Tarih: 06.07.2025 10:48

Prof. Dr. Vasfi Aşur Ebu Zeyd: Gazze halkı, alabileceği en ağır yara eşiğini çoktan geçti

Facebook Twitter Linked-in

Gazze Şeridi’nde 20 ayı aşkın süredir işgal rejimi tarafından devam eden saldırılar, açlık, susuzluk, zorunlu göç ve bombardımanlarla büyük bir insani felakete dönüşmüş durumda.

Mardin Artuklu Üniversitesi İslam Hukuku Profesörü Dr. Vasfi Aşur Ebu Zeyd, yaşanan trajediye dair açıklamalarda bulundu. Dünya kamuoyunun tepkisizliğini eleştiren Ebu Zeyd, "artık yeter" diyerek yetkililere çağrıda bulundu.

Gazze’de yaşanan yıkımın her geçen gün derinleştiğini belirten Ebu Zeyd, "Gazze Şeridi, 20 ayı aşkın süredir, açlığın, susuzluğun, zorunlu göçün ve bitmek bilmeyen bombaların altında hayatın en karanlık yüzünü yaşıyor. Ekmek kuyruğunda vurulan çocuklardan, yıkıntıların altından çıkarılamayan cansız bedenlere kadar her sahne, insanlığın tahammül sınırlarını çoktan aştı. Dünya ise resmî açıklamalar düzeyinde sessizliğini ısrarla koruyor." şeklinde konuştu.

"Neredeyse 2,3 milyon nüfus defalarca yerinden edildi"

Açlık ve susuzluğun "benzeri görülmemiş" boyutlara ulaştığını vurgulayan Ebu Zeyd, "Birleşmiş Milletler ajansları Gazze’yi 'dünyanın en aç yeri' ilan etti; 500 binden fazla insan mutlak kıtlıkla yüz yüze. israilin Mart–Mayıs 2025 arasında neredeyse tamamen durdurduğu yardım girişleri, gıdayı, suyu ve ilacı ulaşılmaz kıldı. Tarım arazilerinin ve su kuyularının yüzde 80’inden fazlası yok edildi; temiz suya erişim günde kişi başı bir litrenin bile altına düştü. Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre 57 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Bunların en az 16 bin 500’ü çocuk. Neredeyse tüm 2,3 milyon nüfus defalarca yerinden edildi. Sığınacak güvenli alan kalmadı; mülteci kampları havadan vuruluyor, hastaneler 'hedef dışı' olmaktan çıktı." ifadelerini aktardı.

Ebu Zeyd, sadece sivillerin değil, hastanelerin ve basının da doğrudan hedef alındığına dikkat çekerek, "Dünya Sağlık Örgütü, savaşın başından bu yana bin 60’tan fazla sağlık emekçisinin öldürüldüğünü belirtiyor; sahra klinikleri bile bombardımandan payını alıyor. Aynı dönemde 2024, gazeteciler için kayıtlardaki en kanlı yıl oldu: Öldürülen 124 basın mensubunun 85’i Gazze’de, çoğu israil ordusunun ateşiyle yaşamını yitirdi." ifadelerine yer verdi.

"İnsan hakları bildirgeleri, Gazze’de her gün çiğneniyor"

Gazze’de "Güvenlik" kelimesinin bile anlamını yitirdiğini belirten Ebu Zeyd, "Evler tek tek değil, mahalleler hâlinde yerle bir edildi; uykuya dalmak bile bir kumar artık. Babasından geriye sadece kimliği kalan çocuklar, ailesinin bütün fertlerini toprağa veren anneler… Bu coğrafyada ölüm, istatistiklere sığmayacak kadar sıradanlaştı. BM kuralları, Cenevre Sözleşmeleri ve insan hakları bildirgeleri, Gazze’de her gün çiğneniyor. Buna rağmen büyük başkentlerden yükselen tek ses, 'endişe' veya 'orantılılık' klişeleri. Bu suskunluk, sadece bombaların değil, vicdanların da ağır bir suç ortaklığına dönüştüğünü gösteriyor." şeklinde belirtti.

"Tarih, zulmü de suskunluğu da kaydeder, adalet ise bir gün mutlaka sözünü söyler"

Prof. Dr. Vasfi Aşur Ebu Zeyd, açıklamasının sonunda uluslararası topluma net bir çağrı yaparak, "Gazze halkı, alabileceği en ağır yara eşiğini çoktan geçti; bu savaşın uzamasına hiçbir insanî gerekçe kalmadı. Derhal; kalıcı ateşkes sağlanmalı, tüm saldırılar durmalıdır. Abluka ve kısıtlamalar son bulmalı; gıda, su, ilaç ve yakıt kesintisiz girmelidir. Yeniden inşa için kapsamlı, bağlayıcı bir plan devreye sokulmalıdır. Gazze, bugün insanlığın aynasıdır. O aynada, sessiz kalan dünya kendine bakmalı ve 'hangi değere hizmet ediyorum?' sorusundan kaçmamalıdır. Çünkü orada ölen her çocukla, dünya vicdanı da biraz daha gömülüyor. Ve unutulmamalıdır tarih, zulmü de suskunluğu da kaydeder. Adalet ise bir gün mutlaka sözünü söyler." ifadelerini kaydetti. (İLKHA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —