Hayatta bazı hikâyeler vardır; bir çocuğun kalbinde başlar ama bütün insanlığın vicdanına dokunur. Sadako’nun hikayesi de işte tam böyle bir hikâye…

Dört sınıf küçük bir kızın, büyük bir yüreğin, kırık bir hayalin ve kâğıttan yapılmış bin turna kuşunun hikayesi.

Sadako’nun en büyük hayali bir gün başarılı bir atlet olmaktı. Her sabah okul bahçesinde koşar, hayalindeki yarışta kendini birincilik kürsüsünde hayal ederdi. Ancak kaderin rüzgarı bazen en hızlı koşanları bile durdurur.

Sadako’nun gizlediği bir sırrı vardı: Baş ağrıları…

Annesi babası bilmesin diye sakladı, çünkü yarıştan men edilmek istemiyordu. O sadece koşmak, rüzgarla yarışmak istiyordu.

Ama bir gün okul bahçesinde koşarken yere yığıldı.

Öğretmeni Suzuki koşup yanına geldi, hemen hastaneye kaldırıldı.

Ve o an kader, Sadako’nun yolunu değiştirdi.

Doktorun söylediği cümle küçük bir yüreğe ağır geldi:

“Artık tekerlekli sandalyede olacaksın.”

Hayalleri suya düşmüştü, ama o umudunu değil.

Çünkü Sadako’nun elleri hâlâ çalışabiliyordu…

Kâğıttan turna kuşları yapmaya başladı. Her biri bir dilekti, bir umut, bir dua gibiydi.

Bir söylentiye göre, kim bin turna kuşu yaparsa dileği kabul olurdu.

Sadako dileğini biliyordu: “Yaşamak ve dünyada barışın olması.”

Arkadaşları da el ele verdi.

Kenji, en yakın dostu, yüzlerce turna yaptı onunla.

Sadako 999 turna kuşuna ulaştı.

Ve sonuncusunu bitirmeden…

Küçük elleri durdu, gözlerini kapadı.

Ama o son kuş…

Belki de dünyadaki her çocuğun kalbinde tamamlandı.

Sadako’nun hikâyesi, bin kâğıt kuşla sınırlı kalmadı.

Bugün Hiroşima’da, Sadako’nun anısına yapılan anıtta şu sözler yazıyor:

“Bu, dünyada acı çeken bütün çocukların anısına… Bizim çığlığımızdır. Bu, barış için dualarımızdır.”

Sadako, bir çocuğun bile dünyayı değiştirebileceğinin en güzel kanıtı oldu.

Kâğıttan yaptığı turna kuşları bugün barışın simgesi haline geldi.

Sadako bize şunu öğretti:

Gerçek kahramanlık bazen koşmakta değil, vazgeçmemekte saklıdır.

Belki o bininci turnayı tamamlayamadı,

Ama her birimizin kalbine bir turna bıraktı.

Ve o turnalar hâlâ uçuyor… barışa, umuda, insanlığa doğru.