Kuran-ı Kerim’de yazan her emir veya yasak eşit değerdedir.
Yani biri diğerinden üstün değildir.
Elbette ki namazın önemi tartışılamaz ama adam öldürmemenin de ondan aşağı kalır yanı yoktur.
İşte son zamanlarda sıkça rastladığım ve sebebini anlamakta zorlandığım şey bu. Herkes-İslami hassasiyeti olanlar- sadece namaza, örtünmeye gösterdikleri önemi örtü aslında nasıl kullanılmalıdır konusuna göstermiyorlar. Başı istedikleri tarz kapatıp altlarına dapdaracık kıyafetler giyebiliyorlar.
Ya da tam tesettürlü giyinmiş olsalar bile anne-babalarıyla konuşma tarzları, toplum içinde yüksek sesle konuşup gülmeleri gerçekten çok itici olabiliyor. Halbuki Rabbimiz “yüksek sesle konuşan ve gülenleri ses olarak en kötü yaratılan eşeğe benzetiyor.” (LOKMAN/19)
Keza “davranışlarında , yürüyüşünde doğal ol; abartıdan kaçın” uyarısının “hırsızlık yapma” emrinden daha az önemli olduğunu söyleyebilir miyiz?
NUR Suresi, 58/63. ayetlerinde ev içinde özel odalara giriş ve çıkış anlarında aile fertlerinin bile kadın-erkek, genç-yaşlı ayırımı yapılmaksızın izin almaları emrini hangi ayetten değersiz sayacağız? İzin aldıktan sonra gelen “selam verin emri” aslında oldukça önemli insani bir davranış değil midir?
“En fazla 3 kez seslenip cevap alamadığımız zamanlarda geri dönüp gitmemiz” emrini bilip de cep telefonlarımızı sonuna dek çaldırıp tekrar tekrar aramamızı normal bir davranış olarak görüyorsak veyl olsun bize.
“Yalan söylemeyin” uyarısı pek çok ayette geçer. Buna rağmen, sosyal medya hesaplarında kullandığımız haber ve resimler; mazeret beyan ederken sıraladıklarımızın kaçı gerçeği yansıtıyor?
Bir başkasıyla ilgili söylentilere “hüsnü-zanda bulunup: Bu apaçık bir iftiradır” (NUR,12)diyemiyoruz ama namazı kılmayanlara karşı mangalda kül bırakmıyoruz.
Şirk ne kadar kötüyse komşuyla kavgalı olmak o kadar kötü;
emanete hıyanet etmek ne kadar fenaysa başladığı bir işi en iyi şekilde yapmamak (BAKARA,195)o kadar fena ;
akrabalarıyla bağı kesmemek ne demekse faiz yememek de aynı derecede değil midir?
Yoksa bizler elimize geçen rızkın sadece bize ait olduğu yanılgısı içinde miyiz?
Sadaka vermenin, alçakgönüllü olmanın, ehil insanlarla istişare etmenin, şükretmenin alkol kullanmama emriyle aslında aynı öneme haiz olduğunu unutmuşa benziyoruz.
Yoksa başımıza gelenlerin başka bir sebebi mi var?