14091,43%0,31
42,69% 0,23
50,10% -0,06
5942,69% 1,48
9515,00% 2,43
Yükseköğretimde küresel bir lider hâline gelen Türkiye, 200’den fazla ülkeden ağırladığı yaklaşık 350 bin öğrenciyle dünyada en çok uluslararası öğrenci çeken ülkeler arasında 6. sırada yer alıyor. Yükseköğrenim için Türkiye’yi tercih eden gençler, mezun olup ülkelerine döndüklerinde Türkiye ile kendi ülkeleri arasında diplomatik, ticari, sosyal ve kültürel köprüler kuruyorlar.
Türkiye, her öğrencinin hikâyesinde ayrı bir değere ve öneme sahip. Savaştan kaçan öğrencilerin eğitimlerini sürdürebilmeleri için güvenli bir liman olan Türkiye, uluslararası öğrencilerin kimisi için bir sığınak, kimisi için umudun yeniden yeşerdiği yer, kimisi için bir aile, kimisi içinse başarının anahtarı olarak görülüyor.
Eğitimlerini tamamlayıp birer Türkiye sevdalısı olarak ülkelerine dönen bu gençler, Türkiye ile bağlarını koparmadan ilişkilerini sürdürmeye devam ediyor.
MENA bölgesinde Türkiye pek çok alanda birinci sırada
British Council ve Hollanda merkezli uluslararası eğitim platformu Studyportals tarafından Asya, Latin Amerika ve MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika) bölgeleri üzerine hazırlanan yükseköğretim raporu, Türkiye’nin yükseköğretim öğrenci hareketliliğinde liderliğini ortaya koydu.
220’den fazla ülke ve bölgeden 51 milyon kullanıcının verisiyle elde edilen bulgulardan oluşan “Destinasyon ve Kaynak Bölgeler Olarak Ortaya Çıkan Trendler” başlıklı rapora göre Türkiye, MENA bölgesinde uluslararası üniversite öğrencilerinin eğitim için en çok tercih ettiği ülke oldu.
Rapora göre Türkiye, 906 lisans ve 900 yüksek lisans programıyla bölgede program sayısı ve çeşitliliği bakımından da birinci sırada yer aldı. İstanbul ve Ankara lisans ve yüksek lisans düzeyinde en fazla talep gören şehirler oldu.
Uluslararası öğrenciler son yıllarda Türkiye’de ağırlıklı olarak işletme, tıp, yazılım mühendisliği, bilgisayar mühendisliği ve sağlık teknoloji gibi bölümleri tercih ediyorlar.
Küresel iş gücü piyasasının trendleriyle uyumlu bu programlara yönelen öğrenciler için Türk halkının sunduğu misafirperverliğin en az eğitim kalitesi kadar belirleyici ve önemli bir faktör olduğunu vurguluyor.
“Ailemizin yaptığı fedakarlığa değiyor”
Türkiye’de eğitim gören uluslararası öğrenciler aldıkları eğitimin ailelerinin yaptığı fedakarlığa değdiğini söylüyorlar.
Türkiye, yükseköğretim kalitesi, uluslararası şubeleri ve Avrupa eğitim sistemine uyarlanabilir ortak programları, Bologna Süreci'ne bağlılığı, ERASMUS değişim projesine katılımı, İngilizce program sayısının fazlalığı, güvenliği, coğrafi konumu ve uygun fiyatı ile küresel eğitimde öne çıkıyor.
“Annem de ben de Türkiye’de öğrenciyiz”
Suriyeli Riyam Albasha ve annesi Wahad Alhaj Yahia Türkiye’de üniversite eğitimlerine devam ediyor. Riyam Albasha Ankara Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi.
2014 yılında savaş nedeniyle Türkiye’ye geldiklerini belirten Albasha, “İyi ki gerçekten burada büyümüşüm diyorum. Türkiye’de alınan diplomalar dünya çapında geçerli oluyor. Türkiye sadece eğitim aldığım bir yer değil. Aynı zamanda da ikinci vatanım. Gelecek bana ne saklıyor bilemem ama bir gün hem Türkiye hem Suriye arasında bir köprü olurum. Türkiye’de öğrendiklerimle ülkemdeki çocuklara ve kadınlara yardımcı olmak isterim.” dedi.

“Sadece Türkiye beni kabul etti”
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Filistinli Zaina Alkhazendar, “Gazze'den yatay geçiş yaparak geldim. Destekliğiniz için teşekkür ediyorum. Eğitimime devam etmek için başvuru yaptığım ülkelerden sadece Türkiye beni kabul etti. Bunu hayal etmiyorum. Minnettarım.” dedi.
Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nde okuyan Filistinli Shadi Sameh Mohammed Hamdan, “Türkiye'de kalmak istiyorum. Çünkü Türkiye'de insanlar var, teknik altyapı var ve maddi imkânlar var. Burada çok şey yapabilirim.” görüşünü aktardı.

“Türkiye yaşama umudumu geri verdi”
Filistinli Tasnem Lubbad ise savaşta yaralandığını, tedavi için Türkiye’ye geldiğini, Ostim Teknik Üniversitesinde, Uluslararası İşletme Yönetimi alanında yüksek lisansa başladığını belirterek, “Türkler elimden tuttu. Diğer mazlumların yanında olduğu gibi benim de yanımda oldular. Türkiye yaşama umudumu geri verdi, bana yeniden yaşama gücü verdi.” diye konuştu.
“Türkiye’ye gelince babam ‘vatanına döndün’ dedi”
Uluslararası İlişkiler alanında doktora öğrencisi Azerbaycanlı Sabina Akbarova Türkiye’de geçirdiği beş yılın kendisi için üniversite eğitiminden öte bir bağa dönüştüğünü belirterek, “Erasmus’la Avrupa’ya gittiğimde ailem endişelenirdi ama Türkiye’ye gelince babam ‘Zaten vatanına döndün’ dedi. Burada olduğumda ailem de kendini güvende hissediyor.” dedi.
“İkinci vatanım Türkiye”
Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi Azerbaycanlı Resul İbrahimzade de Türkiye'nin en iyi öğrencileriyle aynı sınıfta olmanın önce zor geldiğini ancak bunu aştığını vurgulayarak, “Dil tanıdık bir dil, hiçbir sorun olmadı. Kendimi Bakü’de nasıl hissettiysem burada da öyle hissettim. Türkiye'nin eğitiminin Avrupa ülkeleriyle aynı seviyede olduğunu net şekilde biliyorum. O yüzden Türkiye'yi seçtim.” ifadelerini kullandı.
“Benim çocuklarım da Türkiye’de okuyacak”
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi öğrencisi Azerbaycanlı Hasan Hasankhanov da “Gülhane Tıp Fakültesi Azerbaycan'da çok bilinen bir fakülte. Eski cumhurbaşkanımız da burada tedavi gördüğünden ben de doktor olmak için Gülhane’yi seçtim. Türkiye'deki tıp eğitimi Avrupa’daki en iyi tıp fakülteleriyle aynı seviyede. Azerbaycan’a döndüğümde Türkiye’den bir iz taşıyacağım ve Türklerin bana karşı olan misafirperverliğini, samimi davranışlarını asla unutmayacağım. Kendi çocuklarımı da Türkiye’de eğitim almaları için gönderebilirim. Bu bir son değil; bir başlangıç.” şeklinde konuştu.
“Başbakanımız da Türkiye’de okudu”
TOBB ETÜ Biyomedikal Mühendisliği öğrencisi Tanzanyalı Swahifa Abdi Juma, “Türkiye’deki eğitim çok iyi. Başbakanımız da Türkiye’de okumuştu; ben de onun gibi başarılı olup, ülkeme katkı sağlamak istiyorum. Türkiye’den mezun olduktan sonra Avrupa’da da çalışabiliyorsunuz. Teknoloji çok gelişmiş; yeni makineler öğreniyorum. Tanzanya’ya döndükten sonra da bunları anlatacağım.” görüşünü aktardı.
"Hocam ilk gün bana ‘Kazakistan'dan gelen yabancı olmaz, kardeş olur’ dedi”
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi beşinci sınıf öğrencisi Kazakistanlı Binura Makasheva ise ülkesi ile Türkiye arasındaki kardeşliği ilk gün pekiştirdiğini ifade ettiği anısını şöyle anlattı:
“Hocam bana okulun ilk günü, ‘Kazakistan’dan gelen biri yabancı mı olur? Biz kardeşiz’ dedi. O an Türk dünyasının kardeşliğini hissettim. İki ülke arasında sağlık alanında köprü kurmak istiyorum.”
Uluslararası İlişkiler öğrencisi Kazakistanlı Tomiris Badan ise Türkiye’deki eğitimin kalitesine dikkat çekerek, “Avrupa veya ABD diplomaları konuşuluyor ama Türkiye’deki eğitimin ne kadar güçlü olduğunu bizzat gördüm. Buradaki ders işleme biçimini ve iş birliğine dayalı yaklaşımı çok seviyorum.” dedi.
“İnsanlığa katkıda bulunmak istiyorum”
Güney Koreli öğrenci Yeseo Yook, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi üçüncü sınıfta okuyor. Türkiye’de aldığı eğitimi hem bilimsel hem klinik açıdan dünya standartlarında gördüğünü belirten Yook, “Türkiye ile Güney Kore arasında tarihsel olarak güçlü bir dostluk bağı var. Ben de bu dostluğun bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Hem iki ülke arasındaki köklü bağları daha da güçlendirmeyi hem de iyi bir hekim olarak insanlığa katkıda bulunmayı hedefliyorum.” dedi.

Nijeryalı Ali, üniversite okumaya geldi, Türk ile nişanlandı, çaya şiir yazdı.
Nijeryalı Ali Fahd, Ankara Üniversitesi Din Sosyolojisi Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimine devam ediyor. Fahd, “Bu şiiri yazarken aslında çayın sıcaklığını Türklerin sıcaklığıyla kıyasladım. Nişanlım Türk. Türklerin öğrencilere verdiği değer dünyanın hiçbir yerinde yok.” dedi.
“Türkiye’nin hakkı ödenmez”
Ali Fahd, “Bu çok büyük bir şey. Sırf bundan dolayı öğrencilikten de çıkmak istemiyorum. Üniversitede bir hocamın yanına gittiğimde hemen ‘otur, çay, çikolata ikram edeyim’ der. Almanya'dayken bir hocanın yanına gittim, otur bile demedi. Türkiye'ye katkı sağlamak istiyorum çünkü Türkiye'nin hakkı ödenmez.” şeklinde konuştu.
“Türk mimarisinden ilham alıyorum”
Bilkent Üniversitesi Mimarlık öğrencisi İranlı Artin Banai Shahani de “Türk mimarisinden ilham alıyorum, kendi kültürümü de burada arkadaşlarıma anlatıyorum. Ailem Türkiye’de okumam için fedakarlık yapıyor. Burada öğrendiklerimi bir gün İran’a ya da başka bir ülkeye taşımak istiyorum.” ifadelerini kullandı.
Başkent Üniversitesi Diş Hekimliği öğrencisi İranlı Arnita Shiri ise, “Altı yıldır Türkiye’de yaşıyorum, artık kendimi hem İranlı hem Türk hissediyorum.” dedi.
“Türkler, dilimi anlamasalar bile yardım ediyorlar”
Güney Afrikalı Simphiwe Casey Zimba, Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri öğrencisi. Türkiye’de insanların yardımseverliğinden çok etkilendiğini belirten Zimba, “İnsanlar dilimi anlamasalar bile yardım etmeye çalışıyorlar. Türkiye’ye geldim, iyi ki geldim diyorum. Türkiye’de ‘kolay gelsin’ diye bir söyleyiş var. Ülkemde böyle bir şey yok. Ben ‘kolay gelsin’ dersem indirim yapıyor. Türkiye benim için nimet gibi oldu.” görüşünü aktardı.
“Türkiye ile ülkem arasında ticari iş birliği kuracağım”
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İnşaat Mühendisliği yüksek lisans öğrencisi Hindistanlı Saaduddin Syed ise, “Daha önce Türkiye’de staj yaptım ve ticaret süreçlerini öğrendim. Türkiye ile Hindistan arasında kültürel ve ticari iş birliği kurmak istiyorum.” dedi. (İLKHA)