Kurban Bayramı sadece bir dini ibadet değil bu bayram; yüzyılların, kadim kültürlerin, vicdanın, bereketin ve kardeşliğin buluşma noktasıdır. Her kurban, Hz. İbrahim’in sadakatiyle, Hz. İsmail’in teslimiyetiyle yeniden can bulur bu topraklarda. Ve her bayram sabahı, yüreklerde aynı dua yükselir göğe: “Rabbim, bizi Sana yaklaştır.”
Kurban kelimesi, sadece bir hayvanın kesilmesiyle sınırlı değildir. O kelimenin içinde paylaşmak vardır, merhamet vardır, tevekkül vardır. Asıl mesele; kesilenin ne olduğu değil, paylaşılanın kim olduğudur. Kimine bir kilo et gider, kimine bir selam. Kimine bir dua gider, kimine unutulmadığını hatırlatan bir ziyaret.
Bayram; annesiyle aynı sofrada çay içemeyen gurbetçinin iç sızısıdır… Bayram, çocuğuna bayramlık alamamanın ezikliğiyle bakan bir babanın suskunluğudur… Bayram, yaşlı gözlerle kapıdan torun bekleyen ninenin hayalidir…
İşte bu yüzden Kurban Bayramı; sadece et dağıtmak değil, gönül kurmaktır. Bir sofraya sıcak çorba kadar, sıcak bir tebessüm bırakmaktır. Kalabalıkların içinde kaybolmuş bir yüreğe “ben buradayım” demektir.
Biz Batmanlıyız… Komşuluğun, dostluğun, sadeliğin ve vefanın kıymetini bilen bir şehirde yaşıyoruz. Ama bu topraklar sadece geçmişin değil, geleceğin de mirasıdır. Kurban Bayramı’nı, sadece dünü yad ederek değil, bugünü onararak ve yarına umut bırakarak yaşamak zorundayız.
Bu bayramda çocuklar daha çok gülsün, yaşlılar daha az yalnız kalsın, yoksullar biraz daha doysun, kırgınlıklar sevgiyle silinsin diye uğraşmalıyız. Çünkü gerçek bayram, gönüllerin birbirine açıldığı andır. Gerçek bayram, kapısını çaldığın bir yetimin yüzünde gördüğün gülümsemedir.
Bu vesileyle, başta savaşların sona erdiği bir dünya özlemiyle, Batman halkı olmak üzere gönlünde insan sevgisi taşıyan herkesin Kurban Bayramı’nı kutluyor; sağlık, huzur ve birlik içinde nice bayramlar diliyorum.