22 Nisan 2025 tarihinde, ilim ve irfan dünyamız, derin izler bırakan bir çınarı kaybetti: Prof. Dr. Abdurrahman Acar. Onun ardından kalanlar sadece kitaplar ve makaleler değil; aynı zamanda yüksek ahlâkı, cömertliği ve öğrencileriyle kurduğu sarsılmaz gönül bağlarıdır.
Ben bugün akademiden değil bir ahlak abidesinden, gönül dağından bahsedeceğim. Prof. Dr. Abdurrahman Acar, sadece bir akademisyen değil, aynı zamanda örnek bir ahlâk timsaliydi. Mütevazılığı, sabrı ve zarafetiyle tanınırdı. Öğrencilerine sadece bilgi aktarmakla kalmaz, aynı zamanda onları güler yüz ile dinler, anlar ve yol gösterirdi. Onun yanında herkes kendini değerli hissederdi; çünkü o, insanı değerli kılanın bilgi değil, ahlâk olduğunu ifade ederdi.
İslam tarihi alanında derinlemesine araştırmalar yapan Prof. Dr. Acar’ın öğrencileriyle ilişkisi, klasik hoca-talebe ilişkisinin ötesindeydi. Onlar için bir öğretmen, bir rehber ve bir dosttu. Her bir öğrencisinin hem ilmî hem de kişisel gelişimlerine katkı sağlardı. Onun vefatının ardından, onu anan binlerce öğrenci ve dost, onun bıraktığı izleri ve öğretileri yaşatmaya devam edecektir.
Prof. Dr. Abdurrahman Acar’ın hayatı, ilmin ve ahlâkın nasıl bir arada yürütülebileceğinin en güzel örneklerinden biridir. Onun mirası, sadece akademik dünyada değil, aynı zamanda gönüllerde yaşamaya devam edecektir.
Değerli Hocam, hep aklımızda, yüreğimizde ve duamızda olacaksınız. Güzel ahlakı ile bilinen ve tüm dünyaya örnek olan peygambere, bizlere öğrettiğiniz güzel ahlakınızla komşu olasınız. Sizi bol şükürlü bir rahmet ile anıyoruz.
Bu arada unutmadım: Bir çay ve sohbet sözünüz var bana. Daha sizinle saatlerce günlerce ilmi sohbetler yapacağız. Ortam değişmiş olabilir. Ama rabbim nasip eder inşallah.
Cennette:“Cennet ehli, bu halde otururken birbirlerine yönelir, candan bir sohbete dalarlar.” (Sâffât-50) diyor ayette. Rabbim Kevser başında sizle tekrar candan bir sohbette kavuşmayı nasip etsin bizlere inşallah.
Her daim rahmet ve dua ile kalın.