkeninin, bazı nörolojik hastalıklarla ortak belirtilere sahip olması olduğunu ifade eden Acka, "Bu nedenle değerlendirmenin deneyimli bir nöroloji veya beyin ve sinir cerrahı uzmanı tarafından yapılması önem taşıyor.  Tanı sürecinde önce hastalığın üç ana belirtisi gözlemlenerek klinik bir değerlendirme ve nörolojik muayene yapılıyor. Ardından sıvı birikimini görmek için manyetik rezonans görüntüleme (MRG) veya bilgisayarlı tomografi (BT) kullanılıyor.  Tanıdan emin olmak amacıyla 'lomber ponksiyon' yöntemine başvurulduğunu söyledi.

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Acka, “Bu işlemde bel bölgesinden bir iğneyle beyin omurilik sıvısı örneği alınarak basınç ölçülmektedir. İşlem sıvı basıncının da düşmesini sağladığı için hastada klinik belirtiler düzelebilir. Bu tablo uygulanacak cerrahi tedavinin başarısına işaret eder. Bu tetkiklerin kombinasyonuyla hastalığa tanı konulmaktadır.” diye ekledi.

Genellikle cerrahi yöntemle tedavi ediliyor!

Normal Basınçlı Hidrosefali’nin tedavisi semptomların şiddetine, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre planlandığını aktaran Acka, tedavinin genellikle beynin omurilik sıvısının normal dolaşımını sağlamak amacıyla yapılan cerrahi yöntemleri içerdiğini kaydetti.

Acka, "Normal Basınçlı Hidrosefali bulunan hastalarda uygulanan tedavilerle, yürüyüş bozukluğu, idrar kaçırma ve hafıza bozukluğu gibi yakınmalar tamamen düzeltilebiliyor. Bu hastalığın tedavisinde en yaygın olarak Ventrikülo-Peritoneal Şant Cerrahisi’nin uygulanıyor. Şant cerrahisinde ince bir tüp aracılığıyla beyin omurilik sıvısı biriktiği   bölgeden alınıp karın boşluğu, kalp zarı veya akciğer zarı gibi başka bir yere yönlendirilmektedir. Bu yöntem beyin ventriküllerinin normal boyutlarına dönmesine ve basıncın azalmasına katkı sağlamaktadır. Endoskopik üçüncü ventrikülostomi yönteminde ise normal sıvı dolaşımına imkan tanıyacak bir alternatif kanal açma işlemi yapılmaktadır.  Böylece beyindeki omurilik sıvısı doğrudan bir ventrikülden (su kesesi) diğer ventriküle akar ve normal sıvı dolaşımı restore edilir. Bazı durumlarda ise ameliyat yerine şikayetleri ortadan kaldırmaya yönelik ilaç ve fizik tedavi gibi yöntemler yeterli gelmektedir.” şeklinde sözlerine son verdi. (İLKHA)


Gürcistan'da muhalefetten seçim protestosu

Bursa'da trafik kazası: 6 yaralı

Lübnan'a düzenlenen saldırılarda can kaybı 3 bin 136'ya yükseldi

Güney Sudan'da sel felaketi

Pasifik'te gerilim artıyor: Japonya savunma kapasitesini güçlendirecek

Adana'da orman yangını

Muğla açıklarında düzensiz göçmen operasyonu

Gaziantep'te uyuşturucu operasyonu: 2 gözaltı

Uyuşturucu satışı yapan şahıs yakalandı

Siyonist işgalciler Gazze'de çadırları vurdu: 4 şehid, çok sayıda yaralı

Litvanya'da iktidar partisi koalisyon kurdu

Otomobil ile kamyonet çarpıştı: 5 yaralı

Fransa'da demiryolu işçileri süresiz greve gidiyor

Moğolistan'ın başkentindeki trafik sorununa "plaka" çözümü

Kabine Çya Köşkü'nde toplanıyor

Hizbullah, işgal İHA'sını düşürdü

Lewotobi Laki-Laki Yanardağı lav ve kül püskürttü

Türkiye’den İtalya’ya yeni Ro-Ro hat

Trafo patlaması ve yangın büyük korkuya neden oldu

Yetimler Vakfı Cizre'de yetimleri unutmadı

İran: Savaş yayılırsa zararlı etkileri Batı Asya bölgesiyle sınırlı kalmayacak

Batman Valisi Canalp: 6-8 Ekim olaylarını tekrar yaşatmaya çalıştılar

HAMAS, Riyad zirvesine ekonomik ve siyasi baskı araçlarını harekete geçirme çağrısında bulundu

Dışişleri Bakanlığı, Pakistan'daki saldırıyı kınadı

Samsun'da trafik kazası: 1 ölü, 1 yaralı

Diyarbakırlı girişimcilerden "Boykot Market" projesi

Van’da “Kur’an ziyafeti ve icazet merasimi” düzenlendi

Kenya, mpox vakalarının artmasıyla birlikte dikkatli olunması çağrısında bulundu

Hekimler ve sağlık çalışanları: Boykot haksızlığa karşı bir duruş ve bir meydan okumadır

Ankara'da 'Doğu Türkistan Sempozyumu' düzenlendi

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku