GAFLET demek;
terketmek, önemsememek" masdar anlamında ve "dalgınlık, dikkatsizlik, yanılma, ihmal" mânasında isim olan gaflet kelimesi,
"bir şeyin gerekliliği ortada iken bunun idrak edilememesi",
"nefsin kendi arzusuna uyması, zamanın boş geçirilmesi" "yeterince uyanık ve dikkatli davranılmadığı için insana arız olan yanılgı hali"
gibi manalar ifade etmektedir.
(Ta'rîfât, el-Müfredât Ğ-F-L md)

Dini bir terim olarak gaflet;
en mühim vazife olan
Cenab-ı Hakk'a itaat ve ibadeti terk edip, önemsiz ve kıymetsiz şeylerle uğraşmak ve nefsine ve hevesâtına tâbi olarak
Allah’ı ve ahireti unutmak anlamına geliyor.
Yani gerçek görevleri unutma
ve uyuma hallidir GAFLET.

Bizim insan olarak hem kendimize,hem ailemize
hemde çevremize görev ve sorumluluklarımız vardır.
Gaflet perdesi arkasına sığınmak ,akıl nimetiyle donatılan insana yakışmaz.

İbn Ebü'l-Havârî gafleti
"en büyük musibet ve kasvet" olarak tanımlar. Ona göre en derin uyku gaflet uykusudur.

Cüneyd-i Bağdadî, Allah'tan gafil olmanın ateşe girmekten daha zor olduğunu söyler.
Bu dünya imtihan dünyasıdır.
Kendinden ve yaratıcısından habersiz olanın vay haline !
Onun için;
Ehl-i gaflet ağlasın,
ehl-dalalet ağlasın derim.

Kalbin gaflet içinde bulunmamasını isteyen Dârânî'ye göre,
gafleti kalpten kovmanın tek yolu Allah korkusudur.
İbn Mesrûk ise gafletle cehalet arasında bir ilgi kurarak cehaletin gaflete yol açtığını söyler.

Gafil olan kişinin uyanması
Zordur hak ile boyanması
Kalkmaz ise gaflet perdesi
Mecali yok ateşe dayanması

Gafletin çok mertebe ve dereceleri vardır.
Kendinden gafil,evinde gafil,işinde gafil,çevresinde gafil olanları görmekteyiz.

Küfür, gafletin en koyu ve en kesif halidir.
Gaflet öyle sinsi bir hastalıktır ki, hidayet ve iman sahasında da varlığını devam ettiriyor.
İman etmiş birisi imanın yoğunluğunu ve aktifliğini her daim hissedip yaşayamıyor. İman etmiş ama imanın tadını, kokusunu alamıyor.
Bunun yegane sebebi gaflettir.

“Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp,ahireti unutup dünyaya talip bedbaht nefsim”diye hitap eden
ve;
“Hayatın zevkini ve rahatını isterseniz hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve Feraiz ile ziynetlendiriniz” demiş
Üstad Said Nursi Hazretleri.

Gafletin en büyük ilacı ve zıddı ise, huşu ve huzurdur.
Huşu ve huzur Allah’ın huzurunda olduğunu idrak edip ona göre hareket etmek anlamındadır.Samimiyetin göstergesidir.Cana can karar.

Hadislerde de insanların Allah’tan, onun zikrinden ve ayetlerinden gafil olmamaları istenmiş, gafil kalple yapılan duanın yeterli olmadığı belirtilmiştir. (Müsned, II, 177;)

Tefekkür gafleti ihale eder.

Ölümü sürekli hatırlamak da gaflet perdesini yırtar.

Hadis-i Şerifte;
“Dünyanın lezzetlerini acılaştıran ölümü sıkça hatırlayın.” der.
(Tirmizî,Zühd 4)


Gafletin en büyük
kaynağı tefekkürsüzlük, vurdumduymazlık, dünyevi lezzetlere dalmak ve nefsanî arzuların peşine takılmak gibi negatif faktörlerdir.

Rabbim,kulluğundan gafil gafletten korusun hepimizi.
Kalınız sağlıcakla…



Mustafa DEMİR

EHL-İ GAFLET AĞLASIN !

.

Tarih: 08.03.2025 14:39