Betül ALTINSOY
Tarih: 24.10.2023 11:00
Betül Altınsoy’un Yazar Mustafa Çelebi ÇETİNKAYA İle Söyleşi
Betül Altınsoy’un Yazar Mustafa Çelebi ÇETİNKAYA İle Söyleşi
Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Yazmaya olan sevginiz nasıl ortaya çıktı? Bu ilginizi, sevginizi, merakınızı nasıl fark ettiniz?
- Mustafa Çelebi Çetinkaya, Ankara’lı bir birey. Bir Kamu kurumunda görevli ve neredeyse 30 senedir Edebiyat ile iç içe yaşıyor. Mesleğinin yanı sıra yıllardır Sivil Toplum Kuruluşları ile projeler düzenleyen ve yürüten olmakla beraber bir Edebiyat derneğinin de kurucu başkanlığını yürütüyor. Söylenecek çok şey vardır belki “ben kimim” sorusuna cevap ama en özet cevap yazdıklarımla anlatıyorum bunu.
Yazmaya merakım lise yıllarında peyda oldu. Belki de o zamanlarda verilen Kompozisyon ödevleri ilgi çekici gelir ve özenle yerine getirirdim. Yine lise tahsilim bitmeden hem şiir yazmaya hem de bu alanda küçük çapta da olsa bir şeyler yapmaya başladım…
Kitabınızın ortaya çıkış öyküsünü anlatabilir misiniz? Fikir nasıl doğdu, kitabın ismine nasıl karar verdiniz, yazma süreci nasıl gelişti, yazarken uyguladığınız belli rutinler veya ritüeller var mı?
- Sevdaya Zan’lı Şiirler 6. Kitabım.. 6. Sevda… Aşk biter mi? Bitmez elbette. İlk kitabımı heyecanla, koltuğumun altında bir kitap olsun sevinci ile çıkarmıştım. Son kitabımıza dönelim biz. Kitabın ismi aslında kitap yazmadan vardı ve bazı şahsi çalışmalarımda da kullanmıştım. Hiçbir zaman kendimi yazmaya şartlandırmadım. Hani halk arasında da ilham perisi deriz ya, o ne vakit gelir belli olmuyor. Ama o ne vakit gelse onu asla ihmal etmiyorum. İçimden gelenleri dökerim dizelere. Bu şiir de olsa, deneme yazısı da olsa, öykü de olsa. Bir kalıp içine bürünmekten kaçınırım. O an haykırmam gerekiyorsa haykırır, isyan etmem gerekiyorsa ederim. İşte onu en sadık dostum kalem bilir…
Şiirin gelişimini ve geldiği noktayı değerlendirir misiniz?
- Akademik bir unvanım yok bu hususta. Söyleyeceklerim sadece bir şiir sevdalısı olarak beyan olunur. Şiir bambaşka bir yol, diğer sanat dallarına benzemez. Geldiği nokta konusunda pek sağlıklı düşüncelere sahip değilim. Özellikle dijital dünyanın hızla gelişimi herkesi şair yaptı diyebilirim. Ya da artık alt alta iki üç dize yazan onu şiir diye yansıtıyor. Şiir her ne kadar serbest bir sanat gibi görünse de kuralları vardır. Özellikle hece şiirlerinde zaten bir kural vardır. Bu hususta elbette ciddi çalışmalar ve ciddiyetinin farkında şairlerimiz de var.
'Bu devam eden bir süreç fakat hiç sekteye uğradığı oluyor mu? Hiç 'yazamayacağım' korkusunu yaşadığınız dönemler oldu mu?'
- Elbette zaman zaman yazmaktan mahrum kaldığımız, uzun aralar verdiğimiz oluyor. Kendimizi teselli etmek için “nadas” dönemi diyoruz ama bir süre insan kalemden de uzak kalabiliyor. Ya da bazen küsüyorsunuz. Aslında küstüğünüz yazmak değil ama yansıyor işte…
Küstüm şiirimden son dize ile son verelim bu cevaba.
“Yıllarca anlattım mısralar taştı
Gönlümde ki zanlar ruhumu aştı
Ölümün özlemi kalbe bulaştı
Zanlı şiirleri yazmaya küstüm…”
Sizce iyi bir şiir kitabı nasıl olmalıdır?
- Bunun cevabını vermek ne kadar haddime bilmiyorum. Şahsi bir kanaat ile şu kadar özetleyebilirim bir şiir kitabı içinde hayata dair her şey olmalı. Aşk ta olmalı, yakarış ta. Dua da olmalı insan da. Vatan da olmalı bayrak da… Her şeyden ziyade insan olmalı her dizenin içinde…
Sizi yazmaya özendiren şeyler nedir?
- Yaşamak. Yaşamaya inanmak. Yaşamak için inat etmek. İnadına yaşamak. Ve yaşam dediğimiz şu döngü içinde farklı yönlere koşan insanların aslında ortak hedefleri olsa da sürekli birbirlerine sırt dönmeleri. Vefa ile sadakat arasında ki bağın çoktan kopmuş olması. Hırsların umutlardan yukarılara taşınmış olması. Bende dahil olmak üzere herkesin her şeyi bildiğini sanması beni yazmaya özendirdi. Bazen de konuşmak yerine susmayı tercih ediyor insan. Yazmak benim için en kutlu susma yolu.
Hangi konularda yazıyorsunuz?
- Hani az evvel de yaşamak dedik ya, yaşamak içinde olan her konuda kalemim arkadaştır bana. İnsanın içinde yer aldığı her mesele yazdıklarımın konusu olabilir. Aşkla başlarım yazmaya. Aşk olmalı ki sevmelisiniz hayatın içinde ki değerleri. Vatan Millet Sakarya da yazarım ben, Rahman’a dua edip onun yüceliğini de. Kadının toplum içinde ki yerini de yazarım, öğretmenlik mesleğinin kutsallığını da. Çocuğu yazarım, gençleri. Toplum yaşantımız içinde ki ana meseleleri kaleme alırım çok zaman. Hasreti yazarım sonra, ayrılığın yüreği nasıl kavurduğunu. En çok ölümü yazarım aslında ama ölmeden evvel de nasıl umutla hayata sarıldığımı da yazarım…
“Edebiyat sihirli bir toz gibidir. Varlığını gözünüzle göremeseniz bile etrafınızdadır, içinize derinden işler; bağışıklık sisteminizi güçlendirip sizi hayata hazırlar. Bence bu toz, ‘her eve lazım’ tozlardan.” Diye bir söz vardır. Çocuğun bu sihirli toza bulanmasına engel olmamak için yetişkinlere, öğretmenlere düşen nedir sizce?
- Belki de en güzel soru bu. Hem şahıs olarak hem içinde bulunduğum derneğimiz olarak en hassas konumuz çocuklar ve gençlerin sanat dünyasına doğru yönlendirilmeleridir. İlk yapılacak hamle elbette kitap okumak olacaktır. Ebeveynler çocuklarının yanında kitap okurlarsa bu özendirici ilk etkendir. Sonra onlara okuduklarını sorabiliriz ve tam işte orada ki en güzel soru şu olacaktır? Sen olsaydın bu konuyu nasıl anlatırdın. Eğitim sistemi içinde çocuklara dair bu tarz konular var lakin bunu bir mecburiyet ile değil de bir gönüllülük ile onlara aksettirmek daha kalıcı izler bırakacaktır vesselam…
Yeni çalışmalarınız var mı? Varsa, kısaca söz edebilir misiniz?
- Bir hikaye kitabım var. Onun üzerinde çalışıyorum son dönemde. Bir de tiyatro oyunu hazırlıyorum. Konusu savaş sonrası bir ailenin yaşadıkları. Haricen Ankara Şehir Gazetesi Genel Yayın Koordönatürüyüm ve gazetemiz için de her sayıya yeni bir konu yeni bir yazı yetiştiriyorum.
Bir dernek oluşumundan bahsettiniz, kısaca derneğiniz amaçlarından faaliyetlerinden bahseder misiniz?
- Derneğimiz 2015 yılından beridir faaliyet göstermektedir. Ankara merkezli olan derneğimizin faaliyetleri yurdun dört bir tarafında da uygulanmaktadır. Edebiyat Kültür ve Sanat Derneği olarak sanatın her dalı ile alakalı etkinlikler hazırlıyoruz. Ayrıca sosyal projelerimiz de devam etmektedir. Açık adı Ankara Kültür Sanat ve Edebiyat Derneği olan kuruluşumuzu bütün sosyal medya alanlarında “Aksed Sanat” olarak takip edebilir, etkinlik ve çalışmalarımıza da dahil olabilirsiniz. Siz ve tabi ki değerli okurlarımız.
Söyleşimizi bitirmeden önce sizin eklemek istediğiniz bir konu var mı?
- Yazmak aslında hayatta kalmak için verilen en güzel mücadele. Bu mücadelenin içinde yer alan BALIKESİR Hayat Dolu ailesine teşekkürlerimi sunuyorum. Özellikle yerel basın ve medya taraftarı birisiyim ben. İnsanlara daha iyi ulaşabilmek için yerel basının önemi asla inkar edilemez. Bu bağlamda da çok güzel bir yol içinde olduğunuzu bir kez de ben ifade etmek isterim. Bu vesileyle de bizleri okuyan her gönül dostuna sonsuz şükran ve selamlarımı sunmak isterim.
“ Dil yürekle birdir bende,
Gönül aşkla sırdır bende
Hep sevdalık vardır bende
Benim adım SEVDAZAN’dır” diyerek benden bir dörtlük ile hepinizi selamlıyorum.
Esen kalın, huzurla kalın, aşkla kalın….
Mustafa Çelebi ÇETİNKAYA
Vakit ayırdığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —