Mehmet Salih SEYHAN

Tarih: 11.04.2025 12:00

Cezaevlerinde Caydırıcılığın Artırılması ve Mahkumların Topluma Kazandırılması

Facebook Twitter Linked-in

Cezaevleri, sadece suçluların hapsedildiği yerler değil, aynı zamanda onları topluma kazandırma amacı güden rehabilitasyon merkezleri olmalıdır. Ancak mevcut sistemde birçok kişi cezaevlerini caydırıcı bir unsur olarak görmek yerine, adeta birer "otel" olarak değerlendirmektedir. Suç örgütleri cezaevlerinden yönetilmekte, suçlular burada organize gruplar oluşturarak dış dünyaya hükmetmeye devam etmektedir. Bu durumu engellemek ve suçluların gerçekten topluma kazandırılmasını sağlamak için daha caydırıcı cezalar ve etkin çalışma programları hayata geçirilmelidir.

Mevcut Sistemin Caydırıcılıktan Uzak Olması

Cezaevlerinde mahkumlara sunulan imkanlar, caydırıcılığı azaltan unsurlardan biridir. Televizyon, sosyal aktivite alanları ve ziyaret hakları gibi kolaylıklar, birçok suçlunun cezaevinde bulunmayı dış dünyada yaşamaktan daha konforlu hale getirebilir. Bu durum, özellikle organize suç liderleri için cezaevlerini bir kontrol merkezi haline getirmekte, dışarıdaki suç ağlarını buradan yönetmelerine olanak tanımaktadır. Bu tür bir yapı, suçlular için cezanın bir yaptırım olmaktan çıkıp, aksine stratejik bir pozisyon oluşturmasına sebep olmaktadır.

Ağır Suçlular İçin Zorunlu Çalışma Sistemi

Suçun caydırıcılığını artırmak ve mahkumları topluma faydalı bireyler haline getirmek için ağır suçluların zorunlu olarak çalıştırılması gerekmektedir. Bu noktada, taş ocakları ve maden ocaklarında ağır işlerde çalıştırılmaları, mahkumlara cezanın bir bedeli olduğunu hatırlatacaktır. Özellikle ömür boyu hapis cezası veya uzun süreli cezalar almış suçlular için bu tür programlar, suçun karşılığında zorlayıcı bir yaptırım olarak işlev görecektir.

Maden ocakları ve taş ocakları gibi sektörlerde mahkumları çalıştırmak, aynı zamanda devletin ekonomik anlamda da kazanım elde etmesini sağlayabilir. Bu tür işlerde çalıştırılan mahkumlar, emeklerinin karşılığında belirli bir miktar ücret alabilir, ancak bu ücret mahkumiyet süresince biriktirilerek, tahliye sonrası hayatlarına başlama konusunda bir temel oluşturabilir. Böylece hem caydırıcılık sağlanır hem de mahkumların topluma entegrasyonu desteklenmiş olur.

Hafif Cezalı Mahkumlar İçin Kamu Hizmeti Zorunluluğu

Hafif suçlar işlemiş mahkumlar için en etkili yöntemlerden biri, kamu hizmeti projelerinde aktif olarak rol almalarını sağlamaktır. Türkiye’de kamu hizmeti veren ve iş kıyafetlerine ihtiyaç duyan birçok devlet kurumu bulunmaktadır. Bu kurumlar arasında belediyeler, kamu hastaneleri, itfaiye teşkilatları ve çeşitli altyapı hizmetleri sunan kuruluşlar yer almaktadır. Hafif ceza alan mahkumlar, bu tür kurumlarda çalıştırılarak toplum için yararlı bir birey olma sürecine dahil edilebilir.

Mahkumların kamu hizmetlerinde çalıştırılması, hem topluma katkı sağlar hem de onların rehabilite edilmesine yardımcı olur. Aynı zamanda mahkumlar bu sayede meslek edinebilir ve tahliye olduktan sonra suçtan uzak bir hayat sürdürebilir. Avrupa ülkelerinde benzer sistemler uygulanmakta olup, özellikle temizlik, çevre düzenlemesi ve inşaat sektöründe mahkumlar aktif rol almaktadır.

Sonuç ve Öneriler

Türkiye’de cezaevlerinin mevcut durumu göz önünde bulundurulduğunda, suç oranlarını düşürmek ve suçtan caydırıcı bir ortam oluşturmak için ceza sisteminin revize edilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda şu öneriler öne çıkmaktadır:

Bu tür bir sistem, hem cezaevlerini suç işleyenler için gerçek anlamda bir caydırıcı unsur haline getirecek hem de topluma kazandırma süreçlerini hızlandıracaktır. Cezaevleri suçlular için bir "otel" olmaktan çıkmalı, gerçekten bir eğitim ve rehabilitasyon merkezi olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Böylece suç oranlarında ciddi bir düşüş yaşanabilir ve toplum daha güvenli bir hale gelebilir.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —