Bir gün Mehmet, arkadaşlarıyla birlikte vakit geçiriyordu. Arkadaşlarının isimleri Ege, Deniz ve Yakup’tu. Mehmet’in arkadaşları sık sık sigara içiyordu. Bir gün ona da sigara ikram ettiler. Mehmet kabul etmedi, ancak arkadaşları baskı yaparak, “Eğer sigara içmezsen, artık seninle arkadaşlık yapmayacağız!”dediler ve zorla sigara içirmeye çalıştılar.

Mehmet, istemediği hâlde arkadaşlarının baskısıyla sigara içmek zorunda kaldı. Eve gittiğinde annesi ve babası sigara kokusunu fark etti ve ona, “Oğlum, sigara mı içtin?” diye sordu. Mehmet ise “Hayır, içmedim.” diyerek yalan söyledi. Daha sonra anne ve babası namaz kılıp kılmadığını sordular. Mehmet “Evet, kıldım.” dedi, ancak aslında namaz kılmamıştı.

Ertesi gün, arkadaşları Mehmet’i arayarak, “Bu akşam bara gidiyoruz, sen de bizimle geleceksin, değil mi?” dediler. Mehmet başta reddetti, fakat arkadaşları onu ısrarla zorladı. Sonunda dayanamayarak kabul etti. Akşam bara gitti ve arkadaşları orada ona zorla içki içirdiler. Mehmet sarhoş bir şekilde eve döndü.

Anne ve babası onu bu hâlde görünce çok üzüldü ama o gece bir şey söylemediler. Ertesi sabah Mehmet’i karşılarına alıp tekrar sordular:

 

“Oğlum, içki içtin mi?”

Mehmet yine “Hayır, içmedim.” dedi, ancak anne ve babası gerçeği biliyordu. Mehmet’in sessizce uzaklaştığını gördüler.
Bir süre sonra Mehmet’in arkadaşları onu tekrar aradı:

 

“Bu akşam yine bara gidiyoruz, sen de geliyorsun!”

Mehmet yine reddetti ama arkadaşları onu ikna etmeye çalıştı. Sonunda Mehmet, anne ve babasına “Dışarı çıkıyorum.” diyerek evden ayrıldı. Ancak anne ve babası ondan şüphelenerek onu gizlice takip etti. Mehmet’in bara gittiğini görünce çok üzüldüler ve eve döndüler.

Mehmet eve geldiğinde, anne ve babası onu karşılarına aldı ve tekrar sordular:

 

“Oğlum, içki içtin mi?”

Mehmet yine “Hayır, içmedim.” dedi. Bunun üzerine anne ve babası ona gerçeği bildiklerini söyledi ve yalan söylemenin kötülüğünü anlattılar.

Ayrıca kötü arkadaşlıkların insanı nasıl yanlış yollara sürüklediğini ve hayatını mahvedebileceğini açıkladılar. Mehmet hatasını anladı, pişman oldu ve Allah’a tövbe etti. Namaz kılmaya ve doğru yolda yürümeye karar verdi.

Ertesi gün arkadaşları onu tekrar arayarak “Bara gidiyoruz, geliyorsun değil mi?” dediler. Mehmet bu kez kararlı bir şekilde “Hayır, artık sizinle arkadaşlık yapmayacağım.” dedi ve onların kötü alışkanlıklarından uzaklaştı.

Siz siz olun, kötü arkadaşlıklar edinmeyin! Çünkü kötü arkadaşlar insanı önce küçük yanlışlara, sonra büyük hatalara sürükler. Doğru arkadaşlar seçmek, hayatın en önemli kararlarından biridir.



Ali Osman SEYHAN

Kötü Arkadaşlıkların Zararları

.

Tarih: 01.03.2025 21:59