Mehmet Salih SEYHAN

Tarih: 11.07.2025 12:00

Sınırı Aşan Mizah Değil, İnanca Saldırıdır!

Facebook Twitter Linked-in

Her şeyin bir sınırı vardır. Mizahın da. Eleştirinin de. Özgürlüğün de. Hele konu bir milletin kutsallarına, inançlarına, Allah’ına, peygamberine, mukaddes değerlerine dil uzatmak olunca, burada durmak ve düşünmek zorundayız.

Geçtiğimiz günlerde Leman Dergisi’nin yayımladığı karikatür ne hicivdi ne eleştiri. Bu bir karikatür maskesi altına gizlenmiş açık bir inanç saldırısıydı. Bu bir fikir değil, bir hakaret biçimiydi. Sözde “mizah” adı altında, milyonlarca insanın en kutsal değerlerine, imanının temel direklerine saldırmak, ifade özgürlüğü değil, nefretin özgürleşmesidir.

Özgürlük Bu Değil

Her fırsatta “mizah özgürlüğü”, “ifade serbestliği” deniliyor. Evet, biz de demokrasinin ve özgürlüklerin tarafındayız. Ama özgürlük, başkalarının değerlerini aşağılamak değildir. Avrupa’nın bazı ülkelerinde Holokost’u inkâr etmek suçtur. Irkçılık, antisemitizm, homofobi gibi konularda kırmızı çizgiler belirlenmiştir. Peki, neden Müslümanların değerleri için aynı hassasiyet gösterilmez?

Bir çizgiyle Allah’a, bir karikatürle Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v.) hakaret edilmesine neden seyirci kalınıyor? Bu, yalnızca Müslümanların değil, toplumun her kesiminin karşı çıkması gereken bir ahlaki çürümedir.

Meclis Harekete Geçmeli

Buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sesleniyorum:

İnançlara, kutsallara hakaretin, özellikle de İslam dinine yönelik nefret söylemlerinin bir yaptırımı olmalıdır. Bu ülkenin büyük çoğunluğu Müslüman. Ve bu insanlar, sabah-akşam dualarla yaşarken bir derginin kendini “özgürlük kalesi” sanıp onların inançlarıyla alay etmesine daha ne kadar tahammül edilecek?

Basın özgürlüğü demokrasinin can damarıdır, doğru. Ama aynı zamanda inanca saygı da toplumsal barışın temelidir. Bu tür yayınlar halkı kutuplaştırır, toplumu tahrik eder. Bizim ihtiyacımız olan şey, daha fazla nefret değil; daha fazla saygı ve ortak vicdandır.

Bu Millet Kutsallarına Sahip Çıkıyor

Sosyal medyada yükselen tepkiler, halkın neye tahammül edip neye etmediğini açıkça ortaya koymuştur. Mesele karikatür değil, mesele bir yaşam biçimine, bir dini inanca, bir medeniyet değerine doğrudan saldırıdır.

Daha önce Charlie Hebdo’nun yaptığı neyse, bugün Leman’ın yaptığı da odur. Hiç kimse bu toplumun sinir uçlarıyla oynamamalı. İnançlara uzanan kalem, kırılmış bir vicdanın eseridir.

Bu millet, değerlerine saldırıldığında susmaz. Çünkü iman, sadece camide değil; kalpte, sokakta, sofrada, tüm hayatın içindedir.

Ve bu inanç, karikatürlerle yıkılmaz; tam tersine, bu tür saldırılar karşısında daha da perçinlenir.

Meclis artık bu konuda bir adım atmalı. İnançlara hakareti suç sayan, bu ülkenin manevi değerlerini koruyan bir yasa şarttır.

Zira ifade özgürlüğü adı altında inanç düşmanlığına prim verilirse, toplumsal huzur daha da derin yara alacaktır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —