Merhaba, ben Satuk Buğra Han. Karahanlı Devleti'nin hükümdarlarından Bezir Arslan Han'ın oğluyum. Devletimiz Orta Asya'da, merkezi Kırgızistan olan bölgede 840 - 1212 yılları arasında hüküm sürmüş bir Türk devletiydi. Çocukluğumda devletin başına amcam Oğulcak Kadir Han vardı. Bende onun himayesi altında büyüdüm ve küçük yaşlardan itibaren devletin başına geçmek ve büyük bir devlet oluşturmak hayalini kuruyordum. O yıllarda İran bölgesinde yer alan Samani denilen bir devlet vardı. Bu devletin iç kavgaları nedeniyle hanedanlarından biri olan Ebu Nasr bizim ülkeye sığınmıştı. Amcam Oğulcak Han da bu başvuruyu geri çevirmemiş, hatta Ebu Nasr'a çok iyi davranarak ülkemizde istediği gibi yaşaması için imkanlar sunmuştu. Ebu Nasr'ın Müslüman oluşu ve inancına uygun yaşamı beni etkilemiş, aramızda bir dostluk başlamıştı. 12 yaşındayken ben de İslamiyet'i seçerek Müslüman olmaya karar verdim, ancak bu durumu 25 yaşına gelinceye kadar kimseye söylemedim ve içimi sakladım. Müslüman oluşum ve amcamın ülkeyi idare tarzından hoşnut olmamın etkisiyle genç yaşlarımdan itibaren devletin başına geçmek için çalışmaya başladım. 25 yaşına geldiğimde hem ülkemin başına geçtim hem de Müslüman olduğumu herkese duyurarak devletin dininin İslamiyet olduğunu ilan ettim. Böylelikle tarihte ilk Müslüman Türk devletini kurmuş oldum ve amacım, birbiriyle mücadele halinde olan Türk boylarını bir araya getirerek büyük bir Müslüman Türk devleti kurmaktı. 31 yıl süren hükümdarlığım sırasında bu amacımı büyük ölçüde başardım ve hayallerimin çoğunu gerçekleştirdim. Ülkeyi yönetmedeki adaletli tutumum sayesinde artık daha fazla kişi Müslüman olmuş, İslamiyet daha geniş bir coğrafyada tanınır hale gelmişti. Kişiliğim ve kendi irademle İslamiyeti seçişim, hayatım boyunca İslamiyeti yaymak için yaptıklarım, asırlar boyu kuşaktan kuşağa aktarılan bir öykü haline geldi. Bu öykü, içinde değerlerin yer aldığı 'tezkire'yi satır satır anlatan Bora Han destanıyla Türk edebiyatlarında da çok önemli bir yere sahiptir. Muhammed Emin SEYHAN