Dur yolcu.Dur ve düşün.

Çanakkaleyi geçilmez yapan iman gücü ve vatan sevgisidir.

 

Çanakkale muharebeleri

19 Şubat 1915 tarihinde başlamış ve 9 Ocak 1916 tarihinde Osmanlı Ordusu’nun zaferi ile sona ermiştir.

 

Türkü’yle,Kürdü’yle,Arab’ıyla

bir bütün olarak sırt sırta vererek düşmanlarımızı yerle yeksan ettiler.O heyecan ve o gayretle

“ÖLÜRSEM ŞEHİD KALIRSAM GAZİYİM” diyerek cepheye atıldı ecdadımız.

Yiyecek ekmeği,içecek suyu kalmadı ama hep şükrettiler ve vazgeçmediler asla.

Kahramanca çarpıştılar.

 

Bir Müslüman dinini, namusunu, canını ve malını vatan ve devletiyle korur.

Vatanına bir Müslüman devlet bile saldırsa onu korumak Dinimizin emridir.

Yerler ve zamanlar, içerisinde olan kimseler ve yapılan işlere göre değer kazanır.

Bu açıdan bir İslam devleti olan bu memleketin, bu toprakların ve içinde yaşayanların korunması ve devam etmesi noktasından vatan, bayrak ve devletin varlığını zorunlu kılmaktadır.

 

Çanakkale Ruhu, Osmanlı coğrafyasının her kasabasından, köyünden dil, din, ırk ayrımı yapmadan vatan savunması için Çanakkale’ye koşmaktır.

Diğer bir deyişle bir olma, kardeşçe beraber olmadır.

Öyle bir iman ve Sevda ki;

Çanakkale Ruhu,

Bombasırtı vakasındaki “Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulmamacasına düşüyor, ikinci siperdekiler onların yerini alıyor.

Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık

ve tevekkül ile biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılmak yok.

Okuma bilenler Kur’an-ı Kerim okuyor ve Cennet’e gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenler Kelime-i Şehadet çekerek yürüyorlar.

 

Çanakkale Ruhu,

Kerevizdere bölgesinde arkasında uçurum olduğunu bilerek, istinad siperi olmadan, ön siper hattında düşmana

5-6 metre mesafede kimi gün hatlarına 60.000 top mermisi düşmesine, gerisinden donanma ateşine maruz kalmasına rağmen 9 ay boyunca sebat etmektir.

Ecdadın bu kahramanlığına ve mücadelesine saygıyla eğilip örnek almamız gerekmez mi?

 

Çanakkale Ruhu,

Dardanos Bataryası’nda, muharebe hazırlıklarını yeni doğan kızını görmekten üstün tutan ve 18 Mart 1915 günü kısa bir süre içerisinde bataryasına 4.000 top mermisi düşerek kızı Didar’a hasret giden Hasan Hulusi Efendi’nin vatan bilincidir.

 

İşte Çanakkale Ruhu,

vatan toprağını kendinden

aziz bilmektir.

Bu uğurda sevdalanmak ve kendinden geçmektir.

Seyid Bilâl’ler olabilme heyecanıyla dolmak,

Destanlar yazabilmektir.

Hak uğruna Hak yolunda

fedayı göze almaktır.

Şehidlerin kanıyla sulanan bu toprakları aziz bilmektir.

Anadan,yârdan,serden geçmektir.

Şanlı bayrağımızı indirmeden vatan toprağında dalgalandırmaktır.

Bizi biz yapan değerler ile aslî unsur mukaddesatımıza sahip çıkmak,haysiyet ve karekterleri yaşamaktır.

 

Her zaman

bu vatanın evlatları olarak,

Çanakkale Ruhunu içimizde hissetmemiz ve yaşamamız gerekir.

Şanlı ecdadımızın torunlarına

bu yakışır.

Çanakkale Ruhu öyle bir Nûr ki,

Çelik ve barut karşısında sarsılmayan bir imanla,

azimli bir inancın sembolüdür.

Yeni nesil gençlerimizin bu ruha sahip çıkması ve koruması temennimiz ve dileğimizdir.

Çanakkale Zaferinin bu yıldönümünde Şehidlerimizi rahmetle anıyorum.

Kalınız sağlıcakla…



Mustafa DEMİR

ÇANAKKALE RUHU…

.

Tarih: 17.03.2025 12:17