Tarih: 27.05.2025 01:21

Yıldırım: Gazze bir mekteptir ve bu mektepten çok ciddi dersler almamız gerekiyor

Facebook Twitter Linked-in

Mardin’de Sivil Toplum Kuruluşları tarafından "Gazze ile Diriliş" konferansı düzenlendi. Artuklu Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu’nda düzenlenen program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Gecenin konuşmacısı Siyer Araştırmaları Vakfı Başkanı Yazar Muhammed Emin Yıldırım’dı. Programa ayrıca Mardin Vali Yardımcısı Hasan Kurt, Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, siyasi partiler, çeşitli STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Siyer Araştırmaları Vakfı Başkanı Muhammed Emin Yıldırım, Gazze üzerinden ümmetin yaşadığı bilinç ve birlik sorunlarına dikkat çekerek sadece duygusal değil, fikri ve fiili bir uyanış çağrısında bulundu. Katılımcılara, sözde kalan destekle yetinmeyip, sahici bir duruş sergilemeleri çağrısında bulundu.

Konuşmasında Gazze meselesine ve ümmetin içinde bulunduğu duruma değinen Yıldırım, şu ifadeleri kullandı: “Gazze için sözlerin bittiği bir yerdeyiz. Gazze bir mekteptir ve bu mektepten çok ciddi dersler almamız gerekiyor. İslam dininde Kudüs mü önemli yoksa Gazze mi? Tabii ki Kudüs. Çünkü Mescid-i Aksa orada. Gazze’deki mücahitlerin fedakârlıkları da şüphesiz Kudüs içindir. Kudüs onlardan başka sahiplenmeyince onlar canlarıyla sahipleniyorlar.”

Gazze’ye destek vermeyenlerin bir gün hesap vereceklerini vurgulayan Yıldırım, “Kudüs’ün düşüşü 9 Aralık 1917’dir. Gazze süreci başladığında 57 Müslüman ülke vardı. O ülkelerin yöneticilerinden herhangi birinin iktidarına ufacık bir zarar gelmiş olsaydı, o taptıkları saraylara el uzatılsaydı, yer yerinden oynardı. Peki, bu insanlar neden bir şey söylemiyor? Kudüs, sadece elinde güç olmayan insanların meselesi mi? Elbette ki değil. Yemin olsun o yöneticilerin çoğu israil’den daha fazla HAMAS’a düşman. israil’den daha fazla HAMAS’ın o topraklardan silinip atılmasını istiyorlar. Nasıl ki Muhammed Mursi’yi kurban verdiler ve onun arkasından kutlama yaptılar, aynısını HAMAS’taki mücahitler için şu anda yapmanın planlarını yapıyorlar. Neden biliyor musunuz? Eğer Gazze’de bir başarı olursa ve HAMAS bu mücadelenin sonunda gerçekten israilii ve siyonizmi diz çöktürürse, halklar bunun hesabını sormaya başlayacak. Mısır’dan, Suudi Arabistan’dan, Müslümanların içerisinde mafyaya dönüşmüş olan Birleşik Arap Emirlikleri’nden soracak ve bunun hesabının arkası kesilmeyecek. Birer birer onlar hesap verecekler.” şeklinde konuştu.

Şu anda yaşanılan çağın deccaliyet çağı olduğunu aktaran Yıldırım, “1917’de Kudüs düştüğünde çok derdimiz vardı. Osmanlı da ondan sonra çöktü. Biz Kudüs’ün elden çıkmasına gerekli tepkiyi gösteremedik. 100 yıllık meselenin şu anda faturalarını ödüyoruz. Dedelerimiz 9 Aralık 1917’de Kudüs düştüğünde gerçekten istenilen anlamda bir mücadele vermiş olsalardı, belki biz bugün başka şeyleri konuşacaktık. Şimdi 2025’te Zilkade’nin son günlerinden Zilhicce’ye doğru yürüyoruz. En azından bazı şeyleri iyice anlayalım. Allah Resulü Aleyhisselam’ın tavsiyesine uyarak her Cuma günü sabahları veya öğleden sonra Kehf Suresi’ni okumayı tavsiye etmiştir. Niye tavsiye etti biliyor musunuz? ‘Kehf Suresi’ni okuyun, Deccal’in fitnesinden emin olursunuz’ dedi. Şu anda yaşadığımız çağ Deccaliyet çağıdır. Allah Resulü Aleyhisselam’ın 30’a yakın hadisinde, 20’ye yakın Deccal’in fitnesinden bahsedilir. O fitneleri alt alta yazdığınızda; mal fitnesine, yaratılış fitnesine, otorite, güç, mülk meselelerine, ilim ve yönetim fitnesine karşı bizleri uyarıyor. Otorite karşısında fitneye düşmeyenlerin örneğidir Ashab-ı Kehf. Zülkarneyn kıssası da mülk ve iktidar üzerinden bize mesajlar veriyor.” ifadelerini kullandı.

“Bizim en büyük eksiğimiz, Peygamber’i dinleyen bir topluluğun olmaması”

Yıldırım, 2 milyar Müslüman ümmetinin en büyük sorunun peygamberin mesajlarını anlayacak bir zeminin olmadığını ifade ederek, “2 milyarlık bir ümmetiz. İnsan gücü noktasında bir eksiğimiz yok. Genetik bir problemimiz yok. Maddi anlamda sıkıntımız yok. Amerikalı bir deli kovboya 4 trilyon dolar verecek kadar zenginiz. Ama bu 4 trilyonu rüşvet ve sus payı olarak dağıttılar. İslam coğrafyaları zengin. Bizim en büyük eksiğimiz, Peygamber’i dinleyen bir topluluk yok. Peygamber’in sesine itaat eden, ona ittiba eden bir topluluk yok. Peygamber’in mesajlarını anlayacak bir zeminimiz yok. Eğer bu konuda bir yönümüz olsaydı, İsrail yerle bir olurdu. Yıkılırdı. Biz günümüzü ve yarınımızı inşa etmek için Kur’an kıssalarına muhtacız. Bunlar bize yol verir, yol gösterir. Bu ümmetin unu, suyu, yağı, şekeri var. Sadece helva yapacak bir ustası yok. O usta olduğu gün İsrail diye bir şey kalmayacak. Yerine birlik olacak Allah’ın izniyle. Peki, o usta gökten mi gelecek? Hayır, gökten gelmeyecek.” şekilde kaydetti.

İşgal rejimi ile ticaretin kesilmesi ve boykotun sürdürülmesi gerektiğine de vurgu yapan Yıldırım, “Gazze’deki vahşetten 19 ay geçmesine rağmen hâlâ İslam ülkelerinin işgal rejimiyle ticareti kesmelerini konuşuyoruz. Biz birkaç programa katılıp, birkaç konuşma yapıp, 10-15 slogan atarak bu işten sıyrılamayız. Bu iş ciddiyet ister. Dava aşkı ister, sevda ister. Gözlerden değil, gönülden çıkmayı ister. Allah yoluna kurban edilmek ister. Bunları yapmazsak, sadece konuşursak, söz insanı olursak, Allah bize o bereketi vermez. Yöneticileri uyaracak mıyız? Evet, sonuna kadar uyaracağız. Azerbaycan petrolünün de bir an önce kesilip, o Siyonistlerin köşeye sıkıştırılması gerekiyor. Ama bunları yaparken bu işi birilerine havale etmeyeceğiz.” dedi.

“Kudüs ve Gazze’den başka bir davayı kendimize dava olarak ilan etmeyeceğiz”

Gazze ve Kudüs’te kaybedenin olmadığını dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu: “İsra Suresi’nin 4 ile 8. ayetleri arasında geçen 5 ayet, İsrailoğulları’nın dününü, bugününü ve yarınını anlatıyor bize. İşgal rejimi İsrail, 1948’de sözde devlet olana kadar 2 bin 500 yıl bu sevdayla tutuştu. Gazze’de 600 gün vahşet savaşı olsa ne olur, 60 yıl olsa ne olur? Siz Allah’a mı iman ediyorsunuz, bahara mı, zafere mi, başarıya mı iman ediyorsunuz? Bizim için başarı meselesi değil. Şu anda da Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da ya da Gazze’de kaybedilen bir şey yok. Gazze’nin o yiğitleri, en iyilerini Allah’a kurban olarak verdiler. Kudüs ve Gazze’den başka bir davayı kendimize dava olarak ilan etmeyeceğiz.” (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —