Yaşam biçimlerimiz, yaşama bakış açılarımız, yaşama duyduğumuz saygı ve beklentilerimiz hayatla olan bağlarımızı belirler. İki yüz yıl önce yirmi yaşındaki bir gençle şu an yirmi yaşında olan gençlerin teknolojik olarak büyük farkları olsa da duygu ve gelecek inşa etme noktasında nasıl bir fark olabilir? Örneğin; O, at hayali kurarken sen araba hayali kurarsın.
Peki bundan yüz yıl sonra gelen gençler hangi kuşak olacak? Şunu deseler: “ Z kuşağı gelecek yıllarda yeni buluşları şimdiki teknoloji ile harmanlayıp daha büyük işlere imza atacak”, evet katılırım ve canı gönülden desteklerim.
“Onlar bizi kandırmadı, biz inanmayı seçtik.”
“Z” kuşağı başına buyruk, onun için her şey mubah ve her şeye bahanesi olan bir nesil olmasını istediklerinden sadece sosyal medyada da zaman öldüren oyunlar oynayan bir nesil olarak inşa ettiler. Çevrenize bakın, kaç tane genç var yeni buluşlar peşinde koşan? Tekrar bakın çevrenize, hayatını küçücük bir telefona veya bilgisayara sığdırmış kaç milyon genç var? Yalancı emzikle bizi susturdular. İşe yaramayan robot hurdaya, “Z” kuşağı gençliği, istedikleri oyunlarla kolayca harcanan figüranlara dönüştürdüler.
“Elinde yem olmadığı halde atı kandıran at bakıcısı gibidirler.”
Onlar üretecek biz tüketeceğiz… İstedikleri bu. Onlar ürettiklerini bize satarak rahat bir hayat yaşayarak mezara kadar bu oyunu sürdürecekler. Peki Z kuşağı gençleri yirmi otuz yıl sonra kendilerini nerede bulacaklar?
“Boşuna kendimizi kandırmayalım; sürekli yaptığımız şey neyse biz oyuz. “
Geleceklerini inşa etmek için yola çıkanlar kandırılması çok zor insanlardır. Onlar programlı bir hayatın tadını çıkararak. Hayatın inişli ve çıkışlı olduğunu kabullenerek yaşarlar.
Size akıl vermek isteyenlere bir bakın. Ölçü, onların kendi çocuklarına kurmaya çalıştığı hayat ile sizi itmeye çalıştığı hayat olsun. İster siyaset, ister ticaret veya aile ile ilgi konularda olsun. Başkalarının hayatını harcamak çok kolaydır.
Size akıl vermeye çalışanların dürüstlüğünü anlamanın en iyi yolu, aldatanlar kendi çocukları için daha iyisini isterler. Kendi çocukları için her şeyi feda ederler. Çocuklarının ayağına taş değmesin, en iyi okulda okusun… Çünkü çocuğunun kötü işlere bulaşmasını istemez. Başına kötü şeyler gelmesini, bunun sonucunda cezaevi gibi sorunlar yaşamaması için mücadele eder.
Sıra size gelince eğitiminiz, geleceğiniz… Bunların onlar için hiçbir kıymeti yoktur. Sizi kendi çıkarlarının bir maşası yapmaya çalışırlar. “Z” kuşağını kendileri için müsvedde kâğıdı gibi kullan at yaparlar.
“Biri sizi bir defa aldatırsa suç onundur; ikinci defa aldatırsa bilin ki suç sizindir.”
Saygılarımla…