Hakikaten İslam bir Arap dini miydi?
Hakikaten İslam Araplara inen bir din miydi?
Hakikaten Arapların millet haline gelişinin ve dünya gücü olmalarının adı mıydı İslam?
İslam’la ilgili hep şu söylentiler dillendirilegelmiştir:
“İslam bir Arap töresidir.”
“İslam Arapların millet haline geçme mücadelesinin adıydı.”
“İslam bir Kureyş düşüydü.”
“İslam bir Arap emperyalizmiydi.”
“Müslüman olup da Araplaşmayan yoktur”
“İslam Araplara inen bir dindi, evrensel mesajlar içermiyordu”
Peki gerçekten bu iddialar doğru mu?
Bizce değil. Eğer İslam hakikaten Araplara inen, Araplara mahsus bir din olsaydı Peygamber Efendimizin yakın çevresi dışında genel olarak İslâm’a geçen kabilelerin ve şahsiyetlerin içinde azımsanmayacak denli biyolojik olarak başka kökenlerden olanlar yer almazdı. Mesela ilk Müslümanlardan olan Selman-ı Farisi İran asıllıdır.
Yine Belazuri tarafından kaleme alınan Ensabül Eşraf adlı kitabın I. cildinin 489.sayfasında İslâm’ın ilk şehidi Hz. Sümeyye’den bahsedilir. Hz. Sümeyye, bu kaynağa göre Türklerin yoğun yaşadığı İran’a bağlı Keşker şehrinde yaşayan Pamuk adında bir cariyedir. İran Kisrası Nuşirevan tarafından kendisini ziyarete gelen Yemen Meliki Ebu’l Hayr’a cariye olarak verilir. Yemen’e dönerken Taif’te hastalanan meliki el-Haris bin Kalade adındaki ünlü bir hekim tarafından muayene edince melik, o esnada yanında olan İran Kisrası’nın hediyesi olan Pamuk’u sağlığını borçlu olduğu hekime armağan eder. Yıllarca köle olan Pamuk sonunda azad edilir ve Yasir’le evlenip Mekke’ye yerleşir. Artık ismini değiştirip Sümeyye olan Pamuk, bu evliliğinden Ammar ve Abdullah isminde iki evlat sahibi olur. İslâm güneşi doğduğunda İslâm’a geçen ilk mü’minelerden biri de Hz. Sümeyye’dir. Müslüman olduğunda çok yaşlı olan Hz. Sümeyye, müşriklerden en ağır baskıyı gören Müslümanların başında gelir. Neticede Ebu Cehil tarafından işkencelerle katledilen Hz. Sümeyye, İslâm’ın ilk şehidi olarak tarihe geçer. İslâm ve Batı dünyasında büyük saygınlığa sahip olan Muhammed Hamidullah, Hz. Sümeyye ile ilgili Ensabül Eşraf adlı kitaptan alıntılar yaparak İslâm Peygamberi adlı kitabında Hz. Sümeyye’yi ele alır ve O’nun Türk asıllı olduğunu yazar.
Yine İslâm tarihi konusunda güvenilir müverrihlerden olan Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı da Hz. Sümeyye’nin Türk olduğunun altını çizer. Prof. Dr. Abdülkadir Karahan ve Prof. Dr. Zeki Velidi Togan gibi önemli alimler de Hz. Sümeyye’nin Türk olduğuna vurgu yapar ve Pamuk isminin eski Türkçe’de olduğunu belirtir. Tarihi kaynaklar ışığında Hz. Sümeyye dünyaya geldiği yıllarda doğum yeri olan Keşker şehri her ne kadar İran kenti olsa da o süreçte Türklerin nüfus çoğunluğunu ele aldığı bir kent olmuştu. Yani tarihi kaynaklar ışığında söyleyebiliriz ki İslâm’ın ilk şehidi Hz. Sümeyye Türk’tür.
Yine Peygamberimizin “Ne iyi bir kuldur” övgüsüne mazhar olan Süheyb-i Rumi de Rum asıllı bir sahabedir.
Yani görüldüğü üzere İslâm’la ilk şereflenenlerde Peygamber Efendimizin yakın çevresi dışında genel olarak Arap olmayan şahsiyetler ve kabileler oluk oluk İslâm’a geçmiştir. Örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Bütün bunların yanında Bizans ordusu ile Müslümanların yaptıkları savaşlarda Bizans’a destek olan çok Hristiyan Arap kabileler mevcuttu.
Hatta bugün dahi yeryüzünde 5 milyondan fazla başta Hristiyan olmak üzere gayrimüslim Araplar bulunmaktadır.
Örneğin Lübnan Cumhurbaşkanı Maruni’dir ve biyolojik olarak Arap’tır. İnancı da Hristiyanlığın Katolik mezhebidir.
Kaldı ki Lübnan’ın yüzde 50’si Hristiyan’dır.
Yine Antakya ve Kudüs Rum Patrikhanesi cemaatleri de biyolojik olarak Arap’tırlar.
1923 sonrası Türkiye’den Yunanistan’a gönderilen Ortodoksların içinde Arap asıllı olanlar bile vardı.
Latin Amerika’daki Arap asıllı Hristiyanları saymıyorum bile.
İspanya’daki Arap asıllı Moriskolar da Endülüs Devleti’nin yıkılışı esnasında zorla vaftiz edilerek Hristiyanlaştırılmışlardır.
Yine Arap milliyetçiliğine dayanan Baas ideolojisinin fikri öncüsü de Hristiyan bir Arap olan Mişel Eflâk’tır.
Yani kısacası İslâm, Araplara inen bir din olmayıp tüm insanlığa gönderilen bir dindir ki Peygamberimiz Veda Hutbesinde de “Arap’ın Arap olmayana Allah saygısından başka üstünlüğü yoktur” demiştir.
Yine Tevbe Sûresi’nin 97.ayetindeki geçenleri de okurlarımızın takdirine bırakıyoruz.
Bu yüzden kısaca diyoruz ki İslâm tüm insanlığa gönderilmiştir ve Arap olan ve Arap olmayan ayrımı tanımaz.