Ülkemizde insan kaynağımızın temel sorunu, bulunduğu ilde meslek ve kariyerine göre istihdam imkânına sahip olamamasıdır. Tabi ki küresel dünyada başka illerde, ülkelerde iş aramak, istihdam imkânı bulmak da mümkündür. Ancak bu durum başka bir sosyo-ekonomik sorunu tetikliyor. O da insan kaynağımızın zorunlu “göç” sorunuyla karşı karşıya gelmesidir. Aslında insan kaynağımız, hem nitelik hem fırsatları/riskleri açısından bölgeden bölgeye değişkenlik göstermektedir. Sanayileşmiş kentlerde mesleki seçenekler ve nitelikli istihdam daha gelişmiş durumda. Dolayısıyla bu kentlere sürekli göç olmakla birlikte sosyal sorunları da beraberinde getirmektedir. Birey-kent uyuşmazlığı, sosyal ve psikolojik sorunlar, göç eden insanların yaşamlarının bir parçası olmaktadır. Sonuçta birçok mutsuz birey, sıkıntılı aile ve memleket hasreti çeken, bir sosyal yoksunluk yaşayan insanlar, bu kentlerde mecburi ikamet etmektedir. İşte bu hayati sosyal ve ulusal sorunun çözümü; kentlerimizi fırsatlarına, insan kaynağına, doğal sermayelerine göre istihdam ve kariyer alanlarını oluşturma stratejilerini hayata geçirmektir. 

Bu stratejinin temel ekseni, iş dünyasının ve işgücü aktörlerinin kollektif aklı ve çabası olacaktır. Bu kollektif akıl, ulusal düzeyde tüm illerimizde insan kaynağımızın rasyonel, göç etmesini önleyici, mutlu ve yerinde istihdamı açısından önemli fırsatlar doğurucu bir güç oluşturabilir. Tabi bu süreçte iş dünyası ile mesleki eğitim kurumlarının işbirliği, İstihdam kurumunun finansal ve eylemsel desteği de elzemdir. İstihdam, iki arka planlı bir ekonomik olgudur. Bir yandan kendine nitelikli işgücü çekerken, öte yandan göç gibi sosyal sorunları tetiklemektedir. Öyleyse Ülkemiz için en doğru istihdam stratejisi, insanın yaşadığı, geliştiği, mutlu olduğu kentinde iş/güç sahibi olmasıdır. O zaman hem sosyal açıdan daha güçlü bir dayanışması olacak hem de birey olarak daha mutlu bir verimlilikle tanışmış olacaktır. Bu stratejide ulusal üretim de daha kapsamlı alanlarda boy göstermiş olacaktır. Bölgesel yatırım teşvik sistemleri gibi bölgesel istihdam teşvikleri oluşturma stratejilerini de uygulamak, bu kollektif aklın en önemli paydaşı olacaktır. 

İstihdam, iki arka planlı bir ekonomik olgudur. Bir yandan kendine nitelikli işgücü çekerken, öte yandan göç gibi sosyal sorunları tetiklemektedir. Öyleyse Ülkemiz için en doğru istihdam stratejisi, insanın yaşadığı, geliştiği, mutlu olduğu kentinde iş/güç sahibi olmasıdır. O zaman hem sosyal açıdan daha güçlü bir dayanışması olacak hem de birey olarak daha mutlu bir verimlilikle tanışmış olacaktır.

Kentlerimizde öncelikle; 

  1. İş Dünyasıyla Kollektif Bir Güç Oluşturmak. 
  2. Bu Kollektif Akıl ve Güçle işbirliği Eylem Planını oluşturmak. 
  3. Mesleki Eğitim Kurumlarını “Kariyer/ Nitelik” açısından ulusal ve uluslarası formasyonlara uygun olmalarını sağlamak. 
  4. Gençleri ve Yeni Girişimcileri Eğitecek ve Destekleyecek finansal imkanlar/kurumlar sağlamak. 
  5. Her kentin İSTİHDAM VE YENİ GİRİŞİMCİ PORTFÖYLER takip etmek ve bu alanlara MENTÖRLÜK SÜREÇLERİN geliştirmek… 

 

Bu strateji ve eylem adımlarıyla ülkemizin her yanı; istihdam, üretim, ihracat ve kalkınma potansiyeline kavuşması temel hedef olmalıdır. İnsan kaynağımızın geleceği ve nitelikli bir işgücünün aktivitesi açısından, bu tür stratejik eylem planlarını oluşturmak için her aktörün elini taşın altına koyabilme kabiliyeti ortaya çıkmalıdır…

Bu strateji ve eylem adımlarıyla ülkemizin her yanı; istihdam, üretim, ihracat ve kalkınma potansiyeline kavuşması temel hedef olmalıdır. İnsan kaynağımızın geleceği ve nitelikli bir işgücünün aktivitesi açısından, bu tür stratejik eylem planlarını oluşturmak için her aktörün elini taşın altına koyabilme kabiliyeti ortaya çıkmalıdır… Ve eylemsel boyutuyla sonuç odaklı olmaktır…. vesselam…



Besim EVİZ

İnsan kaynağımıza dair bölgesel stratejiler

.

Tarih: 28.12.2024 09:22 Güncelleme: 29.12.2024 11:26