Bir Hedefe Ulaşmak, Diğer Hedeflerimizi Nasıl Etkiler?

Hayatın küçük ya da büyük dönemeçlerinde hepimiz hedefler koyarız. Kimi zaman dersleri geçmek, kimi zaman bir sınavdan yüksek not almak, kimi zaman da sabah erken kalkmak… Bir hedefe ulaşmak ya da ulaşamamak, sadece o anki sonucu değil, gelecekteki hedeflere yaklaşım biçimimizi de değiştirir.

 

Psikolojide bu etkiyi açıklayan en güçlü kavramlardan biri Albert Bandura’nın öz yeterlilik kuramıdır. Öz yeterlilik, bireyin bir işi başarabileceğine olan inancıdır. Küçük bir hedefi başardığımızda beynimiz bize şu mesajı gönderir: “Sen yapabiliyorsun.” Bu inanç, başka hedeflere yönelirken bir yakıt görevi görür. Küçük bir hedef bile, domino taşları gibi başka hedeflerin kapısını açar. Örneğin bir dersi başarıyla tamamladığımızda bu bizi diğer dersleri çalışmak ve derste başarı sağlamamız için motive eder.

 

Ancak bu süreçte başarının ya da başarısızlığın nasıl yorumlandığı da çok önemlidir. Atıf teorileri burada devreye girer. İnsan, bir sonucun nedenini açıklarken onu içsel ya da dışsal, kalıcı ya da geçici, kontrol edilebilir ya da edilemez biçimde değerlendirir. Örneğin bir sınavdan yüksek not aldığınızda “Çalıştım ve hak ettim” derseniz, bu içsel ve kontrol edilebilir bir atıftır; dolayısıyla motivasyonunuz artar. Öte yandan “Hoca kolay sordu” derseniz, başarıyı kendi emeğinize bağlamadığınız için öz yeterliliğiniz pek de yükselmez. Aynı şekilde, başarısızlığı “Ben zaten yetersizim” diyerek kalıcı ve içsel bir nedene bağlarsanız, diğer hedeflerden de uzaklaşabilirsiniz.

 

Tam da bu noktada Martin Seligman’ın öğrenilmiş çaresizlik deneyini hatırlamak önemli. Defalarca başarısızlığa maruz bırakılan köpekler, sonunda kaçma şansı varken bile denemekten vazgeçmişlerdi. Bu, insanlarda da sıkça gözlemlenen bir mekanizma. Bir öğrenci sürekli başarısız olduğunda, “Nasıl olsa olmayacak” diyerek deneme isteğini kaybedebiliyor. Bu da diğer hedeflere uzanmayı engelliyor.

 

Öyleyse şunu söyleyebiliriz: Bir hedefe ulaşmak, sadece o hedefin kazanımı değildir; aynı zamanda gelecekteki hedeflere dair inancımızın da şekillenmesidir. Başarı, öz yeterliliği artırarak bizi yeni girişimlere hazırlar. Başarısızlık ise yanlış yorumlandığında çaresizlik doğurur; fakat doğru yorumlandığında bir öğrenme fırsatına dönüşür. İşte bu yüzden, başarısızlıkla karşılaştığımızda atıflarımızı sorgulamak çok değerlidir. “Ben yetersizim” yerine “Bu yöntem işe yaramadı, farklı bir yöntem denemeliyim” demek, öz yeterliliğimizi korur.

 

Hedefler aslında sadece akademik ya da mesleki birer ölçüt değil, aynı zamanda bizim kendimize bakışımızı yansıtan aynalar. Bir hedefi gerçekleştirdiğimizde, aslında “Ben yapabilirim” duygusunu inşa ediyoruz. Ve bu duygu, diğer hedeflerimize uzanırken elimizdeki en güçlü sermaye oluyor.

 

Şimdi bir düşünün. Hayatınızda başardığınız küçük bir hedef, size hangi büyük hedef için cesaret verdi? Ve başarısız olduğunuzda bunu nasıl yorumladınız? Bu soruların yanıtı, diğer hedeflere yaklaşım biçiminizi gösterebilir.

 

Yani bir hedefe ulaşmak diğer hedefleri hızlandırabilir de durdurabilir de. Başarı ve başarısızlık, sadece anlık sonuçlar değil; geleceğimizi şekillendiren psikolojik mekanizmalardır. Bizim görevimiz, bu mekanizmaları fark ederek hedeflerimizi daha bilinçli ve umutlu bir şekilde yönetmek.

 

Tıpkı Friends dizisindeki Monica gibi…

Mükemmeliyetçi yapısıyla her şeyi kusursuz yapmak ister, bir hata yaptığında hemen “Ben berbat bir şefim!” derdi.

Ama bir gün, yaptığı bir yemeği eleştiren müşteriye rağmen gülümseyip şöyle demişti:“Bugün kötü bir gündü, ama ben iyi bir şefim.” O an, Monica aslında kendi zihnindeki atfı değiştirdi. Başarısızlığı “ben kötüyüm” diye değil, “bugün yolunda gitmedi” diye yorumladı. Ve işte tam olarak o fark —geçiciyle kalıcıyı ayırmak— onun motivasyonunu diri tuttu.

 

Belki de hedeflere ulaşmanın sırrı tam burada gizli: Kendimize kızmak yerine, “Bugün olmadı ama ben hâlâ yapabilirim” diyebilmekte.

Çünkü Monica’nın dediği gibi,

“Bazen kötü bir gün geçiririz, kötü bir hayat değil.”



Deniz Üzüm

Bir Hedefe Ulaşmak, Diğer Hedeflerimizi Nasıl Etkiler?

.

Tarih: 09.10.2025 12:14 Güncelleme: 09.10.2025 13:06