Ahsen-i Takvimde yaratılan insanlar, sorumlu hale ve yaşa geldiklerinde bu iki hasleti kullanmaya başlarlar.
Bunların kelime karşılıkları kötü bakış ve anlama ile iyi bakış ve anlamayı ifade eder.Yorumlama ile etrafını ya çirkinleştir yada güzelleştirir.

Sorularla İslamiyette çok güzel ifade eder bu kelimeleri.

Kötü zann, fena tahmin, şüphe "Sû" "fenalık, kötülük" demektir.

"Sû-i hareket (kötü davranış)", "sûi ahlâk (kötü ahlâk)", "sû-i niyet (kötü niyet)" vb. gibi,
" sû-izan" da, "kötü zan" anlamındadır. "Sû" kelimesi, verilen örnekler ve benzerlerinde, daima, "sıfat" anlamını ifade eder.

"Zan" kelimesi ise, "sanma;
farz ve tahmin etme; ihtimâle göre hükmetme" demek olduğu gibi, "şek, şüphe, tereddüd, vehim, hayâl" gibi anlamlara da gelir.

"Sû-i zann"ın zıddı (karşıtı), "Hüsnüzan * (hüsn-i zan)"dır. "Hüsn", "güzellik, iyilik, hoşluk, olgunluk, mükemmellik" demektir.
"Hüsn-i ahlâk (iyi - güzel ahlâk)", "hüsn-i hat (güzel yazı)",
"hüsn-i niyet (iyi niyet)"... gibi, "hüsn-i zan"da, "iyi-güzel zan; bir kimse veyâ bir olayın iyiliği hakkında vicdânî kanâat" demektir.

Onun için akıl nimeti verilen biz insanlara hüsn-ü zan yakışır.
Üstad Bedîüzzaman Hazretleri der ki;
“Güzel gören güzel düşünür güzel düşünen hayatından lezzet alır.”
İnsanoğlu güzele ve güzelliğe aşıktır.Çirkinliği reddeder.
Müzeyyin ismiyle bu Kâinâtı yaratan Rabbimiz,tüm güzellikleri ortaya sermiştir.
Çirkinleştirmeye çalışan biz insanlarız.
Kötü ahlakımız ve kötü düşüncelerimizle kirletiyoruz.
Birbirimizin açıklarını araştırıyor,sû-i zan ile yorum katıyor ve dedikodularla süslüyoruz.Bu durum insanları çatışmaya ve kötü niyetlere itiyor.Kavgalar kaçınılmaz oluyor.

Kudsî Hadis'de de:

"Ben, kulumun, bana zannı gibiyim " diye vârid olmuştur.
Hz. Peygamber (ASM) de:
"Her biriniz, Allah'a, hüsnüzan ederek ölsün"buyurmuştur.

Bir başka hadisinde de: "Hüznüzan, imândandır" demiştir.

Sû-i zan'dan kaynaklanan "tecessüs" hakkında da, Hucurât Süresi'ndeki âyette, "tecessüs de etmeyin" buyurulmaktadır.
Tecessüs, "Onun-bunun durumlarını araştırmak,
eksik (kusur)lerini öğrenme isteği"dir.
Allah tarafından yasaklanan
bu davranışla ilgili olarak
Hz. Peygamber (ASM)'de:

"Müslümanların eksiklerini, ayıplarını araştırmayın.
Zira herkim müslümanların ayıplarını araştırırsa,
Allah Teâlâ'da onun ayıb (kusur)ını tâkip eder, nihayet evinin içinde bile onu rezil ve rüsvây eder" buyurmuştur.
(Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihâli, İstanbul 1957, 633-634).

İslâm Dini bizlere her türlü güzelliği vermiş ama uygulamayı yapan biz insanlar,sû-i zanla çirkinliklere dalmışız.
Huzurumuzu kendi ellerimizle bozmuşuz veya her türlü bozuyoruz.Sahte gülücükler ve yüzle karşıdakileri kirletiyoruz veya onlar bu fiille bizleri kirletiyor.
Onun için iyiyi ve güzeli seçmek,hüsn-ü zanla bakmak elzemdir.Ölçülü olmalıyız.
Sevgi ve samimiyet ile bakmak,değerlendirmek gerekir.
Hakkın hatırı âlidir,hiçbir hatıra feda edilmez.
Doğrulukla davranışlar arasında ayniyet esastır.
Zannın güzelliği,ahlâkın güzelliği ve davranışların güzelliği ferahlık getirir.Huzuru arttırır.

Cemal’iyle Kainatı yaratan Allah (cc)güzeldir ve güzelliği sever.
Huylarımızın çirkinliği ve düşüncelerinden kurtulmalıyız.
Semaya baktığımızda gökyüzünün güzelliği ile arza baktığımızda yeşilliği ve denizleriyle coşan tabiat güzelliğine şahit olan bizler,zanlarımız ve dedikodularımızla
kirletmeyelim bu âlemi.

Bu Ayet-i Kerimeye dikkat edelim;
“Ey iman edenler,
zandan çok kaçının;
çünkü zannın bir kısmı günahtır.
Birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın.
Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz!
Allah’a karşı gelmekten sakının.
Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.”(Hucurat, 49/12)

Kalınız sevgi ve hüsn-ü zanla…



Mustafa DEMİR

SÛ-İ ZAN VE HÜSN-Ü ZAN…

.

Tarih: 15.01.2025 17:39