Türkiye, tarih boyunca büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve güçlü devlet yapılarıyla öne çıkmış bir ülkedir. Ancak son yıllarda kamu kurumlarında artan yolsuzluk iddiaları, toplumun devlete olan güvenini sarsmakta ve adalet duygusunu zedelemektedir. Özellikle ekonomi, hukuk, eğitim ve sağlık gibi hayati sektörlerde yaşanan skandallar, vatandaşın devlete olan inancını giderek törpülemektedir. Peki, devlet bu olanları gerçekten görmüyor mu, yoksa bilinçli bir şekilde göz mü yumuyor?

Yolsuzluk, Denetim ve Devletin Sessizliği!

Türkiye’de yolsuzluk vakaları sadece bireysel suiistimallerle sınırlı kalmamakta, sistematik bir hale dönüşerek devletin işleyişini tehdit etmektedir. Kamu ihalelerinde şaibeler, belediyelerde rant ekonomisi, sağlık sektöründe usulsüzlükler ve eğitimde liyakatsiz atamalar, Türkiye’deki yolsuzluk ağının ne denli geniş olduğunu göstermektedir.

Özellikle Sayıştay raporları, belediyeler başta olmak üzere birçok kamu kurumunda ciddi usulsüzlüklerin yaşandığını ortaya koymaktadır. Ancak bu raporlar çoğu zaman kamuoyuna yansımadan göz ardı edilmekte ve hukuki süreçler işletilmemektedir. Devletin yolsuzlukla mücadelede zayıf kalması veya bazı odakları koruyor olması, toplumsal adaletsizliği derinleştirmekte ve yurttaşın devlete olan güvenini sarsmaktadır.

Dürüst ve Şeffaf Çalışan Kurumlar Var mı?

Tüm bu olumsuzluklara rağmen, Türkiye’de halen etik değerleri koruyan ve halkın güvenini kazanan kurumlar da bulunmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) belirli bölümleri, bazı belediyeler, bağımsız sivil toplum kuruluşları (STK’lar) ve kimi akademik kurumlar, şeffaf ve hesap verebilir yönetim anlayışına sahiptir. Ancak bu kurumlar bile zaman zaman siyasi baskılar ve bürokratik engeller nedeniyle etkisiz hale getirilmektedir.

Yargının bağımsızlığı, özgür basının varlığı ve sivil toplumun güçlenmesi, devletin şeffaflaşması için elzemdir. Ancak günümüzde bu alanlarda da ciddi sıkıntılar yaşanmakta, basın sansürlenmekte ve yargı bağımsızlığı tartışmalı hale gelmektedir.

Türkiye’de Gündem: Ekonomi, Adalet ve Siyasi Gerilimler

Türkiye’de şu an en büyük gündem maddeleri arasında ekonomik kriz, hukukun üstünlüğü tartışmaları ve siyasi gerginlikler yer almaktadır.

Ekonomik Kriz: Enflasyon ve hayat pahalılığı vatandaşın belini bükmeye devam ediyor. Özellikle döviz kurundaki dalgalanmalar, zam furyası ve maaşların yetersizliği toplumun büyük kesimini etkiliyor.

Hukukun Üstünlüğü: Yargıya olan güven azalıyor, siyasi davalar ve adaletsiz kararlar kamuoyunda tepki topluyor.

Siyasi Gerilimler: Son günlerde yaşanan gözaltılar, belediye başkanlarına yönelik operasyonlar ve siyasi kutuplaşma, Türkiye’deki demokrasinin geleceğine dair soru işaretleri yaratıyor.

Sonuç ve Çözüm Önerileri

Türkiye’nin daha adil, şeffaf ve güçlü bir hukuk devleti olması için yolsuzlukla mücadele politikalarının etkinleştirilmesi, hukukun bağımsız hale getirilmesi ve basın özgürlüğünün sağlanması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, halkın bilinçlenmesi ve demokratik taleplerini güçlü bir şekilde dile getirmesi, siyasetin hesap verebilir hale gelmesini sağlayacaktır.

Bu süreçte medya, sivil toplum ve bağımsız denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, Türkiye’nin yeniden güvenilir bir yönetim anlayışına kavuşmasına yardımcı olabilir. Devletin, halkına hesap vermek zorunda olduğu unutulmamalıdır.

Türkiye, büyük bir potansiyele sahip bir ülkedir. Ancak yolsuzluk ve hukuksuzlukla mücadele edilmezse, bu potansiyelin yok olma riskiyle karşı karşıya olduğu da unutulmamalıdır.



Mehmet Salih SEYHAN

Türkiye’deki Kurumlar Şeffaf mı? Devlet Neden Göz Yumuyor?

.

Tarih: 21.03.2025 12:00 Güncelleme: 21.03.2025 12:23